Doğumdan sonra kanımca annelerin en büyük kabusu ,bakıcı konusudur!
Öyle ki bazen bakıcılar ile uğraşmak çocuklarla uğraşmaktan daha zor olur .
Evde ne yapacağınızı bilmediğiniz iki bebeğiniz varsa durum baya vahimdir !
Benim gibi anneniz başka şehirde yaşayan bir ikiz annesi iseniz iki çocukla yalnız kaldınız demektir. Eğer çalışmıyorsanız belki ama üstüne üstlük birde çalışan bir ikiz annesiyseniz evdeki düzeni oturtmanız için süreniz doğum izninizle beraber tik tak başlamıştır.
Bakıcı bulmanın daha doğrusu iyi,ve güvenilir bakıcı bulmanın çok zor olduğunu düşünürsek ikiz çocuklara bakıcı bulmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz. Ben hamileliğim sırasında başladığım arayışta ikiz kelimesini duyup kaçan bir sürü bayanla tanıştım. Bazı ikiz anneleri her çocuğa bir bakıcı şeklinde bir yaklaşım içine girip iki ayrı kadın tutarken ben tek kadın arayışımda direttim.
Tanımadığım tek bir kadınla aynı evde yaşama düşüncesinden bile çok hoşlanmazken iki tanesinin çok fazla olduğunu düşünüyordum.
Bir başka alternatif ise, eğer size yardım edecek bir büyüğünüz var ise ve bakıcı tutacak maddi durumunuz yeterliyse en ideali o büyüğünüzü bakıcının başına koruyucu olarak dikmenizdir. Hoş bu durumda her kafadan çıkacak sesleri önlemek için kimin sözünün geçerli olacağını önceden belirlemeniz gerek.Nede olsa yeni ve eski kuşak arasında çocuk yetiştirme konusunda büyük farklılılar olabiilir.
Benim durumumda o zaman tek başına ve çalışan bir ikiz annesi olarak sonunda güvenebileceğim 40 + yaşlarında bir yardımcıyla başladık. Rus kökenli baya enine boyuna bir bayandı. Hamileliğimin son döneminde işe almıştım ki bebekler doğduğuna eve ve bize alışmış olsun .
Rus kökenli olduğundan baya disiplinli birine benziyordu. Sabahları benim kahvaltımı bile hazırlıyor çocukların düzenini kurmam da baya yardımcı oluyordu. Önceleri tek problem vardı inanılmaz çok yemek yiyordu . Her gün markete gidip eve erzak almaya başlamıştık. Öyle ki bir gün markette görevli bir bey yanıma yaklaşıp ‘ya abla kusura bakma çok merak ediyorum sizin evde kaç kişi yaşıyor sen her Allahın günü burdasın’ diye sordu..
Tabii bu bence iyi giden düzen zamanla bozulmaya sorunlar yaşanmaya başladı. Yardımcımız evi ve bizi gereğinden fazla sahiplenip herşeyi kendi istediği gibi bir düzene koymaya başladı. Herşey bir gün eve gelip kitaplarımın durduğu raflarda çocukların oyuncaklarını görüp şok geçirdiğimde ‘Ama Ayşe hanım yer açmam lazımdı bende tüm kitaplarınızı kolileyip kaldırdım ‘ demesiyle başladı. Bunu zamanla eşimin gömleklerinin yerinin değişmesi , bardaklarının başka dolaba taşınması , benim kıyafetlerimin sürekli yer değiştirmesi izledi. Artık evde hiç birşey bulamaz olmuştum ama konuşmakta yararlı olmuyordu. Derken sürekli telefonda vakit geçirmeye başladı ve biz eşimle gün geçtikçe kadın yüzünden kavga etmeye başladık. Her seferinde ama çocuklarınıza iyi bakıyor diye avunup kadını çıkartmaktan vazgeçiyorduk. Zaten çok zor birini bulabildiğimizden düzenimizin bozulmasını ikimizde istemiyorduk . Ama bir sure sonra olaylar gittikçe büyümeye başladı. Çocuklar ayaklanıp hareketlendikçe zaten o cüssesiyle arkalarından koşup yetişemez oldu . İşin kolayını bulup televizyonu açıp onları oyalamaya başlayınca zaten artık bizim yollarımız ayrıldı.
Doğduklarından beri 3 küsür sene bizimle olan ve alıştıkları kişinin gitmesi kızlarımı çok üzdü. Lal üzüntüden kirpiklerini yolmaya kadar götürdü işi…
Bu süreçten sonra Filipinli yardımcıları denemeye karar verdim.
Arka arkaya bir çok Filipinli ablamız oldu. Onlarla ilgili ortak kanımda şu ; çok sakinler , evde dan dun diye kapıyı kapatan cüsseli yardımcımızdan sonra kalktıklarını ,hatta yürüdüklerini bile duymuyorduk evde. Genelde ufak tefek ve çevik olduklarından kızların 2 yaş sonrası hareketlilk dönmelerinde peşlerinde koşma işini çok iyi kıvırıyorlardı, sorunumuz ise içten pazarlıkçı olmalarıydı .
Genelde çalıştığımı filipinlilerin çoğunu yalandan dolayı ben işten çıkarttım yada 50 dolar fazla para verene çekip gittiler.
Aslına bakarsanız milleti , uyruğu hiç farketmiyor biz annelerin tek istediği şey çocuklarımıza zarar vermeyecek güvenilir namuslu birini yada birilerini bulmak. Çocuğunu evde annesine bile bırakıp işe giden bir annenin vicdan azabını kimse bilemez. Gözünden sakındığı evlatlarının her zaman yanında olamamak ne demektir nasıl bir yürek acısı verir bunu ancak yaşayan anlar.
Önemli olan vicdan sahibi, çocukları seven iyi niyetli birilerini bulabilmek sanırım.
Sevgilerimle,
Ela ve Lal ‘in annesi
Ayşe Van Şenbak