Bu erkekler gençken biraz saf oluyorlar ya, oğlumu izliyorum şimdi, (çocukken) hakikaten trajik şekilde masum oluyorlar. Hadi itiraf edelim bu adamları biz bozuyoruz. Çünkü küçükken bu kadar üfürük olan tiplerin bazısı büyüdüğünde bir tuhaf oluyor ya hani. Sebeplerin yarısı genetikse yarısı kadın sebepli…
Şöyle ki; oğlum neredeyse 9 olacak ama daha zaman var. Ona da yaşıtı diğer erkek çocuklara da bakıyorum, eğlenceli bir masumiyetleri var… Hâlâ top, maket gemi, oyuncak araba, yaramazlık peşinde… Çocuklar ve çocuk gibiler gerçekten…
Ancak yaşıtları kızlar anlaşılmaz bir şekilde genç kız gibi davranıyorlar. Tamam, kızlar erkeklerden önce olgunlaşıyor falan da… Hani aradaki fark 2 değil kafadan 8-9 sene gibi şu anda… Ve (belki bazılarınız kızacak ama açık konuşmalıyım) bu da iki cins arasında hem komik hem sakil duruyor…
Atahan: Anne IrmakSu beni beğeniyormuş
Ben: …… hım…..
Atahan: Ama bana çok kötü davranıyor? Hem benim yanımda oturmak istiyor hem ben bir şey dediğimde bağırıyor ve çantasını da bana taşıtıyor. Anlamıyorum. Ben teneffüste aşağıya inip basket oynamak istiyorum ama IrmakSu yanından ayrılmama izin vermiyor…
Ben: ………..
Atahan: Hem “sınıftaki en yakışıklı erkek sensin” diyor hem bağırıyor. Dün yanağımdan öptü beni. Sonra Özgecan benimle çubuk krakerini paylaştı diye saçımı çekti. Canım çekmişti ama… Çubuk kraker yiyemez miyim ben?
Ben: …………………………….. (Bu kadar sessizlik iyi değil derler ama hazır döküldü kesmesin diye duruyorum.)
Oğlum bir yandan resim defterine savaş gemisi ve askerler çiziyor diğer yandan sakin sakin anlatıyor. Ancak benden ateş çıkıyor o esnada! Çünkü ben sadece; “izin vermiyor”, “saçımı çekiyor”, “çantasını taşıtıyor”, “bağırıyor”, “öpüyor” gibi spesifik algı moduna geçtim ki muhtemelen tansiyonum 25’e 45 falan…
Irmaksu kimdi? Annesi hangisiydi? Irmaksu’nun annesi benim nasıl bir manyak olduğum hakkında fikir sahibi miydi? Irmaksu’nun annesi kızının benim oğlumu öptüğünü biliyor muydu?
Ben: Oğlum sen dur şimdi bir ara ver resim yapmaya, biz seninle biraz konuşalım.
Atahan: Kız konuları mı? Çünkü biz Bora ve Emir’le konuştuk ve Özgecan Bora’yı beğeniyor ve Sedanur Emir’i beğeniyor ama Sedanur bu ara Bora’yı da beğeniyor, o yüzden Bora ve Emir dövüştüler…
Sevgili okur anne olarak “ciyaaaaakkkkkkkkkk” diye bağırmak istediğin anlar var. Ulan daha ilkokul 2’de trafik öyle bir olmuş ki diziler halt etmiş.
Ben: Atahan şimdi ben sana biraz taktik vericem tamam mı? Sen de ona göre davranacaksın ve bu problemleri kökten çözeceksin oğlum, tamam mı?
Atahan: Kötü bir şey mi?
Sarhan: Oğlum annenin şakakları atmaya başlamış yine, iyi bir şey olması mümkün değil.
Ben: Sarhan sen karışma!
Sarhan: Kızlarla ilgili taktik verilecekse bunu ben yaparım sana gerek yok.
Ben: Ben kadınların dünyası hakkında senin bilemeyeceğin bilgilerle topu ağlara yollayabilirim.
Sarhan: İşe yaramaz! Oğlum gel sen hangisiydi, seni öpen şimdi?
