CANLI YORUMLAR
Mehtap Erel
Mehtap Erel
Yazar

BİR TUHAF EKİP

Bir garip dörtlü
05.03.2012

Her şey mail kutuma düşen bir ilanla başladı. Kafamızı dağıtmak, iş hayatının stresinden uzaklaşmak, ekip ruhunun dibini bulmak, sakinlemek ve yenilenmek üzere bir günlük, kısa bir aktivite söz konusuydu. Birden kendimi dört kişilik rezervasyon yaptırırken buldum. Melek (Baykal) Abla, Hülya (Sepken), Betül (Özenç) ve ben…

İçine elma dilimleri atılmış sularla falan karşılanıp, odalarımıza yerleştikten sonra, ilk aktiviteye katılmak üzere bir alana çağrıldık. Burada bizden başka, yaklaşık 20 kişi daha vardı ve herkes ne yapacağını merak eder gözlerle birbirine bakıyordu. Biz hariç. Biz, başka türlü davranıyorduk.

Melek Abla: Sen bir atkı alsaydın boynuna Mehtap, hasta olucaksın, başımıza iş açacaksın sonra

Betül: Mehtap gitsin atkı alıp gelsin odasından. Melek'çim o esnada sana ıhlamur söyleyelim istersen, daha yeni düzeldi senin de sesin. Hülya, sen yemekte ne yiyeceğimizi öğren istersen, ben görevlilerle konuşayım ve bu etkinliğe ne kadar zaman ayırabileceğimizi söyleyeyim.

Ben: Zannederim bizim ne kadar zaman ayıracağımıza göre işlemiyor sistem Betül.

Hülya: Kadında meslek deformasyonu var. Her şeyi yönetmek zorunda hissediyor kendini. Rejide değilsin Betül.

Betül: Sürekli kulağında kulaklık, Blackberry üzerinden yaşayan birinin meslek deformasyonundan söz etmesi ilginç oldu gerçekten!

Melek Abla: Mehtap, iyi olacak diye bizi buraya getirdin; olmazsa dövmeye senden başlayacağımı bil evlatcım!

Ben: Melek Abla hiç merak etme. Çok güzel olucak, acayip ekip ruhu falan yapıcaz, bak yurt dışında da bu tip etkinlikler çok oluyor, mesela Amerika’da….

Hülya: Bizim bütün meselemiz de bu zaten, fazla elitist kalıyorsun gündüz kuşağı için, fazla beyaz Türksün, fazla snopsun, “Amerika’da bilmem ne yapıyolarmış”!

Betül: Kuzucum sen şimdi git önce atkını al. Giderken resepsiyondan geçeceksin ya nasılsa, Melek’le kendine ıhlamur söyle, bu aktiviteye 45 dakika ayırdığımızı da belirt gel kuzucum.

Ben: 45 dakika kemiksiz mi yoksa araya bant ya da reklam girecek misin Betül? Ahahahaha

Bu esnada yanımıza gelen “koçlar” bize susmamızı ve konsantre olmamızı söylediler. Ben ve Melek Abla süper konsantre olduk sevgili okur. Betül kesinlikle olamadı çünkü sürekli ışık nereden daha iyi geliyor, ne tarafta duralım, rüzgar ne yönde esiyor gibi, bizim aslında hiç karışmamamız gereken meselelerle koçları perişan etti.

Koç: Şimdi böyle yan yana durmanız gerekiyor.

Betül: Hayır bence çiftli duralım.

Koç: Betül Hanım bize bırakın.

Betül: Size bırakınca ortaya çok çirkin bir görüntü çıkıyor. Farklı boylarda 4 kadını peşpeşe dizmek olmaz ki! Bizi belli proporsiyonlarla, ikili dizerseniz daha estetik görünür her şey!

Bu arada elinden zorla Blackberry’si alınan Hülya gerçekten koçları intiharın eşiğine getirdi.

Koç: Hülya Hanım şimdi gözlerini kapatın.

Hülya: Neden?

Koç: Kapatın ve kendinizi arkaya bırakın, korkmayın, partneriniz sizi tutacak.

Hülya: Ya tutmazsa?

Koç: Tutacak Hülya Hanım. Bana güvenin. Bakın, bu çalışmanın maksadı zaten bu güven duygusunu geliştirmek.

Hülya: Partnerim kim? Kim tutacak?

Ben: Ehehehehe, tahmin et!

Hülya: Mümkün değil olmaz! Asla kabul etmiyorum! Bu kadın şaka yapacam diye tutmaz, çekilir, kafayı gözü kırarım burada ben. Böyle garip, manyak bir espri anlayışı var. Hem sen burada vakit kaybedeceğine, git magazin eklerini falan oku ne olmuş!

Ben: Aşk olsun Hülya, bırak kendini, yapmam öyle bişi, tutucam söz, unut magazini beş dakka.

Hülya: Sen magazinci değilsin işte. Ve bizim bütün problemimiz bu!

İlerleyen saatlerde;

Ben: Melek Abla bırak kendini tutarım ben.

Melek Abla: Gözümüzü de kapatıyoduk dimi?

Hülya: Melek sakın! Bi yerine bişi olur falan, yahu böyle bırakmalı salmalı oynamak zorunda mıyız? Başka bir şey yapalım.

Betül: Koç diyorduk değil mi? Güzel! Koç bizim size ayırdığımız sürenin sonuna geldik. Şimdi içeri geçiyoruz ve orada Türk kahvesi içeceğiz hep birlikte.

Ben: Kapa gözünü Melek Abla, bırak kendini, ben tutarım.

Hülya: Kapama Melek.

Betül: Ben, bu gözünü kapatıp kendini bırakma olaylarının demode olduğunu ve zaten bu hareketlerin görsel olarak da –hangi açıdan bakarsak bakalım-, çekici görünmediğini söylemeliyim kuzucuğum.

Hülya: Ben telefonumu geri istiyorum şu an, şu dakika, derhal!

Ben: Melek Abla bırak kendini.

Melek Abla: Bana bak, sıkı tut, pazartesi yayın var!

Hülya: Telefonum nerede?

Betül: O telefonun bir üst modeli daha estetik görünüyor aslında..

Melek Abla: Aaaaa! Bu ne ya! Delilerin arasında kaldım! Bana bakın herkes kendini bırakıyor, yatın yere! ŞİMDİ!

Sevgili okur,  birinci dünya savaşını anlatan filmlerde, düşman uçakları hava saldırısına geçtiğinde herkesin kendini yere attığı sahneler vardır, bombalardan korunmak için…. Can havliyle ve hızla… Betül, Hülya ve ben kendimizi aynen öyle yere attık bir anda.

Kafamızı tekrar kaldırmaya cesaret ettiğimizde, Melek Abla söylene söylene ıhlamur içmeye gidiyordu…





Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.
1 2 3
NESRİN
Cevapla NESRİN
07.03.2012 11:04:01
ayyy koptum yahu tamda bulmuşssun denklerinizi. harıka bır ekıp olmussunuz ama şu varki MELEK hanım nazi subayı gibi yat demiş hepiniz yatmışsınız kalk talimatı ne zaman geldi. ben korkudan kalkamazdım herhalde..
Cevap Yaz
tatlıcadı
Cevapla tatlıcadı
06.03.2012 18:13:35
kesinlikle harika bir ekip olmuşsunuz.Senle Melek hanım gubun görünen yüzü hülya ile betül arka planı :D süpersiniz seni seviyorum ve öpüyorum kokulu kokulu kuzum :)
Cevap Yaz
beyza
Cevapla beyza
06.03.2012 17:51:53
Ay ay ay ben yerim sizi ya ,ne tatlısınız siz öyel valla 2 diniz 4 oldunuz ,süpersiniz ...:)))),Canımsın çok güzel bir yazı okurken gözümün önünde cAnlandı halleriniz ,hülya ve melek abla kendini bıraktımı ,yada sen kendini kime bıraktın ,ne işe yarıyormuş.Merak ettim bak şimdi öpüyorum en kocamanıundan ...:))
Cevap Yaz

Cevaplar

bûya 08.03.2012 14:52:11

sanırım bu bir çeşit güven duygusu pekiştirme eğitimi. iki kişi arka arkaya duruyor. öndeki kişi gözlerini kapatıp arkaya doğru kendini atıyor ve arkadaki kişi onu tutuyor. burdaki amaç herşeyin kendi kontrolunude olmayıp yanındaki ekip arkadasına guvenip kendini bırakabilme duygusu:)) tek sorun bizimkilerin hepsinin kontrol delisi olması:))))) orda olup onları seyretmek isterdim:))
üstad
Cevapla üstad
06.03.2012 17:13:52
buarada unuttum söylemeyi.sabah programınız süper..gerçi siz olmazsanız izlemeyeceğim kesin de:)
Cevap Yaz
üstad
Cevapla üstad
06.03.2012 17:12:29
ya siz ne tatlı bi insansınız yaa..bir insan bukadarmı mütevazi bukadarmı sıcak kanlı olabilir.çok yazar adı altında yazar tanıdım ama nerdee sizin gibisii..çok seviyorum sizi..
Cevap Yaz
SMR-eylül
Cevapla SMR-eylül
06.03.2012 09:47:01
ALLAHIN DELİLERİ :)))
Cevap Yaz
1 2 3
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :