Eğitime geç yaşlarda başlıyoruzİki ana dil edinmenin en doğru yolunun bebeklik çağında öğrenme olduğunu söyleyen EFINST Dil Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Sait Haifawi, Türkiye’de yabancı dil eğitimine çok geç başlandığını belirtiyor.
İki ana dil edinmenin en doğru yolunun bebeklik çağında öğrenme olduğunu söyleyen Özel bir dil okulu başkanı Sait Haifawi,Türkiye’de yabancı dil eğitimine çok geç başlandığını belirtiyor. Haifawi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçen yıl okul öncesi yabancı dil eğitimine izin vermesinin Türkiye için bir milat olduğunu ifade ediyor. Kararın ardından okul öncesi dil eğitiminde dünyanın en çok tercih edilen sistemi Helen Doron Erken Dil Eğitimi Yöntemi’ni Türkiye’ye getiren Haifawi, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.
Türkiye’de yabancı dil eğitimi için geç mi kalınıyor?
Evet, maalesef geç kalınıyor. Yurt dışında dil öğrenimi çok küçük yaşlarda başlıyor, bunun neticesinde de çocuklar üniversiteyi bitirdiklerinde birkaç dil birden konuşabiliyor. En önemli örnek, Hollanda. Hollandalılar ortalama dört dil biliyor.
Diğer ülkelerde yabancı dil daha mı kolay öğretiliyor?
Daha kolay değil de daha olması gerektiği gibi öğretiliyor. Yani öğrencilere dili, ‘sınava gireceklermiş gibi’ değil de bir iletişim aracı olarak öğretiyorlar.
Bu durumun iyileştirilmesi için neler yapılabilir?
Dil eğitiminde okul öncesi dönem çok büyük önem taşıyor. Çünkü yapılan araştırmalarda erken yaştaki çocukların yabancı dili edindikleri, sanki bir kayıt makinesi gibi beyinleri olduğu ve birden fazla dili de bu dönemde aynı anda öğrenebildikleri ispatlandı. Bu nedenle Türkiye’de çocuklarımız için bu imkanı sağlamalıyız.
Haifawi, Helen Doron metodu ile ilgili olarak ise şunları söyledi: "Müfredatı Milli Eğitim Bakanlığı’nca onaylanmış tek okul öncesi İngilizce eğitim sisteminde, 3 aylıktan 12 yaşa kadar olan çocuklara İngilizce öğretiliyor. Amacımız; tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çocuklara, büyürken çift anadil kazandırmak. Çocukların, dil eğitimine dönük algı yeteneklerinin en güçlü olduğu 6 aylıktan 7 yaşına kadar geçen süre zarfı içerisinde ‘erken yabancı dil’le tanışmalarını sağlamak gerekiyor. Bunun için de en iyi yöntem bu. Bu yöntem, bugün Çin’den Meksika’ya 34 ülkede 700’ün üzerinde noktada uygulanıyor. 26 yıldır 1.5 milyondan fazla çocuk, bu yöntemle İngilizce öğrendi ve öğrenmeye devam ediyor. Türkiye’deki dil bilme oranı, binde 7. Yabancı dil konusunda Avrupa’da çok gerisindeyiz. Bunun en önemli nedeni, yabancı dil eğitimine çok geç başlıyor olmamız. Oysa ikinci ana dili edinmenin en doğru yolu, işe bebeklik çağından başlamaktan geçiyor."
“DiL ÖĞRENiLMEZ EDiNiLiR”
Bebek, ana dilini doğduğu gün öğrenmeye başlar. Önce sesleri duyar fakat anlamaz. Daha önce bir anlam veremeden duyduğu sesler, anne-babanın hareketleriyle, yani öpme, sevme ve kucaklamada kullanılan seslerle anlam kazanır. Helen Doron yöntemi, dil öğrenimindeki bu doğal süreci takip ediyor ve uyguluyor. Bu metotla çocuk, özel olarak hazırlanmış oyunlar, aktiviteler ve şarkılarla daha önce duyduğu seslerin anlamlarını öğrenir. Bu nedenle çocuklar için aslında ‘öğrenmek’ yerine ‘edinmek’ terimini kullanıyoruz; zira çocuklar bu yaşlarda bu bilgileri ‘edinirler’.
“‘BABA’ iLE ‘FATHER’I AYNI ANDA DUYUYORLAR”
Helen Doron’un yöntemleri pedagoglarla geliştiriliyor. Tabii henüz konuşmayı bile bilmeyen bebek, dil öğrenmiyor ama dinleyerek hazırlık yapıyor. Bebekler 3-5 ay arasında aldıklarını 8’inci aydan sonra vermeye başlıyor. Bir bebeğin annesiyle girdiği derste beş duyusuna hitap ediliyor ve erken yaşlardan itibaren dilin kodlaması başlatılıyor. Dersler sıra ve sandalyenin olmadığı sınıflarda yapılıyor. Bebekler, şarkılar ve oyunlarla 550’nin üzerinde kelime öğreniyor. Çocuk, ‘Baba’yı öğrendiği anda ‘Father’ı da öğreniyor.