Park, bahçe ev ve iş yeri gibi kentsel alanlarda yetiştirilen bazı süs bitkilerinin insan vücudunda kalıcı hasara yol açabilecek zararları olduğu bildirildi.
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Yücel, bazı zehirli bitkilerin kentsel ve kırsal alanlarda insanlar üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu söyledi.
Süs bitkilerindeki zehire dikkat
Bazı bitkilerdeki zehirli maddenin sindirim, deri, solunum ve kan yoluyla insana bulaşabileceğini ifade eden Prof. Dr. Yücel, şöyle konuştu:”Kentsel alanda birçok süs bitkisi var. Bu bitkiler estetik anlamda kent hayatına çok önemli katkılar sağlıyor. Ancak bazı bitkilerin olumsuz yönleri de var. Geri dönüşü olmayacak, ölümlere kadar gidebilen bitki kaynaklı zehirlerin varlığını biliyoruz. At kestanesi çok güzel bir ağaçtır. At kestanesinin meyveleri yendiğinde kas zayıflığı ve hatta felce kadar giden zehirlenmeye neden olabilir. Aynı zamanda at kestanesinin meyveleri cilt bakımında da kullanılır, faydası vardır. Ancak kullanmasını bilmek gerekir. Ceviz ağacı altında uyuyan koyunların öldüğüne dair literatürde bilgiler var. Burada dikkati çekmek istediğim, ceviz ağacını yatak odamızın yanına dikmemeliyiz. Çünkü yapraklarının salgıladığı gaz insan ve hayvan hayatını olumsuz etkiler. Ceviz ağacını insanların yoğun kullanmadığı alanlara dikmek gerekir.”
”Bitkilerin zararlarını bilmek gerekir”
Prof. Dr. Yücel, baş ağrısı, kusma, denge kayıpları halsizlik ve baş dönmesinin zehirlenmenin önemli belirtileri olduğunu anlatarak, zehirlenme durumunda en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi gerektiğini bildirdi. Kentsel alanlarda süs bitkisi olarak kullanılan ”pelin otu, loğusa otu, pembe trompet, şimşir, şebboy, kasımpatı, gelin duvağı, kauçuk, lale ve siklemen” gibi çiçeklerin meyve ve yumrularının zehirli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yücel, ”Baldıran, bir süs bitkisidir. Yaprakları maydanoza çok benzer. Kütahya’da geçen haftalarda baldıran yiyen 7 çocuk zehirlendi ve komaya girdi. Toplumun bu konuda bilgilendirilmesi lazım” dedi. Prof. Dr. Yücel, şunları kaydetti: ”Yılan yastığı harika bir süs bitkisidir. Ama tüm organları zehirlidir. Meyveleri kırmızı renktedir, yendiği zaman öncelikli olarak ağız ve dudaklarda şişmeye neden olur daha fazlasında ölüme kadar sonuçlanır. Dolayısıyla çocuk oyun bahçeleri ve zihinsel engellilerin kullandığı bahçe ve parklarda kritik bitkilerin kullanılmaması gerekir. Bu tür alanlarda seçilecek bitkilere özen göstermek gerekir. Çocuklar bitkinin meyvesini kırmızı gördüğü için tatlı sanarak yiyor. Hanımeli, harika bir süs bitkisidir. Çok küçük, boncuk gibi kırmızı renkte meyveleri vardır. işte o meyveler zehirlidir. Parklarımızda en fazla kullanılan akasya bitkisinin bütün organları zehirlidir. Çiçekleri dahi zehirlidir. Meşenin palamudu bol miktarda tanen içerir, çiğ yendiği takdirde zehirlenmeye yol açar. Bunu topluma anlatmamız gerekir.”
”Botanik bahçeleriyle bitkileri öğretmek gerekir”
Kent içinde bitki yetiştiriciliğinin son derece uzmanlık isteyen bir iş olduğunu anlatan Prof. Dr. Yücel, şöyle devam etti:”Bitkilerin bütün olumlu ve olumsuz yönleri alt alta sıralanarak, bunlar arasından ekosistemin de izin verdiği en uygun bitkilerin seçilmesi gerekir. Bunlar mahallelere göre bile değişir. Bunun için iyi bir ekoloji bilgisine ihtiyaç vardır. Çünkü her bitkiyi her herde yetiştiremezsiniz. Ayrıca zehirli ve alerji etkisinin bilinmesi gerekir. Bitkiler zararlı değildir ama bunun kullanmasını bilmezsek zarar verir. Bitkiler alemiyle ilgili konuların insanlara anlatılması gerekir. Bunun için en ideal yer ise botanik bahçeleridir. Botanik bahçeleriyle bitkilerin adını, faydalı ve zararlı yönlerini etiketlerle üzerine koyup belirtebiliriz.”