Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Ancak, son günlerin en çok konuşulan konularından biri de Türkiye’de kadına şiddet. Yasalarla ve çeşitli yaptırımlarla kadınlar koruma altına alınmaya çalışılsa da şimdiye kadar kadın ölümlerinin ve şiddete uğrayan kadınların sayısında bir azalma sağlanamadı. Son olarak geçtiğimiz günlerde kadınların, çocukların ve aile bireylerinin şiddete karşı koruma altına alınmasını öngören yasa tasarısı TBMM Adalet Komisyonu’nda değiştirilerek kabul edildi.
Milliyet gazetesinden Önder Kaplan’ın haberine göre, şiddet uygulayanlara “zorlama hapsi” ve “elektronik kelepçe ile takip” gibi yaptırımları içeren tasarıya, şiddet mağduru istemese dahi hakimin koruma kararı vermesi hükmü eklendi. İlk ve orta öğretimde kadına şiddetle mücadele dersi konulması düzenlemesine de yer verilen tasarıya, teknik takipte hakim kararı olmaksızın ses ve görüntü alınmaması zorunluluğu getirildi. “Kadın erkek” ifadesi yerine eşcinselleri de kapsayan “toplumsal cinsiyet” ifadesinin tasarıya girmesi çabaları ise sonuçsuz kaldı.
Kreşe 2 ay sınırı
Toplantıda, Maliye Bakanlığı’nın mali yük oluşturduğu gerekçesiyle karşı çıktığı, şiddet mağduru kadınların çocuklarına kreş hizmeti yeniden düzenlendi. Buna göre, çalışan kadınlara tedbir kararı boyunca, çalışmayan kadınlara da en az 2 ay boyunca çocuklarını kreşe gönderme hakkı tanınacak. Yapılan bir başka değişiklikle şiddet mağduru kişi koruma talebi kabul etmediğini hakim huzurunda açıkça beyan edecek. Hakim, şiddet mağduru koruma istemediğini belirtse dahi, koruma kararı verebilecek. Tasarıda sadece koruma tedbiri kararlarının sadece korunan kişinin kabul etmesi halinde uygulanması öngörülüyordu.
Kadına yönelik şiddetle mücadele çocuk yaşta başlayacak. Bu amaçla, ilk ve orta öğretimde “toplumsal cinsiyet, kadının insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusunda” eğitime yönelik ders konulacak.
Ses ve görüntü kaydı
Tasarının elektronik kelepçe ve teknik takibi düzenleyen maddesi tartışma konusu oldu. Akademisyen Prof. Adem Sözüer, bu bölümün açık düzenlenmesi gerektiğini belirtirken, “Tasarıda ‘teknik yöntemle takip’ denilerek ucu bucağı belirsiz bir konu yönetmeliğe bırakılıyor. Hakim kararıyla düzenlenmesi gereken bir konu. Görüntü ve ses kaydı olmamalı. Bu düzenleme insanların evine dinleme aleti, gizli kamera konulup ses ve görüntü kaydedilmesinin önünü açıyor” dedi. CHP’li Ömer Süha Aldan ise, “Bu madde kötü niyetli kullanılabilir. Teknik takip CMK’da düzenleniyor.
Bu madde yeniden ele alınmalı” diye konuştu. Bakan Şahin ise, teknik takipten sinyalizasyon sisteminin kastedildiğini ve Adalet ve İçişleri bakanlıklarının uygulamaya başladıklarını anımsattı. Şahin, “Sinyalizasyon sisteminde ses ve görüntü kaydı yok. Dinleme yapılması bu modelde yok, sinyal var sadece” dedi. Tartışmaların ardından, “hakim kararı olmaksızın ses ve görüntü kaydı alınamaz” hükmü tasarıya eklendi.
Ne getiriyor?
Tasarı, “ensest ilişkiyle şiddet”, “şiddeti görenin ihbar etmesi”, ‘mağdurların tanık koruma kapsamına alınması”, “şiddete tanık olana ihbar mecburiyeti”, “elektronik kelepçe” ve “zorlama hapsi” gibi yeni düzenlemeleri içeriyor.