Yutulan ve soluk borusuna ya da mideye kaçan cisimlerin yüzde 40'ını çerezler oluşturuyor
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamza Karabiber, yutulan ve soluk borusuna ya da mideye kaçan cisimlerin yüzde 40’ını çerezlerin oluşturduğunu belirterek, "5 yaşın altında çocuklarımızı kesinlikle çerezle karşılaştırmayalım. Çünkü bunlar nefes borusuna kaçırıldığı takdirde ölüme sebep olabilmekte" dedi.
Karabiber, 5 yaş altı çocuklarda çiğneme fonksiyonlarının çok gelişmediğini söyledi. Bu nedenle 5 yaşın altındaki çocukların yedikleri çerezleri çiğnemeden yuttuğuna işaret eden Karabiber, bu durumda çerezlerin solunum yoluna, yemek borusuna, mideye zararlar verebildiğini anlattı.
Çocukların özellikle solunum yoluna kaçan çerezler nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştığını vurgulayan Karabiber, "Çocuğun nefes borusu daracık, küçücük bir boru şeklinde. Diyelim bir leblebi, ayçiçeği çekirdeği, kabak çekirdeği oraya gittiği zaman orayı tamamen tıkayabilmekte ve çocuğun boğulmasına yol açarak hayatını kaybetmesine neden olabilmekte. Bu şekilde her çocuk hekiminin başına gelmiş olaylar vardır. Benim de başıma gelmiş birkaç benzer olay var. Leblebiden hayatını kaybeden hasta gördüm mesela. Kuru fasulyeden boğulmaya yüz tutan ve çok zor şartlarda çıkardığımız hasta oldu" diye konuştu.
Ailelerin de bu konuda dikkatli ve temkinli davranmaları gerektiğini ifade eden Karabiber, şunları kaydetti:
"5 yaşın altında çocuklarımızı kesinlikle çerezle karşılaştırmayalım. Çünkü bunlar nefes borusuna kaçırıldığı takdirde ölüme sebep olabilmekte.
Öldürmese bile nefes borusuna ya da özellikle sağ akciğere yerleşerek, orada uzun süreli, iyileşmeyen enfeksiyonlara sebep olmakta. Bazen ameliyatla, bazen burunkoskopi dediğimiz bir işlemle o yabancı cisimlerin çıkarılması yoluna gidilebilmekte. Bu problem korunmakla çok kolay çözülebilir. Yutulan ve soluk borusuna ya da mideye kaçan cisimlerin yüzde 40’ını çerezler oluşturuyor."
Türkiye’de bu konuda tutulan bir istatistik bilgisi bulunmadığını, ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde günde 8 kişinin böyle bir nedenle öldüğünü
belirleyen veriler olduğunu belirten Karabiber, "Amerika gibi büyük bir ülkede günde 8 kişinin yabancı cisim aspirasyonundan ölmesi az bir sayı olmasa gerek" dedi.
Çocukların boğazına cisim kaçtığında neler yapılmalı?
Ailelerin zaman zaman çocuğun bir şey yuttuğunu fark edemediğini ifade eden Karabiber, hasta olmayan sağlıklı bir çocukta ani gelişen solunumla ilgili
problemlerde akla mutlaka bir şey yutmuş olabileceğinin gelmesi gerektiğini söyledi. Karabiber, "Bir çocuk kendi halinde oynarken aniden öksürmeye başlarsa ya da nefes alırken ciddi güçlükler yaşar, ıslık çalar gibi değişik sesler çıkarırsa yabancı cisim yutmuş olma ihtimali yüksek" diye konuştu.
Böyle bir sorunla karşılaşan ailelere neler yapılması gerektiğini de anlatan Karabiber, ilk yapılması gereken şeyin ağız içerisine bakmak olduğunu
söyledi. Karabiber, şöyle devam etti:
"Eğer görünür bir şey varsa elle çıkartılmalı. Eğer yoksa asla çocuğun ağzına parmak atılmaması lazım. Öyle bir durumda eğer varsa yabancı cisim daha
ileriye itip daha tıkayıcı bir duruma sebep olabilirler. Bu durumda hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı. Bir şey yutan çocuk eğer küçük bir bebekse yüz üstü kolun üstüne koyup, sırtına 5 kez vurulmalı. O vurma anında çıkmadıysa bebeği ters kola alıp bu sefer
yüz üstü göğüs kafesiyle karnın birleşim noktasına 5 defa parmak uçlarıyla vurabilirler. Bir yaşından büyük çocuklar için çocuğu kendi göğsüne alıp
elleriyle karın üzerine kuvvetlice bastırarak yabancı cismin basınçla dışarı çıkmasını sağlayabilirler. Bütün bunlarla cisim çıkmadıysa çocukta ciddi solunum sıkıntısı yaşamaya başladıysa, boğulur gibi olduysa, o zaman temel yaşam desteği dediğimiz suni solunum ve gerekirse kalp masajı uygulanması lazım. Mutlaka bu durumda aile çocuğu en yakın sağlık kuruluşuna götürmeli."
Korunmakla çok kolay çözülebilecek bu meselede ailelerin bilinçli davranmaları gerektiğini vurgulayan Karabiber, gelişmiş ülkelerde bu konuda
alınan koruyucu tedbirlerin artırılmasıyla ölüm vakalarının yüzde 20 oranında azaltıldığını dile getirdi.