Çocuk doğası gereği anneye bağlıdır ancak, annenin davranışları, bunun bağımlılığa dönüşmesine yol açabiliyor. Bebeğinizin herkesten çok size ihtiyacı var. İhtiyaçlarını karşılayan, onu dış dünyadan koruyan ve sevgiyle sarmalayan “siz”siniz. Uzman Psikolog/Pedagog Sinem Olcay bebeğinizin size duyduğu sevgiyi nasıl yaşadığını anlatıyor:
Çoğu ebeveyn için bebeğine aşık olma süreci doğumdan önce başlar. Bebekler ise ebeveyne olan sevgi hislerini doğumdan sonraki 2-4 ay arası dönemde net şekilde göstermeye başlarlar. Bebeğinizin sizinle bağ kurmaya başladığını, ona gösterdiğiniz duygusal tepkilere karşılık almaya başladığınızda anlarsınız.
Örneğin; bebeğinize kocaman içten bir gülücük verdiğinizde gözlerinin içi gülecektir. Kaşlarınızı çattığınızda ise yüzünüzdeki endişe ifadesini taklit edercesine aklı karışmış bir ifade sergileyecektir.Ya da bebeğinizin yüzüne bakıp değişik sesler çıkardığınızda aynı sesi henüz üretemese de ağız hareketinizi taklit etmeye uğraşacaktır. Bebeğinizin sizi sevebilme ve gösterdiğiniz farklı duygusal ifadelere uyumlu cevap verebilme becerisi aslında ne kadar akıllı olduğunun da göstergesidir. Bebeğinizle karşılıklı gülümseme, kaş çatma ya da öpücük gibi yüz ifadeleri yaparak ya da ritmik el ve kol hareketleri kullanarak gün içinde düetler yapmayı deneyebilirsiniz.
Bebeğinizin sizinle duygusal bir bağ kurmaya başladığının bir diğer göstergesi de sizin yakında bulunmanızdan aldığı keyiftir. Sabahları sizi ilk gördüğünce bebeğinizin yüzünde beliren sevecen gülümseme ve çıkardığı neşeli sesler ya da sizin sesinizi duyduğunda ellerini, kollarını sallamaya başlaması bebeğinizin size olan sevgi hislerini gösterme yoludur.
Çoğu bebek 5 ay civarı ebeveynle sevgi ilişkisi kurduğunu gösteren belirli davranışlar sergiler. Bunların bazıları şunlardır:
o Gülümsemenize gülümseyerek cevap verir
o Sevecen bakışlar ve gülücükler kullanarak etkileşim başlatır
o Bebeğinizle ritmik hareketler yaptığınızda sesler çıkarır ve/veya ağzını, elini, kolunu ya da bedenini sizinle uyumlu, ritmik şekilde hareket ettirir
o Onu kucağınıza aldığınızda ya da sarıldığınızda gevşer ve rahatlamış gözükür
o Ona dokunduğunuzda, sarıldığınızda, baktığınızda ya da onunla konuştuğunuzda cıvıldama şeklinde sesler çıkarır
o Yüzünüze ilgiyle ve çok dikkatli şekilde bakar
o Ce-eee gibi saklanma birleşme oyunlarında yüzünüzün/sesinizin yeniden belirmesini merak ve heyecan içinde bekler
o Onunla oynamaya ara verdiğinizde huysuz ya da üzgün gözükür
o Yaptığınız bir şey yüzünden engellendiğinde kızar( kaşlarını çatarak ya da ağlayarak)
o Sıkıntılı bir durumda sizin yardımınızla en fazla 15 dakika içinde sakinleşir, teselli bulur
Bebeğinizin sizinle kurmakta olduğu sevgi ilişkisinden aldığı zevki ve heyecanı teşvik etmek için şunları yapabilirsiniz:
o Sesinizi alçaltıp yükselterek, yumuşaktan serte değişik tonlamalar kullanarak bebeğinizle konuşun ve mırıldanın
o Bebeğinizle konuşup mırıldanırken ona değişik yüz ifadeleri yapın
o Yumuşak dokunuşlarla bebeğinize dokunun ya da masaj yapın ve bu sırada ne yaptığınızı ona anlatın
o Bebeğinizle konuşuyor ya da ona bakıyorken kol ve bacaklarını nazikçe hareket ettirin
o Bebeğinizi gözlerinin içine bakıp gülerek, konuşarak ve şarkı söyleyerek mekan içinde yatay ya da dikey olarak hareket ettirin.
Bebeğiniz sevgi hislerini ifade eder hale gelirken fiziksel, duyusal, zihinsel ve dil açısından da pek çok beceri kazanmaktadır. Bebeğinizin size olan sevgi hisleri diğer gelişim süreçlerini organize eden ve onlara anlam katan bir etkiye sahiptir. Örneğin, bebeğiniz fiziksel olarak bir şeye uzanma ve tutma becerisi kazandığında bu beceriyi en çok ilgisini çeken ve keyif aldığı şeylere ulaşmak için kullanacaktır ve aslında bebeğinizin dünyasında sizden daha ilginç hiç bir şey yoktur. Bebeğiniz uzanma, tutma, emekleme gibi birçok önemli fiziksel beceriyi hayatındaki en önemli sevgi nesnesine, yani size, ulaşmaya çalışırken pekiştirir. Bebeğinizin size olan sevgisi gelişimi boyunca onu motive etmeye devam eder. Benzer şekilde duyusal becerilerin gelişiminde de ebeveyne duyulan sevginin etkisi büyüktür. İlk aylarda bebeğiniz gözlerinizi, ağzınızı, burnunuzu ayrı parçalar olarak algılarken 4 aylık olduğunda artık yüzünüzü bir bütün olarak tanır ve belli bir mesafeden bile ayırt edebilir. Ayrıca büyüdükçe çıkardığınız farklı ses dizilerini algılar. Örneğin, her sabah aynı şarkıyı söyleyerek bebeğinize merhaba diyorsanız bu seslerin ritmiyle sizin onun dünyasına yeniden girişinizi eşleştirebilir.
Özetle, bebeğinizin kaslarını ve duyularını kullanma, görüntü dizilerine ve dile tepki verme gibi becerilerinin gelişimi size olan ilgi ve sevgisi sayesinde gerçekleşir. Sevginin bebek gelişimindeki önemi, bir yetişkinle sevecen ve birebir bir ilişki kurma fırsatından yoksun kalan yetimhanelerdeki bebeklerde trajik şekilde gözlemlenmiştir. Bu bebeklerin yatağının başına dönenceler asılsa da bebekler nadiren dönencelere bakarlar. Bu bebekler zamanla enerjik şekilde hareket etme becerisini kaybeder çünkü ulaşabileceği hiç kimse yoktur. Bu koşuldaki çoğu bebek fiziksel, zihinsel, duyusal ve dilsel gelişim bakımından ciddi gerilikler sergiler. Bazıları kilo bile alamaz. Sevgi besini olmadan gelişim filizlenemez. İşte ebeveyn-bebek arasındaki sevginin önemi burada yatar.