Sahicilik için karşıtlığın ayrılıkçı sularının çekilmesi gerekmektedir. Med–cezirin sınırlarını ayırması, Dünya ve Ay’ı nasıl tanımsal olarak ayırırsa duyguyu da öylece ayırır. Ay’ın kendine göre bir düzeni, yöntemi, zamanlaması var. Keza Dünya’nın da öyle. Her ikisinin kendi zamanlamasına ve yöntemine saygı duymak esastır.
Kendi yol ve yordamınızı, başka bir bireyin yol ve yordamının ya da yolsuzluk ve yordamsızlığının üzerine çıkarıp karşıtlık oluşturmayın... Yol ne kadar saygıyı hak ederse yolsuzluk dediğimiz de o kadar saygıyı hak eder. Yolsuzluğun yol olmadığını nereden biliyoruz ki! Hepsi deneyim adı altındadır. Bazen yolsuzluk denilen hal daha derin ve kısa bir öğrenme için güzel bir yol olabilir - ki öyledir. Senin yaptığın, yapabildiğin her ne varsa senin koşullarının ve sisteminin sonuçlarıdır. Bu sonucu eşdeğer yaratanlar olabilir, yaratamayanlar da. Her ne varsa kabulümüz…
Doğumunun ve tüm sürecinin sahiciliğiyle barışma zamanın geldi. Anne karnındaki yaşam sahici bir gerçekliğin yaratımından gelmiştir. Mükemmel kurgulanmıştır. Ve hepimiz aynı yolla geliyoruz dünyaya. Hepimiz aynı şartları deneyimliyor, kayıtlamaya başlıyor ve sudan çıkar çıkmaz hava ile tanışıp ağlamaya başlıyoruz. Bire bir aynı olmamakla birlikte her birimizin dünyaya gelme yöntemi benziyor. Ruhlarımızın benzerliği gibi. Arayışlarımızın benzerliği gibi. Ben gibi. Sen gibi...
Doğum ruhun Yuva’ya seçimli bir şekilde ara verme halidir. Aynı zamanda dünyada bedenli yaşamın başlangıcıdır. Gerçek olan, içi tam bir sahicilikle dolu olan da şudur ki, ruhun doğumla burada olması onu sınırlamaz. O hiçlik kadar hiç olmayı tek olarak bilir. En sahici halinle hatırla, Orayı, verilenleri, bütünü, birliği… sahicilik için hatırlamaya ihtiyacın var.
Herkesin kendi gerçeği ve sahiciliği peşinde olduğunu hatırla. Senin gerçeğin senin için gerçek iken diğerleri için aynı derecede gerçek olmayabilir. Olsun, bırak böylece. Senin gerçeğin seni ilgilendirir. Odağında kendi gerçeğini tut ki sen sahiciliğinle buluştuğunda dünya da sahicilik için bir adım atsın.
Her bir birey enerji alanı ile en az 1 km. alanı direkt etkilemektedir. Sahici bir birey en az 1 km. çevreye sahicilik vermekte ve içindeki her bir bireyin sahicilik durumunu yukarıya taşımaktadır. Gerçi yukarı olarak tanımlanan tam olarak yukarısı değildir. Enerji önce yatay sonra dikey çalışır. Bu nedenle yukarı çıkmak için önce yatayda genişlemek gerekir. Genişlemek için enerji alanını akışkan kılmak gerekir. Yani olanla uyumlanmak, akışa uymak gibi kavramlar devreye girer.
Yaşamın sahiciliğiyle uyumlanma niyetiyle, doğumun ve gelişimin kültürüyle birlik olma niyetiyle, gerçeğin doğasıyla iç içe olma niyetiyle...