Hamile olduğunu öğrenen anne adayının içini sevinç, mutluluk, heyecan kaplar.
Bu heyecan ve sevinç hissi 4./5. aylarda bebeğin hareketleri hissedilmeye başlandığında doruğa çıkar, hele de cinsiyet öğrenilip yavrunuzun adına alışverişler yapılmaya başlandığında heyecanınızı babayla, çevreyle de paylaştığınız dönemlerde tarifi imkânsız heyecanlar…
Böylesine mutlu heyecanları yaşarken, birileri gelip keyfimizi kaçırmak adına doğumda yaşanabilecek sorunları anlatırlar, doğum mucizesinin bunca güzelliği varken…
Birçok insan hep kötü tecrübelerini, acılarını, çektiklerini aktarır. Normal doğum yapmış bir kadın-doğum uzmanı olarak hep merak etmişimdir, "Sadece kadınlığa, anneliğe özgü bu mucizevi muhteşem eşi benzeri olmayan süreci nasıl olur da böyle yorumlarlar?" diye.
Ve maalesef anne adayı doğumu yaşanılası zor bir olay olarak algılamaya başladığında mutlu heyecanları, kaygılı bekleyişlere döner.
Oysa doğum hamileliğin doğal bir sonu ve sizi "anne" statüsüne yükselten muhteşem bir şekilde programlanmış bir süreçtir.
Anne adaylarının aslında tek yapması gereken, hamileliğini öğrendiği sevinç ve heyecanla doğumu beklemeleri, onun ve bebeği için yazılmış olan programa "olur" demek. Kaygılı, endişeli bekleyişler yazılan programı bozabilmekte, doğal süreci olumsuz etkilemektedir.
Kaygılarımızı azaltmak doğum sürecini olumsuz etkilemek adına doğumla ilgili bilgileri doğru insanlardan öğrenmeli hatta bu konudaki uzmanların düzenlediği hamile eğitim programlarından destek alınmalıdır.
Zira doğumu kaygıyla değil sevinçle, heyecanla beklerseniz bebeğinizi karşılama hazırlığınızı bu duygularla yaparsanız emin olun yaşamınızın en muhteşem deneyimidir doğum.
Op. Dr. Ayşe DUMAN