CANLI YORUMLAR
Mehtap Erel
Mehtap Erel
Yazar

VAJİNAMA DOKUNMA!

Başka meseleler var...
28.05.2012

Hem Sağlık Bakanımızın hem de Başbakanımızın sezaryen ve kürtaj hakkındaki görüşlerini okudum.

Sağlık Bakanlığı gereksiz sezaryen ameliyatlarını önleme konusunda zaten uzun zamandır çalışıyor. Bu yeni bir şey değildi… Ancak kürtaj konusunda yapılan açıklamalardan sonra…

Bazı ayrıntıların bir kadın ve anne tarafından dile getirilmesi gerektiğine karar verdim. 

HAKLISINIZ…

Türkiye’de pek çok doktor ve sağlık kuruluşu; işin kolayına kaçmak, sabaha kadar doğum sancısı çeken bir kadının başında beklememek, hastaneye daha fazla para kazandırmak, kısa sürede çok doğum yaptırabilmek için, gereksin veya gerekmesin, sezaryene başvuruyor.

Sezaryen, annenin karnında bebek olduğu halde gerçekleşen bir ameliyattır. Şakası yoktur. Bebek anne karnındayken; anne, gözüne göz damlası damlatsa bebeğe geçerken, narkozun geçmemesini beklemek saflık olur. Bu sebeple, doktorun işinin ehli olması gerekmekte, anneyi bayılttığı anda bebeği -hem bebeğe hem annenin rahmine zarar vermeden- çıkarması gerekmektedir. Bu zorlu ve riskli proses, “kolaya” kaçmak için yapılamayacak kadar risklidir, -ki kolay da değildir. Sezaryen sonrası, anne önce bebeğini anında görememiş olmanın ezikliğini, sonra dikiş ve kesik ağrılarını, gaz sancılarını yaşar, -ki doğum sancısı kadar beterdir. Ayrıca, doğal olmayan şekilde bebek çıkarıldığı için kadın vücudu ne olduğunu anlayamaz, kendini hazırlayamaz, süt geç gelir. Bu sefer de, anne bebeği besleyememenin ezikliğini yaşamaya başlar. Sezaryenli annenin beslenmesi bir mesele, tuvalete çıkması mesele, gaz çıkarması ayrı bir meseledir. Yani doktor için kolay sayılabilecek bu durum, anne için eziyetli bir 15 gün demektir.

ANCAK…

Kadınlar hayatlarını eskisi gibi yaşamıyorlar. Artık daha az hareket ediyoruz. Çoğumuz ofislerde masa başında, bilgisayar başında çalışıyoruz. İşte oturuyoruz. Ulaşım genişledi. Bir yerden bir yere, ya özel araçlarımızla ya toplu taşıma ile gidiyoruz. Yürümüyoruz… Eskisi gibi halı silmiyoruz, halı yıkama makineleri var. Yer silmiyoruz, uzun sopalı silme aparatları ve yeni usul temizleyiciler hayatı çok kolaylaştırdı. Çalı süpürgesiyle kapı önleri süpürülmüyor, vakumlu süpürgeler var. Çamaşır asmıyoruz makineler ya kurutuyor ya kuruya yakın çıkarıyor. Biz oturuyoruz artık, evde, ofiste, dolmuşta, arabada, vapurda… Kuyulardan su çekmiyoruz, tarla çapalamıyoruz (çiftçilik de azaldı memleketimde). Normal doğum doğal olandır ama biz doğal yaşamıyoruz. GDO’lu gıdalarla besleniyoruz, hormonlu yiyecekler yiyoruz, ciğerlerimize oksijen değil egzoz çekiyoruz. Dış cephesi kaplanmış, ısındıkça kanserojen madde yayan apartmanlarda, doğal olmayan şartlarda yaşıyoruz.

BENİM KORKUM…

Alacağı cezadan korktuğu için normal olmayan şartlarda gebeliğini sürdüren kadınlara, normal doğum yaptırmak için son saniyeye kadar kasacak doktorlar ve sağlık merkezleri.

