Ailelerin çocuklarına söyledikleri yalanlarda az da olsa tatlılık payı vardır. Nasıl olmasın? O kadar çok söylüyorlar ki! Elbette bunların hemen hepsi zararsızdır, o yüzden tatlı demeyi uygun buluyoruz.
Konumuza gelince; neredeyse her kültürde; “Biz çocuklarımızın arasında ayrım yapmayız, hepsini aynı severiz.” cümlesine karşılık gelecek bir deyiş vardır. Anneyle baba, çocuklarının arasında ayrım göz etmediğini tekrar tekrar söyleyedursun, çocuklar gerçeğin aile sırrı olmadığını bilirler. Favori çocuk, diğeri ya da diğerleri yoluna taş koymasın diye, gözde oluşunun gayet farkında, sükûnetini korur.
İster büyük bir öfkeyle reddedin ister vicdan azabıyla kabul edin, birçok ailede yaşanan bir durum bu. ABD’nin Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, üç yılda, 384 kardeş ve ebeveynlerine üç kez yapılan ziyarette aile bireyleri arasındaki çelişkili ifadeler kayda alınıyor ve şu sonuca varılıyor: Annelerin % 65’i, babaların % 70’i kardeşlerden birini tercih ediyor ve bu genellikle en büyük kardeş oluyor.
“Gözde çocuk” ya da “gözde kardeş” bilim insanlarının gözünden kaçsa bile çocuklar, “gözde” olma konusunda taktik geliştirmekte oldukça başarılılar. Dünyamız, doğdukları andan itibaren anne-babasının ilgisini çekmek ve onların biriciği olmak için itişip kakışan bir sürü kardeşle dolu.
Sadece, bu “en çok beni sevin!” oyunundan hangi kardeşin galip geleceğini tahmin etmek biraz güç. Baba-oğul ilişkileri efsanedir; ancak eğer bir kızınız da varsa, baba-kız ilişkisi onu sollayabilir. Anneler, hemcins olmalarından hareketle kızlarını anlarlar; fakat gün gelir de kızları onları hayal kırıklığına uğratırsa, sevgi oyununun kazananı annenin “sevgili oğlu” olabilir.
Bir de doğanın kanunu var…
Ebeveynlerin, farklı çocuklara farklı değerler addetmesini anlamak – ve hatta kimbilir belki de kabul etmek – acı vericiyse eğer, bunun, doğanın bir kanunu olduğunu bilmek işimizi kolaylaştırabilir.
Ailenin gözdesi genellikle ilk çocuk oluyor. Bir ürünü geliştirmek için ne kadar çaba harcarsanız, onun meyve vermesini de o kadar dört gözle beklersiniz. Ailenin “favori büyükleri”, bu dünyadaki ilk yıllarındaki “tek çocuk” kaymağından afiyetle yemiş ve kimseyle yiyeceğini ya da anne sütünü paylaşmak zorunluluğunu yaşamamış olduğundan endam ve kuvvet olarak kardeşlerinin önüne geçiyor. Küçük kardeşlere diğer tokat da 2007’de Norveç’te yapılmış olan bir araştırmadan geliyor: Ailenin ilk çocukları, diğer kardeşe ya da kardeşlere, biraz da hayatlarının ilk senelerinde anne-babanın yegane odağı olmanın avantajıyla, IQ değerleri bakımından da 3 puan fark atıyorlar.
Ya kırılgan olanı koruma güdüsü?
Yine geldik, dayandık, doğamıza. Kardeşler arasında en kırılgan, en naif olanını daha çok sevmek ailenin içgüdüsel bir refleksi olabiliyor. Burada yalnızca insanoğluna özgü olmayan şefkat devreye giriyor. Antropolog Sarah Blaffer, Anne Doğası: Annelerin, Çocukların ve Doğal Seleksiyonun Tarihi adlı kitabında Avrupa ve Amerika kıtalarında oldukça yaygın bir tür olan yaban ördeklerini inceliyor. Diğer kuşlardan farklı olarak, yaban ördekleri tüm eforlarını güçlü yavruyu kollamak için sarf etmiyor; aksine hayatta kalabilen yavru sayısının olabildiğince fazla olması için uğraşıyor. Bu davranış, insanoğluna uyarlandığında aklımıza tüm çocuklarımıza eşit davranmak gelmemeli sadece, çünkü burada yardıma ihtiyacı olduğundan en hassas, en zayıf çocuktan taraf olmak söz konusu.
Cinsiyetler Arası İlişkiler
Kızının tatlı yüzüne karşı koyamayan, oğlunun bir dediğini iki etmeyen aile modelleri size de tanıdık geliyor mu? Belki siz de onlardan birisiniz. Bakın, 2003 yılında Human Nature gazetesinde yayımlanan bir araştırma ne diyor? “Annelerin en kuvvetli gözde çocuk adayı, evin en büyük oğluyken; baba için bu aday evin en küçük kızı oluyor.” Şaşırdık mı?
Sonuç olarak, her uzman “gözde evlat” meselesinde uzlaşmış değil. Fakat ailelere verdikleri tavsiye tek bir ağızdan çıkmış gibi: Eğer çocuklarınızdan birini biraz daha fazla seviyorsanız, bunu kendinize saklayın. Çocuklarınız sevgi terazinizdeki eşitsizliği sezseler dahi inkar etmek onlara daha az zarar verecektir.