Diyetler başlar, diyetler bozulur. Pazartesi başlayan sıkı tempo hafta sonuna doğru çözülür; ufak kaçamaklar sürekli atıştırmalıklara dönüşür.
Yazın yaklaştığı şu günlerde kuşkusuz birçoğumuz bu kısır döngüde bocalıyoruz. İncecik kumaşlardan kıyafetler, bikiniler ve yaz buluşmalarının muazzam sofraları - hele bir de konuklar arasında alkol de varsa - arasında irademiz iyiden iyiye teste tabi tutulur.
O zaman biraz yüreklere su serpelim: Hiçbirimize yabancı olmayan bu tablonun esaslı bir dayanağı var...
Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez’e göre, vücut için çok önemli yapı taşı kolesterol, ayda bir kez uygulanacak retoksla yararlı seviyede tutulabilir.
“İnsanlar için en büyük tehlike, karbonhidratlarla tanıştıkları dönemde başladı. Karbonhidratlar, vücuda girdiği anda insülin salgılanmasına neden olur ve trigliserid olarak depoya gider. Bu nedenle; beyaz un, ekmek, pirinç ve şeker vücutta damar sertliğini hazırlayan insülin hormonu salgılattıkları için koroner damarların sağlığı açısından tehlikeli. Yani bir yiyecek vücutta ne kadar çok insülin salgılatıyorsa o kadar zararlı. Koroner by-passyapılan hastaların yüzde 60’ının kolesterollerinin ve kan yağlarının normal değerlerde olduğu bilinen bir gerçek. Yani damar sertliğinin arkasında gizlenen sır, insülin. İnsülin de adrenalin gibi vücut tarafından üretilen ve en az onun kadar tehlikeli bir hormon. İnsülini kontrol altına alabilmenin yoluysa karbonhidratları ve şekeri sıfıra indirmek.
Taş devri diyeti
Protein ve kolesterol bakımından zengin beslenme şekli ‘Taş Devri Diyeti’, iyi huylu kolesterolün yükselmesine yardımcı olan, proteinle kolesterol içerikli besinlerin doğru şekilde tüketildiği bir beslenme şekli. Canlılar, 2.5 milyon yıldır normal insan düzeyinde beslendi. 10 bin yıl öncesine kadar av hayvanlarının etlerini, sebzeleri, bitki köklerini ana yiyecek olarak tükettiler. Hayvanların her bölgesini yiyen, beraberinde meyve toplayıp, kurutulmuş yiyecek tüketen insanoğlu için felaket, 10 bin sene önce Taş Devri’ndeki avcılık düzeninin bitip, yerleşik çiftçilik dönemine geçilmesi, dolayısıyla da tahıl ve karbonhidratlarla tanışmasıyla başladı. 200 yıl önce Endüstri Devrimi’yle de rafine şeker insan hayatına girince, koroner kalp hastalıklarında ciddi artış başladı.
Gün aşırı bir yumurta tüketilebilir
Yumurta insanlarda kolesterol seviyesinde önemli bir artışa yol açmaz. Yıllarca pastanın üzerine sürülen yumurtayı bile hastalara yasaklamışken, koroner kalp hastaları ve by-pass ameliyatı olanların bile artık haftada 3-4 yumurta yemelerinde sakınca yok. Son araştırmalara göre; bir yumurtanın, kan kolesterol seviyesini 3-4 mg. artırdığı kesinleşti. Bunun yanında yumurta, iyi huylu HDL kolesterolü de, içindeki omega-3 aracılığıyla yükseltir.
Haftada iki kez et, kalbi yormaz
Kırmızı et haftada üç kez tüketilebilir. Et tercihinin danadan yana olması mantıklı. Etteki yağ, kolesterol olarak vücut tarafından kabul edilecek, karşılığında da iç yapımdan kısılacak. Ancak insanlara beslenme önerilerinde bulunurken; yalnızca kolesterol hesabının değil, kalori hesabının da yapılması gerekir. Sağlıklı beslenme adına tüketilen bol sebze ve meyve, kalorisi çok yüksek meyvelerin, havuç gibi glikojenik indeksi fazla, bol yağlı salataların yenmesine zemin hazırlar. Bunun için, yağlı kırmızı et yemenin kolesterol yönünden bir sakıncası olmasa da; yüksek kalorisi yüzünden miktarının sınırlarda tutulması gerekir. Haftada iki kez dana eti tüketilebilir. Tavuksa derisiz tercih edilebilir.
Ölçülü tereyağının sakıncası yok
Katı yağlardan margarinin tüketilmesi, özellikle kalp-damar sağlığı açısından kesinlikle uygun değil. Sıvıyağlardan zeytinyağı ve ikinci sırada fındık yağı tercih edilmeli. Ancak katı yağlardan tereyağını da dışlamamak gerekir. Günde 4-5 çay kaşığı tereyağı yemekte bir sakınca yok. Özellikle merada otlayan hayvanlardan elde edilen tereyağı tüketilebilir. Ancak günümüz koşullarında ahırda suni yemlerle beslenen hayvanların tereyağları yeniyor. Tereyağının yemeklere konulmasıyla kahvaltıda tüketilmesi arasında da bir fark yok.
Ayda bir kez retoks yapın
‘Taş Devri Diyeti’nde olduğu gibi ayda yalnızca bir kez redoks yaparak vücudun biyo-dengesinin sağlanması mümkün. Çünkü insanın biyolojik dengesi, kolesterol ve protein üzerine kurulu. Eğer bu denge yalnızca karbonhidrat ve sebzeyle kurulmaya çalışılırsa, bütün denge bozulur. Ayrıca omega-3 ve omega-6 dengesi de ancak doğal beslenmeyle sağlanabilir. n Ağır diyetler yapmak yerine sağlıklı beslenmeyi öğrenin. Ayda bir kez kolesterol bakımından zengin gıdalar yiyin. Koca bir biftek veya bonfile mesela; hatta işkembe, paça çorbası. Kolesterolü bol ne varsa aşırıya kaçmamak kaydıyla tüketin. Çünkü vücudunuzun kolesterole ihtiyacı var.
İnsanlar zaten, Adana Kebap, paça ve işkembe çorbası gibi yiyecekleri kaçamak yapmak adı altında tüketiyor. Bunu, adını koyarak bir disiplin altına almış olursunuz. Böylece her gün düzensiz şekilde suçluluk duygusu hissederek değil, düzenli ve suçluluk hissetmeden ayda bir kez yemeniz mümkün olur.”