Şimdi yazacaklarımdan sonra bir husus kesinleşecek. Ben gerçekten rahat bir insanım. Cidden…
Kocaman bir plazada çalışıyorum (plazanın ufağı olmuyor zaten).
Türkiye’nin tartışmasız en büyük yayın gruplarından birindeyim.
Bir de yayın yönetme falan gibi havalı civalı bir durumum var hesapta…
Gün içinde acayip yerlere gidip geliyorum. Toplantılar, çekimler, TV Kanalları, “ünlüler”…
Bir sürü şey taşımam gerekiyor yanımda çoğu zaman ve hepsi çantama sığmıyor haliyle…
Ipad, Blackberry, diğer iş cep telefonu, mp3, not defterleri, ajanda, makyaj çantası, parfüm, cüzdan, el kremi, numaralı lenslerimi çıkarmam gerekirse diye gözlüğüm, şarj aletleri, ıslak mendil, yaka kartı, anahtarlar, kalemler, su, artık aklınıza ne gelirse…
Tüm bunların tek bir çantada olabilmesi mümkün değil…
Dolayısıyla cüzdan, telefon, yaka kartı ve su gibi ürünler omuz çantamda geziyor
Ve geri kalan her şey….
TORBADA!
Uzun süredir bu torbalarla geziyorum, kimi zaman eflatun, kimi zaman kırmızı…
İşin feci tarafı bana o kadar normal geliyor ki bu torbaları taşımak yanımda…
Dışarıdan görüntü şöyle; (hele o gün toplantı falan varsa) elbise, çizme, bej rengi palto, çanta ve TORBA…
Ya da;
Etek, topuklu ayakkabı, kaban, çanta, deri eldivenler ve TORBA…
Kimse de demiyor ki “kardeşim nedir bu torbayla ilişkin? Bir iş çantası falan al kendine!” herkes torbamı benimsemiş sanırsam…
Allahtan annem gördü…
Annem: Kızım bu ne?
Ben: Ipadim falan var içinde, şarjlar, gözlük falan
Annem: Torbada?
Ben: Yok onlar böyle doğayla dost falan
Annem: Deri de doğayla dost Mehtap!
Ben: !!!!!
Annem: Torba Mehtapçım? İşe torbayla mı gidiyorsun? Kendine bir iş çantası alacak paran yok mu? Valelere vermekten çanta almaya paran kalmadı geri zekalı çocuğum.
Ben: Anne hiç düşünemedim ki yani… Kötü mü duruyor ki?
Annem: Mehtap… 38 yaşındasın… 38 yaşında çalışan bir kadın kaşmir palto giyip koluna da kırmızı torba takmaz.
Ben: Ben çoğu zaman mont giyiyorum ve kot falan ama yani… Tabii evet… Torba… Olmaz tabii…
Annem: Bir çanta al kendine
Ben: Evet ya tabii… Hiç aklıma bile gelmedi
Hakikaten aklıma gelmedi… Ta ki annem “kızım torbayla mı geziyorsun?” diyene kadar…
Bana göre torbaya değil, onu taşıyana bakmak lazım… Şu ana kadar da (ki bu ara girip çıkmadığım yer kalmadı desem abartmış olmam) gittiğim yerlerde torbaya takılan olmadı açıkçası…
Belki gıyabımda “o torba ne ya?” demişlerdir de…
Benim ne yaptığım ve başka neler yapabileceğimle daha fazla ilgileniyor insanlar, elimde ne taşıdığım ile değil kafamda ne olduğu toplantı konusu şükürler olsun ki…
38 erken bir yaş bunu başarmak için ve ben köpek gibi çalışmanın mükafatı addediyorum bu durumu.
Yine de,
devir hava civa devri, torba da taşımak doğru değil artık…
Annemi dinledim, çok pahalı bir dükkana gittim, hiçbir şey beğenemedim…
Kel alaka bir çanta aldım, bol gözlü, cepli, ince ama “fonksiyonel”, gri, kendi halinde bir şey…
Sevdim ama ben çantamı, mor ya da kırmızı torbalarım gibi değil ama kendi içinde bir tarzı var…
Kendini bu kadar yaşlı hisseden bir kadın için…
Kırmızı torba?
:) Sanırsam hâlâ büyümemiş bir tarafım var…