Bir dönem çocuğunuzu uyutmakla uğraşırsınız. Bir dönem de kendi yatağında uyutmakla… Sabah gözünüzü açtığınızda ise yatakta üç kişisinizdir. Hemen hemen her ailede yaşanan bu tabloyu Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Neslim G. Doksat değerlendirdi ve ailelere önerilerde bulundu:
“Bir yaşından sonra artık çocuğun yatak odasının anne-babasından ayrı bir yere alınması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer ki hastalık söz konusuysa, ateşli bir durum varsa, ebeveynin gözetimi gerekiyorsa çocuk anne-babanın yatak odasında olabilir. Ama bir yaşından sonra prensip olarak çocuğun kendi odasına ayrılmasını tavsiye ediyoruz.
Çocuklar tabii ki bu gibi durumlarda korkabiliyorlar, gece uyanabiliyorlar. Anne-babalarının yanlarına gitmek isteyebiliyorlar. Onların yanına usulca kayarlar, en sık rastlanan da budur. Yatağa uzanırlar ve onların yanında uyurlar. Çoğu zaman da anne-baba uyandıklarında çocuklarını kendi yanlarında bulurlar.
Şimdi burada, bizim en çok tavsiye ettiğimiz şey; çocuk gece uyanıp da anne-babanın yatağına kendiliğinden geliyorsa, anne veya babanın çocuğa sarılarak, onu kendi yatak odasına götürmesidir. Orada onun uykusunu çok açmayacak şekilde – yani çok aydınlık, ışıklı bir ortamın, televizyonun olmaması gerekiyor, uykusunu kaçıracak şekilde beslememek gerekiyor – olabildiğince uyku halinden çıkmamasını sağlayarak, yanına uzanarak değil, belki bir sandalye çekip oturarak, sarılarak, “Şimdi artık uyku zamanı, hepimiz uyuyoruz. Senin de odan burası, burada yatacağız. Sabahleyin birlikte olacağız, beni göreceksin.” diye güvence vererek yatırmak ve uykuya dalmasını beklemek en doğrusu olacaktır. Uykuya dalar gibi olunca, annenin veya babanın tekrar kendi yatağına geçmesi gerekir.
Bu genellikle tekrarlanan bir durumdur. Çocuk sıkça gelir. Bu sefer anne ve babaların hiç geri adım atmadan, defalarca aynı şekilde, kararlılıkla çocuğu bu benzer metotla yatak odasına götürüp yatırmalarını tavsiye ediyoruz.”