Biraz vakit ayırıp aşağıdaki sorular üzerine düşünün:
* Nasıl bir aile hayatı istiyorsunuz?
* İstediğiniz aile hayatı şu an sahip olduğunuz hayattan farklı mı?
* İstediğiniz aile hayatının kendi çocukluğunuzla ortak noktaları var mı, yoksa geçmişi tekrarlamaktan kaçınma arzusu mu sizi motive ediyor?
* Aile hayatıyla ilgili genel hatıralarınız neler? Hatıralarınız olumlu mu yoksa olumsuz mu?
* Anne babanızla nasıl bir ilişkiniz vardı ya da var?
* Kendi yaklaşımınızda onların çocuk yetiştirme tarzıyla ortak noktalar görüyor musunuz? Bu size neler hissettiriyor?
Bu sorulara verilecek cevaplar doğru ya da yanlış değillerdir, ama cevaplarınızı değerlendirmeye zaman ayırmanız, bir anne baba olarak kendiniz ve çocuklarınız için ne istediğinizi bulmanıza, hayal etmenize zemin hazırlayacaktır.
İlişkilerinizi değerlendirin
Aşağıdaki sorular çocuğunuzla ilişkiniz ve bu ilişkideki rolünüz hakkında düşünmenizi sağlayacaktır:
* Çocuklarınızı tek tek nasıl tanımlıyorsunuz?
* Çocuklarınızın her biriyle ilişkinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
* Bir anne baba olarak kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
* Eşinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
* Eşinizle (ya da eski eşinizle) olan ilişkinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
* Bir eş olarak kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
* Siz ve eşiniz birbirinizden ne istiyorsunuz?
* Aile hayatınızda öncelikle neleri değiştirmek istersiniz?
* Sizce istediğiniz değişiklerin önündeki engeller neler?
***
İki yetişkin arasındaki sevgi dolu bir ilişki son derece kişiseldir ve bireyler geliştikçe birçok değişim geçirir. Kimi zaman insanlar birbirlerinden ayrı düşer ya da birbirine paralel çizgilerde ilerlediklerini ama iletişim kurmayı unuttuklarını fark eder.
Halihazırdaki ilişkinizden memnunsanız, sevildiğinizi biliyorsanız, sevginizi eşinize ve çocuklarınıza ifade edebiliyorsanız olumlu yönde bir değişim yaratmak sizin için daha kolay olacaktır.
Parçalanmış bir ilişki içinde olduğunuzu hissediyorsanız, bu duruma ciddiyetle yaklaşmanın vakti gelmiş olabilir. İlişkinizdeki sorunları anlayıp halletmek için tarafsız bir göze ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız profesyonel destek almaktan çekinmeyin.
Peri masallarındaki gibi bir mutluluğun hayalini ne kadar kurarsak kuralım, hiçbir aile mükemmel değildir, mükemmel olması da gerekmez: Mükemmel bir ortamda öğrenmeye, gelişmeye ve farklılıklara pek yer yoktur. Fakat bazı insanlar diğerlerinden daha fazla trajedi yaşamıştır; anne babaların hepsi de kendi yetişme çağlarında rol modellerinin en iyisine sahip olmamış olabilirler. Acı verici de olsa, geçmişinizle yüzleşmeniz, geçmişinizin bugününüz üzerindeki etkisini anlayıp kabul etmeniz, geçmişin olumsuz etkilerinden sıyrılabilmeniz için hayati önemdedir.
Geçmişle yüzleşmek
Kendinize biraz zaman ayırıp hayatınızda aşağıdakiler gibi etkilere yol açmış travmatik olaylar olup olmadığını bir düşünün:
* Duygularınızı dürüstçe ve açıkça ifade etme becerinizi etkilemiş,
* Ayrılma ya da reddedilme ihtimaline karşı duyarlılığınızı artırmış,
* Kendinizi sevilebilir bir insan olarak algılamanızı bozmuş,
* Kendinizi değerli bir anne baba olarak algılamanızı bozmuş.
Geçmişteki kayıplar ve travmalarla başa çıkmanız için zaman en iyi ilaç olabilir, ama bütün yaptığınız acınızı reddetmek ve sonuçlarını bastırmaksa, bu durum özsaygınızı ciddi biçimde yaralayacaktır. Geçmişteki olaylara verdiğiniz duygusal tepkileri ne kadar bastırmaya, kendinizi onlardan ne kadar korumaya çalışırsanız çalışın onlar kendilerine bir çıkış yolu bulacak; en hassas olduğunuz zamanlarda istenmeyen sıkıntılara ve kaygılara yol açacaklardır. Yetişkinlerin omzuna binen ağır yükün en kolay boşaltıldığı hedef de genellikle çocuklar olur.
Evdeki bütün anne babaların neredeyse istisnasız gördüğü gibi, kendi gelişimimizi ve tepkilerimizi şekillendirmiş olayları ve deneyimleri anlamak, olumsuz düşüncelerin ve kaygıların yerine, olumlu düşünceleri geçirmemizi sağlar. Çocuklar gibi çoğu yetişkin de ev ortamlarında sevgiyi, şefkati ve güveni yaşamak, yargılanmaksızın güvenle kendilerini ifade edebilmek ister. Bu da ancak dürüstlüğün ve bağışlamanın olduğu bir ortamda gerçekleşebilir.