ÇÜNKÜ…

Bu olursa, yapay sancıyla inim inim inleyen ancak yine de rahim ağzı açılmayan hamile kadınlar dolduracak hastaneleri. Bebekler çıkamadıkça kalp atışları yavaşlayacak, beyinlerine daha az oksijen pompalanmaya başlayacak. Kadınlar - baktılar ki rahim açılmıyor ya da bebek çıkamıyor - son dakikada ameliyathaneye yetiştirilmeye çalışılacak. Ya da rahim ağzı makata kadar yırtılacak, o bebek oradan çıkacak diye… Ben bunlardan korkuyorum.

GELELİM KÜRTAJA…

Haklısınız. Kürtaj doğmamış bebeğin canını almaktır (henüz fetus bile olsa) ve asla hiçbir kadın için kolay değildir. Hele, ilk bebek kürtajıysa bir daha hamile kalamama riski vardır.

ANCAK…

Türkiye’de günah diye, doğum kontrolü kullanmayan kadın sayısı azımsanamayacak kadar çok. Ayrıca kürtaj yasaklansa dahi, bu ne gençlerin sevişmesinin önüne geçebilir ne de evlilik dışı ilişkilerin. Bu noktada gerçekçi olmamız lazım. Sevişmek doğal bir ihtiyaçtır ve insanlar sevişmeye devam edecektir. Sevişme devam ettikçe -adı çok kötü biliyorum ama gerçekçi olmamız gerekiyor- istenmeyen gebelikler olacaktır. Hem bu sadece, “Kötü anlamda” da olmayacaktır. Pek çok kadın doğum kontrol yöntemlerine rağmen hamile kalabiliyor. Hamile olduğunu öğrendiğinde aklında, “Ama ben son 2 yıldır antidepresan kullanıyordum” ya da “Ama bilmem ne ilacı kullanıyordum” diye geçiyor. Pek çok gebelik, hazırlanılmamış ve beklenmeyen zamanda geldiği için, kadın o dönemde belli rahatsızlıkları yüzünden ilaç kullandığı için ve bu ilaçlar bebeği etkileyeceği için sonlanıyor. Daha önce dediğim gibi, artık kadınlar eskisi gibi yaşamıyor. Yoruluyor, yıpranıyor… Sigara içiyor, ilaç kullanıyor… Pek çok kadının pat diye hamile kalıp cırt diye doğurma lüksü yok. Çalışılıyor, borç ödeniyor ve dediğim gibi… Kadınlar korunma yöntemlerine rağmen hamile kalabiliyor.

KORKUYORUM…

Kürtaj konusundaki açıklamalarınızı şahsi görüşünüz olarak almak istiyorum. Ancak yasaklarsanız kürtaj gibi önemli bir müdahalenin, “Masa altında” ehil olmayan kişilerce yapılmasından korkuyorum. Bir iş hanının zemin katında, Tıp Fakültesi ikinci sınıftan terk bir zibidi, kadınlara iyi paraya kürtaj yapmaya başlarsa diye korkuyorum. Kadınlar kanamadan ya orada ya evlerinde ölmeye başlarlarsa ya da rahimleri geri dönülmez zararlar alırsa diye korkuyorum. Parası olmayanlar evde korkunç yöntemlerle, tuhaf bitkiler yiyip içerek, karınlarına sopalarla vurarak ya da rahimlerine elbise askısı sokarak – eskiden yaptıkları gibi - çocuk düşürmeye çalışırlarsa diye korkuyorum.

BAZI ŞEYLERİ DİNLE İMANLA ÇÖZMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL.

Bazı konular var ki, olabilecek en kötü senaryolar göz önüne alınarak yöntem bulmak gerekiyor. Kürtaj – günümüz dünyasında - ne kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’e ne de hayatını kutsal kitabımıza göre düzenleyen kişilerin oylarına göre üzerinde oynanamayacak kadar tehlikeli bir konu.

Kadına dair meseleler – hele ki kadının vücuduna dair meseleler - kutsal ya da anayasal yazı ve maddelerle düzenlenmemeli.

