Karne tek başına kaygı oluşturmaz. Öğrenciler ailelerinin tepkisinden korkarak, karneyi saklama, notları değiştirme, hatta sahte karne gösterme ya da maalesef belki de dünya üzerinde sadece bizim toplumumuzda rastlanan kötü notlardan dolayı intihar etme gibi yollara başvuruyorlar. Oysa karne çocuğun kapasitesini tümüyle yansıtan bir değerlendirme aracı değildir. Karnenin okul başarı durumu göstergesi olduğu, önemli olanın ise hayat başarısı olduğu unutulmamalıdır. Okul döneminde dersleri zayıf olduğu halde hayatın çeşitli alanlarında çok başarılı kişilere sık sık rastlanmaktadır.
Unutmamanız gereken durumlardan biri de başarı ya da başarısızlığın tüm sorumluluğunun kimi zaman çocuğunuza ait olmadığıdır. Öğrencinin başarı durumunda ailenin, okulun, çevrenin ve yaş döneminin önemi büyüktür. Bu sebeple çocuğunuzun yaşadığı duyguları derinlemesine inceleyiniz. Karnesi ile ilgili stres yaşıyorsa büyük oranda bu sizin tutumunuzdan kaynaklanan bir durum da olabilir. Karne döneminde dikkat edilmesi gereken noktalara isterseniz birlikte bir göz atalım.
- Karne döneminin hassas bir dönem olduğunu unutmayın. Bu dönemde ailenin çocuklarına olan tutum ve davranışları oldukça önemlidir. Anlayış görmeyen hak ettiği ilgiyi bulamayan çocuk belirsizlik yaşar, bu durumda çocuğu bunalıma itebilir.
- “Önceden öğren, karne şoku“ yaşama sloganı ile hareket ediniz. Okulumuzu ziyarete gelerek, öğretmenlerimiz ile görüşerek, öğrencimizin başarı durumunu önceden öğrenmeniz doğru yönlendirmeler konusunda size yardımcı olacaktır.. Çocuğunuzun durumunu öğrendikten sonra, gelişmeleri tatil sonuna bırakmayın, yapılabilecek şeyleri çocuğunuzla birlikte düşünün. Yapılabilecek bir şey kalmadıysa çocuğunuzla konuşarak tatil planını hazırlayın.
- Çocuğunuzun okula alışması için ona zaman tanıyın. Yeniden uyum olumsuz bir faktördür. 2. Dönemde işlerin daha yolunda gideceği konusunda çocuğunuza güven duyun.
- Okul yaşantısını ve ders çalışma işini asla küçümsemeyin. Kendinizi çocuğunuzun yerine koyarak hissettiklerini anlamaya çalışın. Çocuğunuzun elinden geleni yaptığına inanın.
- Karnedeki başarısız notlara dayanarak çocuklarınızı katı bir dille suçlamak yerine; güven ve destek verin, başarılarından dolayı onları zaman zaman ödüllendirin. Bu şekilde paniğe kapılmadan mantıklı ve ortak çözüm yollarını çocuğunuzla birlikte bulabilirsiniz.
- Karneye yansıyan sınav sonuçlarıdır unutmayın. Sınavlar çocuklar tarafından kıyaslanma ve başkaları tarafından değerlendirilme duygularını içerir. Aynı zamanda olumsuz sonuçlarla karşılaşma olasılığı da oldukça yüksektir. Bütün bunlar çocuğunuzun kaygı duymasına ve kağıt üzerine bildiği her şeyi dökememesine neden olur. Mantıklı düşünürsek karne gerçek başarının bir ölçütü değildir. Çocuğunuzun başka çocuklarda olmayan ve onu ileride başarıya götürecek olumlu özelliklerini düşünün.
- Çocuğunuzun karnesini başka karnelerle kıyaslamayın. Önemli olan kaygı düzeyini azaltmak ve çalışma isteğini arttırmak olmalı; bunu başkalarını örnek göstererek başaramazsınız. Bu tür örnek göstermeler ve kıyaslamalar gerginliklere neden olur. Karnenin tüm olumlu şeyleri yansıtmadığını bir kez daha hatırlayarak aranızdaki ilişkinin bağlılığını ve önemini hatırlayın.
- Düşük not almanın yaşamın sonu olmadığına inanın ve inandırın. Öğrencilik hayatında bir almakta beş almak kadar doğaldır. Gelecekte de telafisi olan şeylerdir.
- Başarısızlığın karneye yansıyan görünür nedenleri üzerinde durmayın. Anne baba olarak başarısızlığın gerçek nedenlerini araştırın.
Çocuk eğitiminde en önemli şey düşünmeden hareket etmemektir. Çocuğunuzu anlamaya çalışın. Çocuğunuzun yaşadıklarına çalışma hayatınızdan pay biçin. Uzun zaman ayırdığınız ve önemsediğiniz bir işin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda, kişilerden, bu işi önemsediğinizi ve ne kadar çaba sarf ettiğinizi gördüklerini duymayı mı yeğlersiniz yoksa; yoksa başarısızlığın sürekli size hatırlatılmasını mı?