Bu gelişim aşamalarının çoğu tamamen normal ve kabul edilebilirdir. Bu yüzden dünyadaki en kötü çocuğa sahip olduğunuzu ya da dünyanın en kötü anne babası olduğunuza inanmaya başlamadan önce bir daha düşünün. Pek tabii ki her şeyin ters gittiğini düşündüğünüz zamanlar yaşayacaksınız. Ancak unutmayın ki çocuğunuz bu aşamalardan geçmek zorunda. Size düşense çocuğunuz bu aşamaları geçerken, olabildiğiniz kadar becerikli, sakin ve düşünceli bir biçimde ona rehberlik ederek yardımcı olmaktır.
Bu yüzden:
-
Sakin olun ve her dönemin geçici olduğunu unutmayın.
-
Farklı davrandığını ve bu davranışlarını ne zaman gösterdiğini fark etmesini sağlamak için ona yardım edin.
-
Onunla zıtlaşmadan önce durun ve iyi düşünün. Belki de çocuğunuz henüz kontrolü tamamen sağlama kapasitesine sahip değildir. Örneğin dil becerilerini daha iyi hale getirene kadar öfke nöbetleri geçirecektir.
Bir çocuk, sınırları test etmek, doğruyu yanlıştan ayırt edebilmek gibi kabiliyetleri öğrendikçe ve büyüdükçe değişecektir. Bu doğal bir süreç olmakla birlikte sonunda ulaşacağı ya da ulaşamayacağı olgunluk düzeyi, her yaşında bildiği ve anladığı şeyleri göz önünde tutarak, ona vermek zorunda olduğunuz tepkilerle bağlantılıdır.
Birçok anne baba özellikle huysuz davranışlar sergilediği için çocuklarının bir sonraki aşamaya henüz atlayamadığından bahseder. Anne babalar bu tür konuşmaları, genelde çocuklarının davranışını mazur göstermek amacıyla bir savunma mekanizması olarak kullanırlar.
Örneğin paylaşmak. Çok küçük yaşlardaki çocuklar (3 yaşına kadar) paylaşmakta zorlanırlar. Ancak bir çocuk çok küçük yaşlardan itibaren paylaşmak konusunda teşvik edilse ya da uyarılsa dahi onu bunu yapmaya zorlamak çocuğu gücendirebilir. Ayrıca özellikle de bu kavramı anlama kapasitesine sahip değilse, çocuğun kırgınlığı ve kızgınlığı daha da artabilir. Çocuk, yaşı büyüdükçe ve oyuncaklarını geri alabildiğini fark ettikçe başkalarını mutlu etmekten daha fazla keyif alacak ve sonra da doğal olarak paylaşmayı daha fazla becerebilecektir.
Yedi ya da sekiz yaşlarına geldiğindeyse genelde başka birinin üzülebileceğini ve bu üzüntüden faydalanabileceğini öğrenip bu bilgiden faydalanarak, sırf yol açtığı üzüntüyü görebilmek paylaşmayı reddedebilir. Eğer böyle davranıyorsa, paylaşmanın getireceği olumlu kazanımları ve bilerek başkalarını üzmenin iyi bir davranış olmadığını ona anlatmanız gerekir.