Kadın doğurmak ve doğurmamak konusunda ya da nasıl doğurup doğurmayacağı konusunda kendi vücuduna dair bu kararı kendi vermeli. Çünkü inanın… Kadınlar çoklu ve analitik düşünürler. O doğum normal yapılmıyorsa da, o bebek alınıyorsa da, öncesinde defaatle düşünülmüş, bütün şıklar gözden geçirilmiş ve o karar öyle alınmıştır. Bu okusun-okumasın, çalışsın-çalışmasın, kadının doğasından gelen bir durumdur. Kadınlar, bu tip durumlarda düşünürler.

BEN…

Kişisel fikrimi söyleyecek olursam...

Bebeğimi, ne zaman, nerede, ne şartlar altında doğuracağıma kendim karar vermek isterim. Maddi imkanlarıma, sağlık durumuma ve yaşıma bakarak doğurup doğurmayacağıma da…

BU ARADA...

-Teröristler canlı bomba saldırılarına devam ediyor. Askerlerimizin yanı sıra polislerimiz de şehit olmaya devam ediyor. Anneler, “Vatan sağolsun!” diyorlar ama yürekleri yanıyor. Babalar oğullarının mezarına toprak atıyor... Terör büyük problem. Çözülemiyor...

-Türkiye’de uyuşturucu kullanımı son 15 yılda yüzde 26.57’lik bir artış gösterdi. Bu şu demek, her 20 kişiden 1 tanesi uyuşturucu kullanıyor.

-2011 Şubat ayı rakamlarına göre, Türkiye’de işsiz sayısı 2 milyon 721 bin.

-Türkiye’de 181 bin çocuk gelin var. Bu rakam, kayıt edilebilmiş rakam, bilinmeyenler hariç… Erkekler 11 yaşındaki kızları alıp gerdeğe giriyorlar.

-Türkiye’de 195 bin kız öğrenci (kayıtlı rakam) okula gitmiyor. Yeni yapılan, 4+4+4 ile bu rakamın artacağından endişe ediliyor.

-Türkiye’de kadına yönelik şiddette, son 7 yılda yüzde 1400 artış var…

-Türkiye’de tecavüze uğrayan kadın sayısı (2011 rakamları) 12 milyonun üzerinde…

-Asgari ücret 886.50 TL.

-23 bini aşkın öğretmenin ataması geçekleşmedi.

Devam edeyim mi?...

SONUÇ OLARAK…

Devlat erkanı ve büyüklerimiz olarak sizlerin çok daha mühim meseleleri olduğu muhakkak. Siz, bu meseleleri halledin öncelikle… Kadına şiddetin önüne geçin, kadın istihdamını arttırın, çocuk gelinleri kurtarın… Bizim gücümüzün yetmediği, sesimizin gitmediği meseleleri halledin ne olur…

Bebeğini neresinden doğuracağına…

Ya da doğurup doğurmayacağına

Kadınlar kendileri karar verebilir...





Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
1 2 3
ardanın annesi
Cevapla ardanın annesi
01.06.2012 16:27:41
çok güzel yazmışsın tam da benim düşüncelerim. dün televizyonda 3 tane yaşlı sakallı adam normal doğum mu sezaryen mi tartıştılar sonra da kürtajı konuştular. dr. değillerdi. çok merak ettim onlar neyi tercih etmişler doğururken çünkü bayağı yetkili gibiydiler. keşke doğurmadan önce danışsaydım o amcalara. reform yapmak her şeyi ama "her şeyi" değiştirmek değil ki. iyi yada kötü ne varsa altını üstüne getirip , benden önceki her şey yanlıştı bundan sonra kurallar böyle olacak demek çok da mantıklı değil. her konuda fikri ortaya atıp bunu uzmanlarla tartışacağız danışacağız deyip daha tartışılamadan üstelik muhalif seslere kulak vermeden hızla yasalaştırmak ne kadar demokratik tartışılır. ya da tartışılmaz doğrudan onlar gibi karar verilir: demokratik değil!
Cevap Yaz
mehtaperel
Cevapla mehtaperel
29.05.2012 18:40:19
tüm yorumları okudum. bu kadar önemli bir konuda destek olduğunzu ve hassasiyet gösterdiğiniz için tüm kadınlar adına teşekkür ederim... bütün kalbimle... Sevgili Yasminyus, yaşadıklarına çok üzüldüm. ve çok doğru bir noktaya parmak basmışsın, oranlar azımsanamayacak kadar yüksek. ve sevgili yazarım Derya... Çok yanılıyorsun, çok hemde... hiç bir kadın, zengin ya da fakir, "aman nasılsa aldırırım" diye düşünmez, ben böyle bir şeye inanmıyorum. Korunduğu halde hamile kalan çok kadın var, çeşitli rahatsızlıklar yüzünden ilaç kullanıyor, yaş 40 ı çoktan geçmiş, spiral de var ama hamile kalıyor. nasıl doğursun? Hiçbir kadın ama hiç bir kadın "nasılsa kürtaj var aman sende" deyip korunmayı bırakmaz. ya günah diye korunmuyordur ya da korunma işe yaramamış olabilir. Biz birbirimiz için böyle düşünürsek zaten bu konuda ahkam kesen erkeklerin böyle düşünmesine şaşırmamak lazım belki de... Yine de ... hemcinslerinden vazgeçme... bize bizden başka dost yok, ne olursa olsun ;)
Cevap Yaz

Cevaplar

ŞAM ŞEYTANI :) 04.06.2012 15:38:57

wuuuwww burada sular ısınmış bir çin ata sözü derki öylede olur böylede olur anlayana ............
Derya Keşci 04.06.2012 14:05:09

Bugüne kadar kürtaj sayesinde saydiklarin engellenebildi mi Buya? Ya da ben sunu cok merak ediyorum, kürtaj istatistigi nedir? Kullanimi herkese hayatini kolaylastiran "kürtaj" olayi ciddi ne kadar büyük bir önemiyet teskil ediyor halkimizin hayatinda? Bu millet kürtaj olabilmenin sayesinde mi mutlu? Nedir? Patlama mi yasiyacagiz "mutsuz, cocuguna bakamayan" aileler kontenjaninda? Cocuguna bakamayan Türkiyede binlerce insan var, niye kürtaj olmadilar madem? Yazik.... ne kadar cahil, bilincsiz, zavalli bir toplum musuz biz... Tekrar yazmam gerekiyor galiba, ben kürtaja tamamen yasak olsun demiyorum, ama kimse kendinde "nolmuski, aldiririz" lüksü görmesin. Hani diyorsun ya, önce düsünmek lazim o cocuga iyi bakabilir miyim diye, hah iste ayni o noktadayiz seninle birlikte, önce bi düsünmek lazim herseyden önce hamile kalir miyim kalmaz miyim diye. Sorumluluk iyidir. Ama benim meselem gercekten bu degil, günahinda, politikasinda da degilim, sadece yeterince toplumsal meselelerle hasir nesir olmus bir insan olarak, bir ANNE olarak olaya sadece insani yönden bakiyorum. Bu kadar.
bûya 02.06.2012 11:23:32

