Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslıhan Polat, "Medyada işsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik gibi sosyoekonomik sınıfa ait örnekler kullanılarak şiddet marjinalleştirilmektedir" dedi.
Doç. Dr. Polat, kadınlara yönelik şiddetin erkekler ile kadınlar arasındaki eşit olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir göstergesi olduğunu, bu durumun medyadaki kadın programlarıyla devam ettirildiğini ileri sürdü.
Polat, bazı televizyon dizilerinde şiddet içeren davranışların sergilenmesine bağlı olarak insanların şiddete karşı giderek duyarsız hale getirildiğini öne sürerek, şunları söyledi:
"İlk bakışta erkek egemen medyada kadına ayrıcalıklı bir temsil olanağı sunuluyor gibi görünse de ne yazık ki bu programlar medyanın genelinde var olan cinsiyetçi anlayışın ötesine geçememiştir. Medyada işsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik gibi sosyoekonomik sınıfa ait örnekler kullanılarak şiddet marjinalleştirilmektedir. Kadın programlarında aşık koca, işsiz sevgili gibi tanımlamalarla şiddet meşrulaştırıcı bir dille sunulmaktadır. Ayrıca kadının özel hayatının gizliliği ve kişilik hakları yeterince korunmamaktadır. Aslında ev içinde olanın görünür hale getirilmesini sağlayarak kadına yönelik şiddet konusunda duyarlılık oluşturma ve farkındalık yaratma şansına sahip olan kadın programları ne yazık ki daha çok şiddetin yeniden oluşmasında etkili olmaktadır."
"Kadına şiddet 7 yılda yüzde bin 400 oranında arttı"
Dünyada ve Türkiye’de kadınlara yönelik şiddetin her geçen gün arttığına dikkati çeken Doç. Dr. Polat, "Kadına uygulanan şiddet resmi rakamlara göre 7 yılda yüzde bin 400 artış göstermiştir. Bu artışın yanı sıra son yıllarda artan farkındalık nedeniyle bu durum aynı zamanda daha görünür olmuştur" dedi.
Son dönemde yapılan çalışmalar sayesinde artık kadınların daha fazla konuşabildiğini ve yaşadığı olumsuzlukları saklamak yerine anlatarak yardım aramaya başladığını belirten Polat, şunları kaydetti: "Sivil toplum örgütleri kadar resmi kurumlardaki gelişmelerin katkısı büyüktür. Çok yönlü ve karmaşık bir sorun olan aile içi şiddetin sona erdirilmesi için ülkemizde son dönemde ciddi adımlar atılmaktadır. Ancak bütün dünyada varlığını devam ettiren bu durumu değiştirmek için atılması gereken ilk adım kadına yönelik şiddet ile kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi hayatta cinsiyetleri nedeniyle karşılaştıkları ayrımcılığın ve ikinci sınıf konumun arasındaki bağlantının kurulmasıdır. Yani kadına cinsiyet temelli ayrımcılık uygulanması nedeniyle toplumda kadınların statüsünün düşük olması kadına yönelik şiddetin devam etmesinin en temel nedenidir."