Ben: Ya sen ne bileceksin bu şartlarda nasıl davranılması gerektiğini? Hı? Bu tamamen taktik kısmı.
Sarhan: Benim alanım! Ben taktik kısmında kötü olsam, sen benden bir çocuk doğurmuş, benim nikahımda oturuyor olur muydun? Senin gibi bir uçuk?
Ben: ……
Atahan: ……
Ben: Ben sana dönücem Sarhan az sonra! Bekle beni! Oğlum bak! Şimdi bu kız milletine fazla yüz vermeyeceksin. Bu –neden bilinmez- tek isim/tek kelimede kendini izah edemeyen kadınların, isimleri ardı ardına dizerek pörtlettiği kızlar var ya, zamanımız kızları, daha sekiz buçuk yaşında çanta taşıtmaya başladıysa bunlar, önce bir duracaksın! Diyeceksin ki “burada bir şeyler yanlış, bir şeyler yolunda gitmiyor”! Peki, bir şeyler yolunda gitmiyorsa kime gidiyoruz? “ANNEYE!” Bana geleceksin, ben o çift isimli üfürükten teyyareleri yoğura yoğura kulak memesi kıvamına getiricem. Oda sıcaklığında bekleticem, sen afiyetle yiyeceksin!
Sarhan: Terbiyesiz!
Ben: Hiç öyle bir şey kastetmedim Sarhan! Yine de hem oğlumu öpüp hem çanta taşıtılıyosa terbiyeli olmam gerekmez benim o aşamada! Yine de kimsenin çocuğu için öyle bir şey kastetmedim, analoji yapıyorum! Neyse! Oğlum bak...
Atahan: Anne korkuyorum ben senden bazen!
Ben: ATAHAN! Atahan beni dinle! Ben güçlü bir karakterim biliyorum! Sesim fazla çıkıyor ve ne yazık ki sen hayatına giren kadınlardan ben gibi çekiniyorsun belli ki! Atahan iki şeyi hatırla: Bir: Bir erkeğin hayatında sadece bir güçlü kadın olabilir o da ya annesi ya karısıdır ve seninki gibi bir anayla –bu ben oluyorum- senin kontenjanın doldu yavrum! İki: Hiçbir kadına annene davrandığın gibi davranman gerekmiyor aksine davranmamalısın.
Sarhan: Çocuğun kafasını karıştırıyorsun!
Ben: Atahan daha net olmam gerekirse dinle bak. Seni doğuran, büyüten, altını temizleyen, karnını doyuran, emziren, yıkayan kadın benim. Ben konuşuyorsam sen elbette duracaksın. Ama “elin kızı” (!) ne yapmış senin için? Ne emeği var senin üzerinde? Kaç kere ateşlendin de sabaha kadar başında bekledi? Kaç kere ayağında terliklerle kucağında doktora taşıdı gecenin bir vakti? HİÇ! O zaman kız arkadaşlarına bana davrandığın gibi davranmayacaksın dimi oğlum?
Atahan: ……..
Ben: ......
Atahan: ……..
Sarhan: Sen çok korkunç bir kadınsın. Ama şu dediklerini annem duysa gözleri yaşarır altına imzasını atardı kesin!
Ben: SUS! Atahan şimdi ben sana taktik vericem. Aynı basket gibi. Bu işin de kuralları var. Ama oyunu kazanmak için ben ne dersem onu yapacaksın tamam mı oğlum?
Atahan: Peki anne…
Ben: Şimdi yarın okula gittiğinde bu “bilmemnesu” isimli kıza hiiiiç yüz vermiyorsun. Senle konuşursa soğuk konuşuyorsun. Yani “nasılsın” derse, “iyi” de ve başka hiçbir şey söyleme. Çantasını verirse “kendin taşı” de dön arkanı git tamam mı? Bağırmaya kalkarsa “gitsene sen arkadaşlarının yanına” falan de yolla. Şimdi bu kızın en yakın arkadaşı kim?
Atahan: …………….. İncinaz
Ben: Hakikaten benim jenerasyon kadınlarda bir mesele var! Niye isimler böyle? Çok enteresan! Neyse, oğlum yarın sen İncinaz ile ilgileniyorsun sürekli.
Atahan: Ama ben İncinaz’dan hiç hoşlanmıyorum
Ben: Hiç önemli değil. Sen bütün ilgini İncinaz’a veriyosun. Ama çantasını falan taşımak değil bu. Git iltifat et. İyi davran, çubuk krakerini paylaş falan. Sonra bu “bilmemnesu” yanınıza gelince onla hiç konuşma, bakma bile, hep İncinaz’la konuş.
Atahan: Peki?
Ben: İki, üç gün böyle yapıcaz. O kız bir bozulsun oğlum tamam mı? Sonra pat diye tekrar bu kızla ilgilen. Ama ilk birkaç teneffüs. İyi davran, şaka yap, gül falan. Öğlen yemeğinde git İncinaz ile otur yine. Öbürü yanına gelmek isterse “”Biz İncinaz ile oturuyoruz” de.
Sarhan: Ruh hastasısın sen Mehtap! Koskoca kadın! Hiç yakışmıyor!
Ben: Ben başlatmadım!
Bu bir şey değil. Oğluma birkaç taktik daha verdim ve bunlar daha ne ki… Hele bir ortaokula, liseye gelsin…
Yani birileri kızı oğluma çanta taşıtmaya başlayınca kendine çeki düzen vermezse, daha gemi resmi çizen çocuğu öpüp möpüp erkenden havaya sokmaya başlarsa….
Ulan bu çocuğun anası benim….. Millete don olan bana gömlek olur…..
Hani hep diyorum ya, “kendine güvenen ve özgür” kız çocuğu yetiştirmek demek kız çocukları artık hanımefendi olamaz demek değil. Bu modernlik değil….
Yok yanılıyorsam, modernlik buysa….. Bana da uyar oğluma da…..
Avrupa Birliği Nüfus Planlama Fonu Türkiye için ayırdığı bütçe ödeneğini “DURUN!” diye Atahan’a bağlayana kadar biz icraatlarımıza devam ederiz…. Bana uyar….
Sarhan: Ya ne karışıyosun? Ne sinir yapıyosun? Hiç yakışıyor mu sana?
Ben: Öpüyo, vuruyo, saçını çekiyo, çantasını taşıtıyo, tenefüse çıkmasına izin vermiyor! Hadi canım! Ben neciyim burada? Ha? İzin mi vericem buna!
Sarhan: Kızın annesi de kızına taktik verirse?
Ben: Aman versin! Koca g*tlü kadın! Bir halt bilse o aldığından iyi bir adam bulurdu.
Sarhan: Nasıl fenasın sen ya! Bu arada burada bana gizli bir iltifat var onu da sezdim. Hani sen söylemesen de, ehehehe, havaya girdim bak, ehehehe.
Ben: Sarhan….. Sen beni kafaladığını düşünüyorsun ya…… 14 sene önce o akşam sen geldin, masaya oturdun ya hani…… Benim canım çok sıkılıyordu ve sen tabağındaki çilekleri bana verdin…… Ben dedim ki “Ben bu adamla evlenicem”…… 6 ay sonra dizlerinin üzerinde bana evlenme teklif ediyordun…… Süper kafaladın beni……….
Sarhan: …………
***
NOT: Bu Pazartesi itibariyle (bugün) Her sabah saat:10:00 – 13:00 arası (galiba) :) Star TV’de MELEK Programına başlıyoruz. İlk haftaya özel olarak ben Melek (Baykal) Abla ile konuk ağırlayacağım, sonrasında haftada 2 ya da 3 gün anne-kadın-bebek-çocuk-aile-hayat içerikli haber dosyalarıma dönüyorum. İlk haftayı GALA gibi yapmak istedik ve dünya tatlısı Melek Abla ile abla kardeş gibi olunca konukları birlikte ağırlayalım dedik. Eğer bir değişiklik olmadıysa bu hafta yine Çarşamba ve Cuma günleri konuk ağırlamanın yanı sıra haber dosyası da yapacağız. Benim genelde son dakika haberim oluyor değişikliklerden :) Bu keyifli ve farklı formattaki ilk haftamıza sizleri bekliyoruz.