İşte o "Cocugunu cami avlusuna birakan, kesen, dograyan, satan cok "hemcinsim" sayilan insanlik disi mahlukat" türü olmasın diye kürtaj olmalı asıl.Bakamayacaksa,korumayı becerememişse, korunmaya rağmen hamile kaldıysa ve istemiyorsa doğurmayacak asıl. Doğmamış ceninin bu kadar hakkını savunuyorsunuz ya peki doğup doğup sokağa bırakılan çocukların hakkı ne olacak? onların psikolojileri ne olacak? Devlet ben bakarım diye ya, istediği kadar baksın (ki baktıklarından Allah razı olsun) ama anne -baba yeri tutar mı? Doğurduğu çocuklarına birşey yediremediği için kendini banyoda intihar eden 2 çocuk annesi var.Bakamadığından intihar ediyor. Hak mı? Neyin hakkı bu?? Diğer taraftan bir anne yurtdışında kocası çocuk tacizcisi olduğu için iki çocuğunu aldığı gibi buraya dönüyor saklanıyor.Çocuklarını koruyamayacağı endişesiyle önce onları öldürüp sonra kendi intihar ediyor... Psikolojisi bozuk diyeceksin di mi.. değil işte.. Annelik bu... doğru değil ama bence anlaşılabilir.(en azından ben anlıyabiliyorum) sen sadece keyfi aldıran insanlara tepkili olduğun için kızıyorsun...Sıra daha doğmamış ceninin hakkını savunmaya gelecekse, önce, doğanların hakkını doğru düzgün koruyacak. Bebek yapmak da aldırmakta 2 kişiyi ilgilendirir. Aldırmak günah da sevilmeyecek,istenmeyecek,bakılmayacak kimsesiz bir bebeği doğurtup mutsuz etmek günah değil mi? ...
Derya Keşci 31.05.2012 10:27:49

"biz birbirimiz hakkinda böyle düsünürsek" diye bir sey yok. Farkli bir dünyada yasadigimizi hic sanmiyorum sevgili editörüm. Cocugunu cami avlusuna birakan, kesen, dograyan, satan cok "hemcinsim" sayilan insanlik disi mahlukat var. Sirf keyfine göre degil, "zamansiz" geldi diye cocuk aldiran var, ve evet korunmayi ve dogurmayi kadin meselesi olarak algilayan, sonra sevgilisi hamile kaldiginda "aldiracaksin o cocugu" diye direten parali erkekler var. Benim yasadigim dünyada bunlar var. Hemcinslerimle alakali bir mevzu degil bu, regldan, kas aldirmadan, agda probleminden, vijinizmden bahsetmiyoruz, bu tek bir cinsi kapsayan bir mevzu degil, bu toplumsal ve insani bir meseledir. Femnistlikse, Allahina kadar, ama bu böyle bir sey degil. öptüm editörüm :-)
Sevil
Cevapla Sevil
29.05.2012 18:28:37
Hiç bir anne karnına düşen bir varlığı öldürmek istemez..isteyemez..lakin şartlar bir şekil de o yöne onu itiyorsa da kürtaj kaçınılmaz oluyor.Hiç bir zaman onaylamadım kürtajı fakat çok önemli sorunlar var iken devlet büyüklerimin konuşmak adına bu konuyu gündeme taşımaları da düşündürücü.. Doğum olayı ise ; ayrı bir trajedi ...sezaryanla doğumları inceleme altına almadan özel hastahanelerdekı gereksız işlemlerın SGK kurumuna faturalandırılması ele alınmalı.. Bir topum da sağlık ve eğitim paraya dökülmüş ise o toplumun geleceği tehlike altındadır ve ne hazin ki şu an içinde bulunduğumuz durum bu ... Lakin dikkatler başka yöne cekılmek için gündem yaratması adına ne tuhaf konular ile ugraşıyoruz... Sevgili Mehtap HANIM ; Affınıza sığınarak Yazınızı blogumda paylaşdım ..İsminizi belirterek tabı kı de... Teşekkürler ....
Cevap Yaz
yasminyus
Cevapla yasminyus
28.05.2012 14:47:35
"Bu olursa, yapay sancıyla inim inim inleyen ancak yine de rahim ağzı açılmayan hamile kadınlar dolduracak hastaneleri" korkuyorum demişsiniz, korkunuz gerçekten çok yerinde. Çünkü bu korktuğunuzu ben bizzat kendim yaşadım. Devlet hastanelerinde kadın doğum bölümünde doğurmak için günü geçmiş ama rahim ağzı 1 cm bile açılmayan bilmem kaç tane kadın yatıyor, normal doğum için bekletilen... bu çok acı. bana da aynı şeyi yaptılar... 40 haftalık doğum haftamı doldurmama ve büyük bebek olmasına rağmen sezaryen yapılmadı, tam 5 gün hastanede yatıp 42 haftalık doğum yaptım ki o da özel hastaneye son anda yetiştirilerek... Bende korkuyorum artık: Son ana kadar sorunsuz gebelik yaşayıp, son anda bebeğini zamanında doğurmadığı için doğumsal anomalili bebek ve ölü doğum oranlarının artmasından.... YETKİLİLERE DUYURULUR.
Cevap Yaz
Derya Keşci
Cevapla Derya Keşci
28.05.2012 14:04:03
Kürtaj konusuna kesinlikle katılmıyorum! Evet her anne bebeğini ne zaman ne şekilde nerede doğurmak istediğine kendisi karar veriyor, hatta bebek olmadan zaten bunun kararını veriyor ve bu hakka sahip, ama kimse bebeğini nasıl öldürmek istediğine karar verme hakkına sahip değil! Evet korunmakla ilgili büyük problemler var ki dinle cinle alakadar değil temel bir eğitimsizlik ve bu alanda bilgisizlik mevcut. Yalnız kalkıpta 'biz salağız, korunmasını bilmiyoruz, cahil milletiz, ettiriveri gitsin' de yapamayız. Kürtaj bir zamandan sonra bahris bir cinayettir. 4 aylık, 5 aylık, hatta 6 aylık bebekleri, canlı canlı anne karnından alıp ameliyat masasının yanına bir çöp gibi bırakmak insanlık dışıdır! böyle bir şeyi ne bilimle, ne dinle, ne de başka bir şeyle gerekçeleştiremezsin. Piskolojik sorunların varsa, ekonomik dar boğazdaysan, imkanın yoksa, yada çocuğa iyi bir hayat sunamıyorsan, doğurma kadınım? Nereye doğuruyorsun? doğurup doğurmıyacağının kararı sende olduğunu düşünüyorsan, lütfen o kararı hamile kalmadan evvel ver... ha veremiyorsan o zaman başkaları senin yerine karar alıyor diye gocunmıyacaksın. Ayrıca bu insanların sevişirken biraz daha beyinle bazi şeyleri yapmasını sağlar diye düşünüyorum. Zengin yavrular 'aldırırız nolcek' rahatlığından kurtulur belki ha? Kürtaja genel baktığımızda karşıyım, ancak arada istisnaları asla göz ardı etmemek gerekiyor. Herşeyde kestirip atamıyorsun, ne o yönde ne öte yönde...
Cevap Yaz

