Kadına şiddet olaylarının ve kadına şiddet olaylarını önlemek için yasal ve toplumsal adımların atıldığı son yıllarda, kadınların eş tercihi de tartışmaya açıldı. Habertürk gazetesinden Gülin Yıldırımkaya, köşe yazısından soruyor, “Kadınların eş tercihi orangutanlarınkiyle aynı mı?” Yazının konusu, Okan Bayülgen'in hazırlayıp sunduğu ve geçtiğimiz hafta yayınlanan Muhabbet Kralı’nın onuklarından Prof. Dr. Sevil Atasoy ve Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu’nun söyledikleri oluşturuyor... Şiddet görmüş kadınların, şiddet göstermek istediklerini fakat yapamadıklarını anlatan Atasoy’a göre bazı kadınlar bu psikolojik eksikliklerini şiddet gösteren biriyle beraber olarak gidermeye çalışıyorlar. Bu durum biyolojik faktörlere de bağlanıyor. Bir cins dişi orangutan, sülalede eş olarak en vahşi, en sert, en haşin ve en kötü orangutanı eş olarak seçiyor. Bunun sebebi de doğacak çocuklarının daha güçlü, daha dirençli olacağını ve tabiata uyum sağlayacağını düşünmesi. Külköylüoğlu’nun sözleri ise daha da çarpıcı: “Burada genetik sinyaller söz konusu. O kaba saba orangutan dişiye sinyal gönderiyor. Dişi orangutan da “Madem bu haliyle başarılı, benim bundan çocuklarım olursa onlar da başarılı olur” diyerek düşünüyor. Bu doğal seleksiyonun tipik örneği, bugün bunun evrime gittiğini söyleyebiliriz.” Kadınlar “orangutan” mı seviyor, eş tercihimiz primatlarınkine mi benziyor? İşte farklı görüşler...
‘Kadınlar orangutan sevmez, evrim sonrası aranan nezakettir’
Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Böl. Bşk. Prof. Dr. Metin ÖZBEK:
BU tamamen havada kalan bir varsayım, hiçbir bilimsel gözleme dayanmıyor. Orangutan bir primattır, bize benzeyen en önemli yönleri çok sadık olmalarıdır. İnsanda olduğu gibi sevecen bir karı koca ilişkisi yaşarlar ve ömür boyu devam eder. Şempanze ve goril gibi değillerdir. Bu cinslerde kadının erkeği seçme şansı yoktur. Çiftleşme periyodlarında güçlü olan goril veya orangutan istediği zaman istediği dişiyle birleşir. Buna güç ve yetkisi vardır. Dişinin, güçlü ve saldırgan olan primatın isteklerine boyun eğmekten başka şansı yoktur. Dolayısıyla “Evrim bugüne kadar geldi” demek doğru değil. Bu primatlarda kadın ve erkek arasında ciddi bedensel farklılık vardır, bizde o farklılık da minimum düzeydedir. Evrim esnasında nörobiyolojik ve davranış özellikleri bütünüyle değişmiştir. İnsan daha sevecen, daha nazik ve anlayışlı partner arayışındadır. Böyle bir davranış görüntüsü yerleşmiştir.,,
‘Madem gelişemedik, orangutan kalsaydık!’
Psikiyatr Prof. Dr. Mansur BEYAZYÜREK:
BUNLARIN hepsi şiddete çanak tutan, şiddeti besleyen, şiddet gösteren kişiyi rahatlatan söylemlerden başka bir şey değil.Mademgelişme gösteremedik o zaman orangutan kalsaydık. Böyle bir şey olabilirmi? Ben tamtersini iddia ediyorum.Medeniyet yüzü görmemiş, kaba saba adamları seçmeyemeyilli kadınların olduğunu da düşünmüyorum. Bu tip erkeklerin seçimi şiddeti körükler. 0-6 yaş arası çok önemlidir. Eğer biz çocuklarımızı sağlıklı şekilde büyütürsek, çocuklarımız şiddet görmez, şiddeti de istemezler. Böyle bir şey doğru olsa dahi biliminsanlarının böyle bir şeyi söylememiş olduklarını varsayıyorum.
‘Kadın babasına benzeyen erkeği seçer’
Psikolog İlkim Öz TAN:
DOĞADA dişi varlığın seçtiği bilimsel olarak kanıtlanmış durumda, bu bizler için de geçerli. Kadınların bilinçaltındaki eş modeli, tamamen babalarına endeksli. İyi bir baba modeli varsa ona benzeyen erkeği eş olarak seçiyor. Hatta bazen fiziksel anlamda bile babasına benzeyen erkekleri eş olarak seçen kadınlar var. Baba kötü bir modelse, onun tam tersi özellikleri taşıyan iyi huylu ve nazik erkek eş olarak seçiliyor. Flörtleri başka, eşleri başka oluyor. Evlilik için bilinçaltında baba modeli var. Küçük kızların “Ben büyüyünce babamla evleneceğim” sözü de bunun bir yansıması. Bu nedenle kaba saba adamların seçildiği tezine asla katılmıyorum.
‘Dişileri serbest bıraksanız yine güçlüyü seçer!’
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğr. Üy. Prof. Dr. Ali DEMİRSOY:
Doğada dişiye düşen en önemli görev özellikle genetik yapısı sağlam, becerikli erkeği seçmektir. Sosyal statüye göre eş seçmek 12 bin yıl sonra gelmiştir. Güçlü, kuvvetli, tuttuğunu koparan, yırtıcı birini seçmek hem görevidir hem de doğal yapısı böyledir. Hayvanlar âleminde uzun yıllar birlikte yaşamış aslan veya kaplan ailelerine baktığınızda şunu görürsünüz: Bir gün genç bir erkek aslanla iki yaşlı aslan kavgaya tutuştuğunda dişi de dahil kimse müdahale etmez, hepsi seyreder. Neden? Çünkü sağlam geni gelecek kuşaklara tasarlamakla yükümlü. Bu kadar yıl beraber yaşadığı erkeğin parçalanmasına bu nedenle göz yumar, daha genç daha güçlü bir erkeğe teslim olur. İnsan soyunda da kural olarak bu böyledir, bunu kabul etmek gerekir. Ama tabii 12 bin yılın ardından konan kurallar, sosyal normlar, yasalar, âdetler, gelenekler bunu önlemeye yönelik düzenlenmiştir. Ama insan doğası buna uygun değildir. Fiziksel olarak güçlü, kuvvetliyi eş seçme eğilimi taşır ama bunu kontrol altına almaya çalışır. Fiziksel kriterlere bugün sosyal statü gibi kriterler de eklenmiştir. Bugün geleneği göreneği, dogmayı, yasayı bir tarafa bıraktığınız ve dişileri serbest bıraktığınız zaman acaba hangi erkeği seçerler? Bunu araştırmak, konuşmak lazım.