Valais Bölgesi, İsviçre’nin güneyinde yer alıyor. Başlıca şehirleri; Sion ve Sierre. Bölgenin turizm merkezi ise ünlü bir kayak merkezi olan Crans- Montana ve özellikli köyü ise Lens.
Sierre “güneş şehri” olarak betimlenen İsviçre’nin en güneşli şehri olmakla övünen bir şehir. Bu küçük şehirde cazibe merkezi olabilecek başka bir unsur bulunmuyor.
Sion; İsviçre’nin en eski şehri. Bir Ortaçağ şehri. Küçük iki tepesinde karşılıklı olarak konumlanmış bulunan Tourbillon ve Valere isimli kaleleri ilgi çekici olabilir. Kaleler şehirden uzakta değil, kolaylıkla ulaşılabilirler. Takım elbiseli olarak motorsiklet kullanan pekçok kişiye rastlayabileceğiniz bu şehir; küçük ama cazip. Bir şirinliği ve sakinliği var. Sion’da uluslararası olmayan bir havaalanı da mevcut.
Sion dahil tüm Valais Bölgesi’ne ulaşım Cenevre havaalanından gerçekleşen bir tren yolculuğuyla sağlanıyor. Havaalanında bulunan tren istasyonundan binilen trenle Cenevre’den yaklaşık 1,5 saatte Sion’a ve yaklaşık 20-25 dakika sonra da Sierre’ye ulaşmak mümkün. Bu tren yolculuğu sırasında Cenevre, Lozan ve Montrö şehirlerine de yolcu almak ve indirmek için uğranılıyor. Montrö, Valais Bölgesi’ne en yakın büyük şehir. Montrö yakınındaki Vevey de gölün kenarında bulunmasından hareketle limanı ve göl rengiyle şirin bir küçük durak. Sion ve Sierre’den de kalkan otobüslerle Lens, Crans- Montana ve o hattaki diğer köylere ulaşabilirsiniz. Özellikle Sion bu açıdan çok rahat çünkü otobüsler tren garının hemen oradan kalkıyor. Otobüs ulaşımına açık olmakta ve otobüs ulaşımıyla tanış olmakta fayda var çünkü taksiler hem ortalıkta bulunmuyor hem de çok pahalı. 12 km için 85 Frank vermeniz gerekebiliyor.
Göl kenarında bulunmanın şehre kattığı cazibe yadsınamaz. Göl rengini ve suyun huyunu taşıyan şehirler bir başka. Valais Bölgesi bu imkandan yoksun ancak burada da dağların ihtişamı ve dağlar arsındaki vadilerdeki bağların varlığı etkileyici. Özellikle dağların bulutlarla ilişkisi oldukça fotojenik manzaralara yol açıyor. Güneyde bulunduğu için güneşten istifade edebilmesi sebebiyle Valais aynı zamanda şaraplarıyla da meşhur. Bağcılık burada önemli bir sektör. Ülkenin şarap üretiminin 40%’ı bu bölgeden karşılanıyor. Üstelik 1150 metrede bulunan üzüm bağlarıyla Avrupa rekorunu ellerinde bulunduruyorlar.“Sang du Barbare” yani “Barbar Kanı” ismindeki şarabı tavsiye edeyim ama bunun dışındaki Valais şarapları da hoş. Ayrıca Valais birasını da içmeden dönmemek gerek. Valais birasını temsil eden, bu ünvanı ve beyaz- kırmızı renkleri taşıyan yuvarlak panolar bu biranın servis edildiği kafe- restoranların üzerinde asılı bulunuyor. Sion şehrinin girişinde de bu biranın üretim tesisi bulunmakta.
Sion’da yaz sonu gerçekleşen Sion Festivali kıymetli bir klasik müzik platformu. Kilise gibi, tiyatro gibi Sion’un bu amaçla kullanıma açık yapılarında gerçekleşen konserler zinciri…
Crans-Montana’nın bölgenin en turistik yeri olduğunu belirtmiştim. Birbirlerine kısa bir yürüme mesafesinde bulunan Crans ve Montana olarak 2 farklı yerden söz ediyoruz aslında. Küçücük göllerin etrafındaki küçük ama temiz oteller ve kafeleriyle oldukça dinlendirici bir yer. Montana ve Crans çarşılarında Louis Vuitton gibi yüksek statü mağazalar da yer alıyor. Bu küçücük ama şık merkezler kışın önemli bir kayak alanı. Çünkü Crans- Montana dağda konumlanmış bir yer. Dağda kayak pisti, eteğinde ise çarşı ve yerleşim yerinin merkezi bulunuyor. Yazın ise Dünya’nın önemli golf
turnuvalarından biri buradaki golf sahasında düzenleniyor. Crans- Montana; çok şık, küçücük, temiz ve düzenli bir yer. Montana’da bir casino da mevcut.
Lens ise Crans- Montana’ya 10 dakika mesafede biraz daha alçakta bulunan bir dağ köyü. Lens’tan geçen otobüsle Crans- Montana’ya da rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Lens’ın özelliği “forfait fiscal” yani “vergi pazarlığı”. Lens’ı daha turistik bir yer haline getirmek isteyen Başkan, ülkelerindeki yüksek
gelir vergisi nedeniyle kendilerine vergi indirimi sunan İsviçre’ye taşınmış olan veya taşınma fikrine açık olan işadamı, sporcu gibi yüksek gelirli kişilere oldukça uygun vergi imkanı sunuyor. Bu kişiler oldukça düşük vergiler ödeyecekleri Lens’a yerleşmiş oluyorlar, Lens da sayelerinde tanınır oluyor. Köy demişken maalesef İsviçre köyleri bizim Türkiye’deki köylerimiz gibi değil. Hepsinin belli bir standartı var. Aşağı yukarı hepsinde aynı konseptte iki adet kafe- restoran, bir süpermarket, bir kasap bulunuyor. Lens’da bunlara ilaveten iki banka ve bir postane de mevcut. Evler genelde küçük bir bahçeye sahip, iki- üç katlı ancak apartmanlar da az da olsa var. Bunların tümü çok özenli, bakımlı, sade ama şık. Lens merkezdeki kilise meydanı ve ara sokaklar da yine sade ama bakımlı, tertemiz.
Küçük çocukların dahi tanımadıklarına bile hallerinden memnun bir ifadeyle “selam” veya “merhaba” dediği bu köyde ve otobüs şoförüne bile “teşekkürler, hoşçakalın” denilmeden inilmeyen bu bölgede bir Türk’ün hoyrat kalmaması zor. Başkan, Lens’da inşa edilebilecek olan evlerin büyüklüklerine bir sınır getirerek insanların nefes alabilecekleri yeşil alanları korumaya almış. Le Louché küçücük bir göl daha doğrusu irice bir su birikintisi. Lens sınırlarında yer alan Le Louché’nin çok yakınında ormanlık bir bisiklet ve yürüyüş alanı da mevcut. Lens’ta, Le Louché Gölü’nün kıyısında inşa edilmekte olan Valais Sanatı Müzesi’nin de turist çekmesi bekleniyor.
İsviçreli şair Ramuz, Rus besteci ve piyanist Stravinski ve Muret gibi sanatçıların da hayatlarının belli dönemlerini Lens’ta geçirdikleri biliniyor. Belki de Ramuz’nun “küçük köy” isimli eserine ilham kaynağı Lens olmuştur.
Valais ziyaretinizi dağların eteklerindeki termal havuzlar, İsviçre’nin en büyük eğlence parkı (Happyland), Rilke’nin yaşadığı köy olan Raron ve minyatür bir trenle eğlenceli bir keşif gezisi yaşayabileceğiniz Vapeur Parc ile keyiflendirebilirsiniz.
Genel olarak kafa dinlemek ve doğanın tadına varmak için ideal yerler buralar. Güvenlik konusunda kaygılanmanızı gerektirmeyen, sakin, nazik ve ulaşım açısından elverişli imkanlar sağlayan yerler…
İnsanın tek sorumluluğunun, kendisine karşı olduğu zaman dilimleri yaratmaya olan ihtiyacı alevlendiğinde buyrun, gelin…