Cevaplar

Derya Keşci 04.06.2012 16:11:10

Her müessesenin, her isyerinin, her dernegin, her ülkenin, her yöneticinin bir stratejisi vardir. Isin politikasi bu olabilir, ancak TRdeki MÜHIM meselelerin bitmesini beklersek, ohooooo :-)))))) Radikal kararlar olmadan, kimse kilini kipirdatip hicbirseye kafa patlatmiyor. Insanlari kisitlamaya yönelik herhangi bir islem yaptiginda, insanlari hareketlendirebiliyorsun. Stratejik olabilir, ancak askidada olmamasi gereken bir konu, hepimizi ilgilendiriyor, sagolasin...
ben sema 31.05.2012 16:56:12

ilk kez yazdıklarına hak veriyorum.çok iyi dile getirmişsin lakin zaten Allah korkusu olan bi insan ne kadar kötü durumda olursa olsun aldırmaz bebeğini.öbür türlülerde her ne kadar yasak edersen et mutlaka el altından yaptırıcaklardır kürtaj işini..ama velhasıl devletimizin,ülkemizin,milletimizin çok daha büyük sorunları varken,bunlara çare arayacakları yerde bu konuyu gündeme getirmeleri saçma geldi.
hulokse
Cevapla hulokse
28.05.2012 13:00:14
Bir bu konuya el atılmamıştı o da oldu pes.Gündem değiştirilmeye çalışılıyorsa eğer çok yanlış bir konu seçimi olmuş yine.Kalbimize tercüman olmuşsun yine her zamanki gibi.Süper bir yazı okudum eline sağlık.
Cevap Yaz
1 2 3
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :