Okulların açılmasına çok az bir süre kaldı. Okula başlama yaşı geri çekilince, bu sene her zamankinden daha farklı bir telaş sardı birinci sınıf ebeveynlerini.
Bu sene, 4+4+4 uygulamasıyla, 60-66 aylık çocukların ilkokula başlama zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Tıbbî açıdan, bir çocuğa, “İlkokula başlama olgunluğuna ulaşmıştır” diyebilmemiz için, zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik açılardan gelişmiş olması gerekmektedir. Az sayıda istisnanın dışındaki çocuklar, ilköğretime başlayabilmek adına gerekli olan sosyal, duygusal, bilişsel, sözel ve motor becerilerini 72. aya kadar ancak tamamlayabilmektedir.
72 aydan daha küçük olan çocuklar halen etkisel oldukları için davranışlarını kontrol etmede sorun yaşarlar. Yine altı yaşın altındaki çocuklar, ayrılma bireyleşme sürecini tam anlamıyla tamamlamadıkları için annelerinden ayrılmada daha fazla sorun yaşarlar.
72 ayını doldurmamış olan çocuklar, ince motor beceriler, el-göz koordinasyonu, dikkat sorunu, soyut düşünce yetersizliği ve işlemsel düşüncenin tam gelişmemiş olması sebebiyle akademik açıdan zorlanırlar.
Elbette ki istisnalar olacak, bazı çocuklar hızlı gelişim göstererek aradaki farkı kapatabilecektir. Buna rağmen, “Oyun çocukluğu dönemi” dediğimiz, 60-66 ay arası dönemde okula başlamak pek çok çocuk açısından zor olacaktır.
Bu yaş aralığında, fiziksel, ruhsal, zihinsel ve bilişsel gelişim açısından çocuğun okula hazır olup olmadığını değerlendirecek kapsamlı testler (uygulama süresi 1.5-2 saat alan), çocuk psikiyatrı gözetiminde, uzman psikolog veya pedagoglar tarafından değerlendirilmektedir. Okula başlamaya uygun olmayan çocuklar, ana sınıfına alınacaklardır.
Özet olarak şunu söylemek gerekir ki, 60-66 ay arası çocuklar mutlaka ilkokula başlayacaklarsa, öncelikli olarak bu şekilde kapsamlı bir değerlendirmeden geçmeleri uygun olacaktır. Bu yaş çocukları için eğitim müfredatı ve tekniğinin (oyun içinde öğretmek vb.) yeniden ayarlanması zorunluluğu vardır. Aksi takdirde, normal gelişimsel normlar içinde olmalarına rağmen, öğrenmede zorlanacakları için, “ öğrenme güçlüğü” veya “dikkat bozukluğu” gibi yanlış tanımlamalara maruz kalacaklardır.
Ek olarak, bu yaştaki çocukların, 72 aylık çocuklardan ayrı bir sınıfta eğitime tâbi tutulmaları çok daha uygun olacaktır. Aksi takdirde, 72-83 aylık çocuklarla, 60-66 aylık çocukların aynı sınıfta bulunması durumunda bazı çocukların arasında 2 seneye yakın yaş farkı olabilecek ve bu durum, gerek eğitim gerekse de öğretim açısından ciddi sorunlar yaratacaktır.
Oyun çocukluğu döneminde çocuğu ilköğretime başlayan veliler başta olmak üzere, tüm velilere tavsiyem, sınıf öğretmenleriyle sıkı bir iletişim içinde olmaları, çocuklarının sosyal ve akademik uyumlarını yakından takip etmeleri, ısrar eden sorunların varlığı durumunda, en kısa zamanda bir çocuk psikiyatrından yardım almalarıdır.