Okunma Sayısı: 11509
CANLI YORUMLAR

"ÖDÜL BAĞIMLISI OLMASIN"

Doksat, Melek'in konuğuydu

Melek Baykal ve Mehtap Erel, Star TV'deki Melek programında, konukları Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Dr. Neslim Doksat'a zayıf karne getiren çocuğun karşısında anne-babanın tutumuna, karne notlarına göre ödüllendirmenin ya da cezalandırmanın doğru olup olmadığına, nasıl ders çalışmak gerektiğine ve dikkat bozukluğuna dair sorular sordu. İşte programdan bazı bölümler. 

Mehtap Erel: Hocam, zayıf karne getiren çocuğa nasıl yaklaşmalı?

Büyük bir yarış var ve notların çok önemli olduğu bir dönemdeyiz. Karne, notu gösterdiği için aileler tarafından, öğretmenler tarafından çok önemseniyor. Aslında karne, son varılan nokta değildir. Karne, çoocuğun ya da gencin o seneki akademik başarısını, sosyal ve davranışsal açıdan nerede durduğunu gösteren bir duruştur; o döneme özgü bir tespittir. Kişi nerede olduğunu bilecek ki hangi bilgileri eksik, neyi yapamıyor, bunu öğrenip farkına varsın ve bunu çözmek için gereken arayışı başlatsın. Karnenin bu şekilde ele alınması gerekiyor. Bir cezalandırıcı unsur ya da bir cetvel olarak değil, “Bundan sonraki yolumuzda nasıl tedbir alabiliriz?” şeklinde bakılırsa belki daha az korkutucu olur, diye düşünüyorum.

M. Erel: Diyelim ki çocuk eve geldi ve karnesinde zayıf var, ağlıyor. Annenin/babanın ne söylemesi gerekir çocuğa? Belli sihirli kelimeler var mı?

Var. “Bir sakin olalım, üzülme, bir gözden geçirelim.” denmeli çocuk o kadar ağlıyorsa. Burada ebeveyn olarak otoriteyi elimizde tutmamız gerekiyor. Tatlı sert olmak gerekiyor. Bir kere annenin babanın kızmadığını gördükten sonra çocuk gevşeyecek. Kızmamak gerekiyor; "sakin ol sonra konuşalım" denmeli. Bu noktaya geldikten sonra, “Sen nasıl değerlendiriyorsun karneni? Hak ettiğin notlar mı var burada? Sen bunu beğendin mi?” diye ilk önce çocuğa sormak gerekiyor.

Melek Baykal: Nasıl yapacağız bunu hocam? Ben mesela şunu çok merak ediyorum: Gerçekten karnesini iyi getiren çocuklara çok büyük ödüllendirmeler getirmemiz gerekiyor mu? Bazen anne-babalar inanılmaz vaatlerde bulunuyorlar. Karnesi kötü olan çocuğa da inanılmaz cezalar veriliyor.

Her iki uç da hatalı. Bu karneyi korkutucu, bir öcü unsur olarak görmemek gerekiyor. Daha okul dönemi başladığında, “Çalışalım, nerede duruyorsun, nereye varıyorsun, hedefimiz nedir, hedefe varmadaki eksiğimiz nedir?" denmeli, karne bizim için bunu gösteren bir araç. Dolayısıyla çocuklarımız karneleriyle eve geldiğinde onları güler yüzlü bir anne baba olarak karşılayalım. Ruh ve beden sağlığı olmadan gençlerin bir yere gelmesi mümkün değil. O nedenle, oturup “Sen bunu tatminkâr buldun mu? Nerelerde sıkıntı yaşıyorsun?” bunu konuşmak lazım. “Anlayamıyor musun? Çalışmayı mı sevmiyorsun?” diye konuşarak eksikliklerin, problemlerin adını koyup belki bunu takviye yoluyla kapatmak gerekiyor. Bir plan yapıp, temel bilgiler eksikse ders aldırmak gerekiyor.

Dikkat bozukluğu varsa…

Bir de dikkat bozukluğunu çocuklarda çok iyi gözlemlemeli. Sınıf öğretmeninden, branş öğretmenlerinden bu konuda geri bildirim almak gerekiyor. Örneğin dikkat bozukluğu, çocuk istese de birebir ders çalışmayı bozan, başarısızlığa götüren bir şey. Bunun tedavisi gerekiyor.

M. Erel: Hocam ben bunu defalarca yaşadım kendi oğlumda. 8 yaşındaki bir oğlan çocuğu hareketli olur ama derste kıpırdansa "Acaba baksak mı, çocukta dikkat dağınıklığı mı var?" diyoruz. Şunun altını çizmeniz gerekiyor bence; önüne gelen, önüne gelene dikkat bozukluğu teşhisini nasıl bu kadar rahat koyuyor hocam?

Çok fazla suistimal edilir oldu son zamanlarda, bu konuda haklısınız. Öğrenmesinde ve dikkatinde problem olan bütün çocukların bir mercek altına alınması gerekiyor; fakat çocuk ve ergen psikiyatrına başvurmak gerekiyor dikkat sorunu devam ediyorsa. Bir uzmana, hekime başvurulması gerekiyor. Bizler var veya yok diye bu teşhisi koyuyoruz ve ona göre yönlendirme yapıyoruz. Tedavi edilebilir bir durum ama doğru teşhisin konması lazım.

Karneye göre cezalandırma ve ödüllendirme

Karneye göre cezalandırma ve ödüllendirmeye gelirsek, her ikisi de gerekmiyor. Çocuğu şuna sürüklememeli: Şunu başardım, ödül istiyorum. Ödül bağımlılığı haline de getirmemek gerekiyor. Ama şunu yapabiliriz: Mesela çocuğumuz maddi açıdan yüklü bir hediye istiyordur, aylardan beri istiyordur; biz de ebeveyn olarak yaşına ve bütçemize uygun bulmuşuzdur, akranlarında vardır, benim çocuğum da bunu hak ediyor demişizdir. Bu tür hediyelere “Eh bakalım, dönem bitsin de onu kutlamak adına düşünürüz bunu almayı” gibi biraz başarının ödülü, biraz dönemin ödülü olarak alınabilir. Bir de zaten alınacaktır o hediye ama biraz hak etsin diye düşünüyoruzdur, o zaman alınır. Ama her nota bir hediye, her karneye bir hediye… çocuğu buna bağımlı hale getirmemek gerekir. Cezalandırmaya, bağırıp çağırıp dövmeye, senden adam olmaz demeye de hiç sıcak bakmıyoruz.

İzleyici sorusu: “7 yaşında bir kızım var ve 30 kişilik sınıfta son beş arasında yer alıyor. Daha öncekiler hep 5 getiriyordu, açıkçası 2’lere, 3’lere alışık değilim. Ne yapmam, nasıl davranmam gerekiyor?"

Bunu, “Sence neden böyle oldu?” diye kızmadan konuşmak gerekiyor çocukla ebeveyn olarak. Notlar düştüğü zaman bizim nelerden şüphelenmemiz gerekiyor? “Acaba üzüldüğü, sıkıldığı bir şey mi var, ailevi olarak ve sosyal olarak?”, “Gerçekten çalışıyor da yapamıyor mu?” kabaca bunları irdelemek gerekiyor ve bunlardan şüpheleniliyorsa çocuk psikiyatrının kapısını çalmak gerekiyor. Ama onun ötesinde, bazı çocuklar da ders çalışmayı bilmiyorlar. İlkokul öğretmeninin buradaki rolü çok büyük. Bunun yanı sıra birinci sınıftan itibaren ebeveyn olarak ders çalışma alışkanlığını vermek gerekir.  “Bugün okulda ne yaptınız çocuğum?” diye çantanın açılması, şöyle bir defterin karıştırılması, “Var mı yapılması gerken bir ödevin?” deyip, “Sen başla, ben de gidip gelip sana arkadaşlık edeceğim.” gibi bir ittirici güç verip çocuğa bu alışkanlığın kazandırılması gerekiyor.

Bazı çocukların 4. Sınıfta notları düşüyor çünkü çalışmayı bilmiyor; 4. Sınıfta branş dersleri başlıyor ve çalışmak gerekiyor. 4 ve 5. sınıfta da çalışmayı öğrenemediyse ders çalışma tekniklerinin öğretilmesi gerekiyor.

Melek Baykal: Nasıl öğreteceğiz?

Rehber öğretmenlerin çok ciddi rolü var. Branş öğretmenleri yol gösterici olabiliyor. Bizler çok güzel bir şekilde ders çalışma teknikleri ve konsantrasyon tekniklerini çalıştırabiliyoruz. Yöntemi çok. Önemli olan, açığın, eksikliğin adını koymak.

 

  • Ann Boyutu
    
İLGİLİ HABERLER
ENGELLİ MİNİKLERE
BİLİMSEL REHABİLİTASYON
AİLELERİN LÖSEMİ SINAVI
ÇOCUĞUNUZU BİLİNÇLENDİRİN
GÖZLERİ BOZUK MU?
NASIL ANLAŞILIR?
BİR YAKININ ÖLÜMÜ
ÇOCUĞA NASIL ANLATILIR?
SOSYAL BECERİLERİ GELİŞSİN
ÇOCUĞUNUZA ZAMAN AYIRIN
ÇOCUKLARDA YAZ HASTALIKLARI
PROF. HİLAL MOCAN ANLATIYOR
SEÇİCİ DİLSİZLİK
ÇOCUKTA BAŞ GÖSTEREBİLİR
SÜT SEVMEYEN ÇOCUKLAR İÇİN
ALTERNATİF SEÇENEK

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.

KATEGORİNİN HABERLERİ
ÇOCUĞUNUZ VE SORUNLARI
TV VE İNTERNETE DÜŞKÜNLÜK
YAZ OKULU SEÇMENİN YOLLARI
OKUL ÇOCUKLARI BESLENMESİ
İLGİLİ VİDEOLAR
ALAADİN'İN LAMBASI - BÖLÜM 1
ALAADİN'İN LAMBASI - BÖLÜM 2
ALAADİN'İN LAMBASI - BÖLÜM 3
ALAADİN'İN LAMBASI - BÖLÜM 4
FOTOĞRAFA DİKKATLİ BAKIN
DOĞRU SAÇ DOĞRU MAKYAJLA
2012-2013 SONBAHAR-KIŞ
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :