Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Akar: "Kişiye uygun spor seçiminde genetik faktörler etkili"
Yarışma amacıyla yapılan spor dallarında başarı elde edilmesinde genetik faktörler etkili olurken, kimi sporcularda benzer nitelikler olmasına karşın bireysel özellikleri ön plana çıkıyor.
Genetik ve spor üzerine araştırma yapan bilim insanları, başarılı sporcularda yapılan incelemelerde çeşitli genetik faktörlerin etkili olduğunun saptandığını, birçok sporcuda benzer genlerin ve mutasyonların bulunduğunu ortaya koydu.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nejat Akar, spor ve genlerin ilişkisi üzerine araştırma yapıldığını, bu ilişkinin başarı üzerinde etkisinin incelendiğini söyledi.
"Bu çocuk da yetenek var" cümlesinin spora başlayan çocukların ebeveynlerinin duymak isteyecekleri; onları eğitecek antrenörlerin ve hatta tribünde oturan seyircilerin, sahadaki sporcuya bakıp söyledikleri sözler olduğunu belirten Akar, sporun yalnızca spor için yapıldığında, yeteneğin çok önemli olmadığını ve bu nedenle herkese spor yapma olanağı tanınması gerektiğini ifade etti.
Akar, yarışma için spor yapıldığında yeteneğin ön plana çıktığını vurgulayarak, "Çünkü, günümüzde sporcuya yapılacak yatırımın boyutları önem kazanmaktadır. O zaman devletin veya özel sponsorların destekleyeceği sporcuların seçilmiş ya da elit olması gerekmektedir" dedi.
Genetik mi, bireysel özellikler mi etkili?
Kişiye uygun spor seçiminde genetik faktörlerin etkili olduğunu vurgulayan Akar, genetiğin önemli olduğuna dair ilk bulgunun 1964 Innsbruck Kış Olimpiyatları’nda iki altın madalya kazanan Finlandiyalı Mantyranta isimli sporcuda Erythropoietin reseptör geninde bir mutasyonun saptanmasıyla gündeme geldiğini anlattı.
Akar, "Bu gende ortaya çıkan mutasyon, eritrosit oksijen taşıma kapasitesini diğer atletlere oranla yüzde 25-30 artırmaktadır" diye konuştu.
Akar, moleküler teknikler geliştikçe, kolaylaştıkça ve ucuzladıkça bilim insanlarının dikkatlerinin kas, kemik, total vücut enerji korunumu, yağ ve glukoz metabolizması düzenlenmesi-enerji metabolizmasıyla ilgili olabilecek yollarda yer alan genlerdeki değişimlerin araştırılmasına yöneldiğini ifade etti.
Genetiğin dışında bireysel özelliklerin de spordaki başarıda etkili olduğuna dikkati çeken Akar, 15 yaşından itibaren aynı antrenör tarafından 19 yıl süreyle birlikte çalıştırılan 20 kilometre yürüyüş olimpiyat şampiyonu ve ikizinin 40 yaşında incelendiğini belirtti.
Akar, şunları kaydetti:"Fiziksel kapasiteleri birbirinin aynı olmasına karşın farklılaşma, bireysel kişilik özelliklerine bağlandı. İskelet kası büyümesi ile fiziksel performans arasında pozitif ilişki bağlamında ’Angiotensin Converting Enzim’ geni bu konuda yapılan en çok çalışmanın konusu oldu. 7 bin metreye ek oksijen kullanmadan tırmanan 33 elit İngiliz erkek yüksek dağ tırmanıcı da bu gendeki özel bir değişikliği taşıyanların en üstün performans gösterdikleri belirlendi.
Elit sprint atletler özel bir gen değişimini daha sık taşımaktadır. Bu değişimin sıklığı Asya’da yüzde 25, Afrika Bantu yerlilerinde yüzde 1’in altında, Avrupa’da ise yüzde 18 olarak bulundu. Bizim Türk toplumunda yaptığımız çalışmada Avrupa toplumlarına benzeyecek şekilde yüzde 15,5 şeklinde tespit edildi.
Bu değişim, 2005 sonu itibarıyla, Avustralya ve Japonya’da tüm spor okullarında bakılması tavsiye edilen ticari bir ürün haline geldi."
Olası zararlı genler
Akar, Türkiye’de özellikle Adana, Mersin, Tarsus, İskenderun bölgelerinde yaygın olarak bulunan orak hücre kansızlığı taşıyıcılarının; maratonlarda performans zamanları farklı olmasa bile, ancak yüzde 10’unun şampiyon olabildiğinin gösterildiğini belirtti.
Ayrıca ani ölüm riskinin de bu kişilerde olabileceğine dair yazılar olduğunu dile getiren Akar, şöyle devam etti: "Egzersiz sonrası hemokonsantrasyon, spor yaralanmalarından sonra hareketsizlik, sık uzun havayolu seyahatleri, yarışma öncesi aşırı kilo kaybı ve doğum kontrol haplarının kullanımı damar tıkanıklıklarına yol açabilir. Aşırı egzersiz yapan kalıtsal artmış pıhtılaşma yanıtı taşıyanlarda damar tıkanıklıklarına daha sık rastlanmaktadır. Böyle bir gen değişimini ’Faktör V’ geninde taşıyanlarda bu riskin artması beklenmektedir.
Sağlıklı Türk toplumunda bu gen değişiminin yüzde 9 oranında olduğu dikkate alınırsa, özellikle ailede ani genç yaş ölümü, damar tıkanıklıkları öyküsü olan sporcularda, bu gen değişiminin incelenmesi yararlı olabilir."