Gözün uzun süre güneş ışınlarına, kuru hava ve toza maruz kalmasıyla oluşan ve halk arasında 'kuşkanadı' ya da 'et yürümesi' diye bilinen pterygium hastalığı kış aylarında da gözü tehdit ediyor.
Hastalığın kış aylarında da görülme sıklığının fazla olduğunu söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Melike Gedar, “Kuşkanadı hastalığı veya et yürümesi diye bilinen pterygium hastalığı gözün beyaz kısmını örten zarın kalınlaşması ve kornea üzerine doğru ilerleyerek büyümesidir.
Pterygium büyüdükçe gözde kırmızılık ve batma gibi rahatsızlıklara yol açar. Sonunda korneanın düzgün yüzeyini değiştirerek görme bozukluklarına, özellikle de astigmatizmaya neden olur. Çok ileri vakalarda gözbebeğini kapatarak hastanın görmesini tamamen bloke eder” dedi.
Balık avlarken göze dikkat
Kuşkanadı hastalığın genellikle Türkiye gibi neredeyse 4 mevsim güneş ışığının eksik olmadığı ve karlı ülkelerde görüldüğünü belirten Op. Dr. Gedar, şöyle konuştu:
“Hastalığın oluşmasındaki öncelikli neden, gözün UV ışınlarına aşırı maruz kalması. Hastalık sıcak ve güneşli iklimleri seviyor. Türkiye’de Akdeniz ve Güneydoğu bölgelerinde diğer bölgelere oranla daha sık rastlanıyor. Bir diğer neden ise, kuru hava ve tozlu ortamlar. Sörf sporu yapan veya balık avlamaya fazla zaman harcayan kişilerde hem UV ışınlarına hem de tozlu ortamlara uzun süre maruz kalmaları nedeniyle pterygium oluşma ihtimali yüksektir.”
Kışın güneş gözlüğünü ihmal etmeyin
Kuşkanadından korunmak için yılın her döneminde güneş gözlüğü kullanmak gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Gedar, “Pterygiumdan korunmanın en iyi yöntemi UV 400 korumalı güneş gözlüklerini güneşli açık havada, karlı havalarda da düzenli olarak kullanmak. Güneş gözlüklerinin göz etrafı cilt dokusu ile gözlük çerçevesi arasında geniş boşluk olanlar yerine göz etrafını saran tasarımla yapılmış olanlara tercih edilmelidir. Geniş siperli şapka takmak ilave koruma sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Nasıl tedavi edilir?
Kuşkanadı hastalığının, hafif vakalarda suni gözyaşı damlalarla giderilebildiğini anlatan Op. Dr. Gedar, göz damlalarına rağmen gözdeki kızarıklık, irritasyon, bulanık görme şikâyetleri devam etmesi veya pterygiumun sürekli büyümesi nedeniyle görmenin azalması durumunda cerrahi işlem yapılması gerektiğini ifade etti. Op. Dr. Gedar, tedavi yöntemi hakkında şu bilgileri verdi:
“Pterygium cerrahisinde kornea üzerine ilerleyen bu anormal doku kornea (saydam tabaka) ve sklera (gözün beyaz kısmı) üzerinden temizlenir. Hastalığın tekrar nüksetme oranını en aza indiren konjunktival otogreft yöntemiyle pterygium dokusu temizlenir, kornea şeffaf hale getirilir, pterygiumun alındığı yerdeki boş alana üst kapak altından alınan konjunktiva ( gözün beyaz kısmını saran zar dokusu) dokusu nakledilir.
Bu cerrahi yöntem eski yönteme göre daha fazla cerrahi tecrübe ve yetenek gerektirir. Nakledilen konjunktiva, pterygiumun alındığı alanda bariyer görevi görerek yeniden pterygium dokusunun büyümesini engeller. Bu alana çok ince dikişlerle tutturulur. Bu dikişler 1 hafta kadar batma hissine neden olsa da kendiliğinden eriyerek kaybolurlar. Ameliyat sonrası 2-3 hafta içinde göz normal haline geri döner.”
Gözün uzun süre güneş ışınlarına, kuru hava ve toza maruz kalmasıyla oluşan ve halk arasında 'kuşkanadı' ya da 'et yürümesi' diye bilinen pterygium hastalığı kış aylarında da gözü tehdit ediyor.
Hastalığın kış aylarında da görülme sıklığının fazla olduğunu söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Melike Gedar, “Kuşkanadı hastalığı veya et yürümesi diye bilinen pterygium hastalığı gözün beyaz kısmını örten zarın kalınlaşması ve kornea üzerine doğru ilerleyerek büyümesidir.
Pterygium büyüdükçe gözde kırmızılık ve batma gibi rahatsızlıklara yol açar. Sonunda korneanın düzgün yüzeyini değiştirerek görme bozukluklarına, özellikle de astigmatizmaya neden olur. Çok ileri vakalarda gözbebeğini kapatarak hastanın görmesini tamamen bloke eder” dedi.
Balık avlarken göze dikkat
Kuşkanadı hastalığın genellikle Türkiye gibi neredeyse 4 mevsim güneş ışığının eksik olmadığı ve karlı ülkelerde görüldüğünü belirten Op. Dr. Gedar, şöyle konuştu:
“Hastalığın oluşmasındaki öncelikli neden, gözün UV ışınlarına aşırı maruz kalması. Hastalık sıcak ve güneşli iklimleri seviyor. Türkiye’de Akdeniz ve Güneydoğu bölgelerinde diğer bölgelere oranla daha sık rastlanıyor. Bir diğer neden ise, kuru hava ve tozlu ortamlar. Sörf sporu yapan veya balık avlamaya fazla zaman harcayan kişilerde hem UV ışınlarına hem de tozlu ortamlara uzun süre maruz kalmaları nedeniyle pterygium oluşma ihtimali yüksektir.”
Kışın güneş gözlüğünü ihmal etmeyin
Kuşkanadından korunmak için yılın her döneminde güneş gözlüğü kullanmak gerektiğini vurgulayan Op. Dr. Gedar, “Pterygiumdan korunmanın en iyi yöntemi UV 400 korumalı güneş gözlüklerini güneşli açık havada, karlı havalarda da düzenli olarak kullanmak. Güneş gözlüklerinin göz etrafı cilt dokusu ile gözlük çerçevesi arasında geniş boşluk olanlar yerine göz etrafını saran tasarımla yapılmış olanlara tercih edilmelidir. Geniş siperli şapka takmak ilave koruma sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Nasıl tedavi edilir?
Kuşkanadı hastalığının, hafif vakalarda suni gözyaşı damlalarla giderilebildiğini anlatan Op. Dr. Gedar, göz damlalarına rağmen gözdeki kızarıklık, irritasyon, bulanık görme şikâyetleri devam etmesi veya pterygiumun sürekli büyümesi nedeniyle görmenin azalması durumunda cerrahi işlem yapılması gerektiğini ifade etti. Op. Dr. Gedar, tedavi yöntemi hakkında şu bilgileri verdi:
“Pterygium cerrahisinde kornea üzerine ilerleyen bu anormal doku kornea (saydam tabaka) ve sklera (gözün beyaz kısmı) üzerinden temizlenir. Hastalığın tekrar nüksetme oranını en aza indiren konjunktival otogreft yöntemiyle pterygium dokusu temizlenir, kornea şeffaf hale getirilir, pterygiumun alındığı yerdeki boş alana üst kapak altından alınan konjunktiva ( gözün beyaz kısmını saran zar dokusu) dokusu nakledilir.
Bu cerrahi yöntem eski yönteme göre daha fazla cerrahi tecrübe ve yetenek gerektirir. Nakledilen konjunktiva, pterygiumun alındığı alanda bariyer görevi görerek yeniden pterygium dokusunun büyümesini engeller. Bu alana çok ince dikişlerle tutturulur. Bu dikişler 1 hafta kadar batma hissine neden olsa da kendiliğinden eriyerek kaybolurlar. Ameliyat sonrası 2-3 hafta içinde göz normal haline geri döner.”
Kaynak: Posta