Bitkilerde tedavi, en eski iyileştirme yöntemlerinden birisi. İlk yazılı eserlerde bile hastalıkların tedavisinde bitkilerden bahsedildiğini görülebiliyor. Örneğin M.Ö. 3000 yıllarında Mezopotamya’da bazı hastalıkların, bitkilerle tedavi edilmeye çalışıldığı Ninova tabletlerinden görülüyor. Daha sonraki dönemlerde Anadolu’da kurulmuş olan Hitit uygarlığına ait tabletlerde de hastalıkların tedavisinde sıklıkla bitkilerin gücüne başvurulduğu anlaşılıyor.
Anadolu’da doğal tedavinin bu kadar yaygın olması, bu topraklarda yetişen bitkilerin ne kadar kıymetli olduğunu da gösteriyor. Bazı bölgeler özellikle endemik bitki açısından son derece zengin. Bu bölgelerin başında Anzer Yaylası geliyor. Anzer Yaylası, Rize İkizdere’de Zigana Dağları üzerinde 2.500-3.000 metreyükseklikte alıyor. Yaylanın en dikkat çeken özelliği zengin bitki çeşitliliği. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Erdem Yeşilada, yapılan saha çalışmalarında bu bölgede 500 kadar farklı bitki çeşidinin bulunduğunu ve bu bitkilerin 80-90 kadarının ise sadece bu bölgeye özgü (endemik) olduğunun tespit edildiğini söylüyor. Prof. Dr. Erdem,zengin bitki örtüsünün bir yansıması olarak bölgedeki arıların bu çiçeklerden hazırladığı Anzer balının insan sağlığı üzerindeki çeşitli yararları nedeniyle dünya çapında bir ürün haline geldiğine dikkat çekiyor.
BALDAN GELEN SAĞLIK
Anzer balını bilenen diğer ballardan farklı kılan özelliği arıların nektar topladıkları bazı bitkilerin sadece bu bölgeye ait olması. Bölgede geniş bir yayılış gösteren Ormangülü ya da Komar (Bilimsel adları Rhododendron luteum ve R.ponticum) bunların en önemlileri. Bölgede Haziran ayında ormangülü çiçeklerinin açtığı dönemde üretilen ballar Grayanotoksin olarak adlandırılan maddeler içeriyor. Anzer balını farklı kılan bir diğer özellik ise demir ve çinko bakımından çok zengin olması. Yeşilada, iki önemli mineral olan demir ve çinko eksikliğinin kansızlıktan saç dökülmesine kadar pek çok hastalığa neden olduğuna dikkat çekiyor. Yurtiçi ve yurtdışı bir çok bilimsel makalede, Anzer balının araların iyileşmesinde etkili olduğu, antimikrobiyal özelliklere sahip olduğu da belirtiliyor. Prof. Dr. Yeşilada yapılan araştırmaların, Anzer balının diğer çiçek balları ile karşılaştırıldığında fenolik bileşiklerin çeşitliliği ve toplam miktarı bakımından daha zengin olduğunu gösterdiğini belirtiyor. Yeşilada, “Buna bağlı olarak bu balın antioksidan özelliği ön planda. Anzer balının şifa kaynağı olarak bilinmesi bu özelliklerine dayanmaktadır,” diyor.
SAÇLAR İÇİN ŞİFA KAYNAĞI
Anzer yaylasının Anemon’dan Anzer Kekiğine, Haseki Küpesi’nden, Peygamber Çiçeğine kadar bitkileri de adeta birer şifa kaynağı… Bölgede yetişen özgün çiçeklerden biri de “Anzer çayı” olarak bilinen kekik türü. Bitkiye kokusunu veren uçucu yağın antibiyotik etkisi var. Prof. Dr. Yeşilada, Anzer kekiği ya da bölge halkının deyimiyle Anzer çayının, boğaz yangılarında (bronşit, tonsilit), yara ve ülserde faydalı olduğunu belirtiyor. Bu bitkinin haricinde bölgede
yetişen diğer bazı kekik türleri de genel olarak Anzer çayı olarak isimlendiriliyor. Bu bitkilerin bilimsel adları ise Origanum vulgare subsp.gracile, Thymus pseudopulegioides.
C vitamini içeren Anemon; saç dökülmesine neden olan DHT’nin oluşumun engelleyen ‘Boyacı Katır Tırnağı’, Kafkas Üçgülü’; sivilce ve cilt tedavisinde kullanılan Haseki Küpesi; iyi bir antioksidan olan ve aynı zamanda saçlarda kepek oluşumun engelleyen Peygamber Çiçeği, bölgeye özgü olan ve yüzyıllardır ilaç niyetine kullanılan bitkiler arasında geliyor.
ANZER KEKİĞİ (ÇAYI) TARİFİ:
Kullanım Şekli: İnce kıyılmış 1 çay kaşığı kekik, bir fincana konur, üzerine 150 ml (1 bardak) kaynar su ilave edilir. Fincanın ağzı kapalı olarak 10 dk. demlenir, süzülerek sıcak olarak içilir. İhtiyaca göre günde 3-4 defa çayı taze hazırlanarak içilebilir. Öksürükte bal ile tatlandırılabilir.
Özellikle kuvvetli antibakteriyel bileşiklerinden dolayı üst solunum yolları enfeksiyonlarında, soğuk algınlığında kullanılabilir. Uçucu yağından öksürük tedavisinde ve sindirim sistemini rahatlatıcı olarak yararlanılır. iltihaplı yaraların temizlenmesinde ve iyileştirilmesinde etkilidir. Akne tedavisinde de temizleyici ve iyileştirici etkileri görülür. Yorgunluk ve halsizliklerde banyosu faydalıdır. Zindelik hissi verir.
Kekik suyu gargarası ise ağız ve boğaz antiseptiği olarak faydalı.
Kullanım Şekli: 1 çay kaşığı bitki suda kaynatılarak elde edilen çay yaralara ve akneli yerlere dıştan uygulanır.