Bayram deyince çocuk için önce neşenin, sevincin bol olduğu ve paylaşıldığı akla gelmeli. Aile ya da iş hayatında zorluklar yaşadığımız bir dönemde dahi olsak bayram vesilesiyle bunları düşünmeye biraz ara verip ailemiz ve sevdiklerimizle birlikte mutlu olmaya çalışmak sadece geleneklerimizi yaşatmak anlamında değil, kendimizi iyi hissetmek için de önemlidir.
Sonuçta insan duygusal bir canlıdır, köklerine, geçmişe, anılara, geleneklere ihtiyaç duyar. Kendi varlığını bilebilmesi ve sevebilmesi için kendinden öncesine dair bir tanımlama yapabilmesi gerekir. Bu yüzden bayramları mümkün olduğunca geleneklere uygun yaşamaya çalışmak her şeyden önce aslında bizlere iyi gelecektir.
Ancak bu dönemde pek çok ailenin aklını karıştıran soru çocuğa Kurban Bayramının nasıl anlatılacağı olduğuna göre gelin size bu konuda uzman önerilerini yazalım:
Okul öncesi dönemdeki çocuğun, kurbanın kesilmesini ve ölümü kavraması zorlaşacaktır. Hatta sevdiklerine, kendine zarar geleceğinden de endişe duymaya başlayabilir. Çocuk, kurbanlıkla çok vakit geçirmiş, onu sevmiş ve bağlılık geliştirmişse kayıp duygusuyla bir hüzün ve acı hissedebilir. İnatlaşarak kurban etinden yemek istemeyebilir, zorlanmamalıdır. Böyle bir durumda kurbanın paylaşım yönü ve etin sağlık için gerekli olduğu söylenebilir. Yine de açıklamalar çocuk için rahatlatıcı yeterli olmayacağından öncesinde dikkatli olunmalıdır. Bilhassa televizyondaki olur olmaz görüntülerden sakındırılmalıdır.
8-9 yaşlarından sonra arzu eden aileler konuyu dini boyutlarıyla izah edebilirler. Ancak çocuğun durumuna göre kurban kesimine şahit olmaması tercih edilse daha iyi olur.
Aslında Kurban Bayramı, işin sosyal boyutu üzerinde durularak anlatılmalıdır. Etin pahalı fakat sağlık için gerekli bir yiyecek olduğu, her zaman et alma imkânı olmayan insanların bu fırsata bayram sayesinde kavuştukları açıklanmalıdır. Paylaşma ve yardımlaşma kültürüne, birlik ve beraberlik duygularına vurgu yapılmalıdır.