Stres, farklı biçimlerde görünür. Performansımızı ve etrafımızla ilgili duyarlılığımızı artırarak ilerlememizi sağlayan sağlıklı bir stres türüne hepimiz ihtiyaç duyarız. Diğer yandan yavaş yavaş yıpratan ve bazı en temel işleri bile yapmaktan alıkoyan bir başka stres türü de vardır. İşte bu tür stres, sağlığımıza ve kaçınılmaz olarak başkalarıyla kurduğumuz ilişkilere zarar verir.
Günümüzde hepimizin hayatı hareketli geçiyor. O kadar meşgulüz ki, stres dolu sayısız durumla karşılaşıyor, her işi sınırlı bir zamana sıkıştırmaya çalışıyoruz. İşe gitmek, çocuğu kreşe, bakıcıya, ya da okula bırakmak ve sonra onları eve geri getirmek, birçok aile için bir gün içinde yapılması gereken sıradan şeylerdir. Çocuklar eve geldiklerinde anne babayla yemek yenir ve ailecek çok kısa bir süre beraber geçirilir. Modern toplumda geniş ailemiz genelde bizden uzaklarda yaşar. Babaanne, anneanne ve dedeler çocuklara bakmak için pek de yakınımızda olmayabilirler. Bu yüzden anne babalar, bizim anne babalarımızdan aldığımız destekten mahrum bir şekilde kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalır.
Peki, aile hayatımızı modern hayatın getirdiği baskılar altında nasıl idare edeceğiz?
Gündelik hayatta içinde bulduğunuz şartları bir düşünün ve kendinize şu soruyu sorun: Bir anne ya da baba olarak stresle ve hayatın gerilimleriyle başa çıkmaya çalıştığınızı düşünüyor musunuz? Hepimizin içine düştüğü tepkisel davranış kalıplarına nasıl engel olabilirsiniz? Bununla demek istediğim şu; ne yaptığınızı düşünmek için kendinize zaman ayırmıyor olabilir misiniz? Yoksa neyle karşılaşırsanız karşılaşın, daha çok otomatiğe bağlanmış bir şekilde mi tepki veriyorsunuz? Her anne baba çocuklarıyla ilgili bir durumda verdikleri tepkilerle ilgili düşünmek için zaman ayırmalıdır, böylelikle kendi anne babalık becerilerini daha iyi bir yönde geliştirebilirler.
Çocukları için en iyisini yapmak isteyen anne babalarla düzenli olarak görüşüyorum. Bu insanlar çocuk sahibi olma hayali kurmuş, kendi çocukluk deneyimlerinin olumlu ve olumsuz yönleri üzerinde düşünüp taşınmış ve buradan da yola çıkarak kendi ailelerinden farklı olarak bazı şeyleri nasıl uygulayacaklarına dair kararlar vermiştir.
Bu tip bir sonuca ulaşmak harika bir başlangıç noktasıdır. Ancak anne babalar, gerçekten çocuk sahibi olduklarında, ebeveyn, eş ve birey olmak gibi birden fazla kimliği bir arada hakkın vererek yürütmeye çalıştıklarında hayatın gerçekleriyle yüz yüze kalırlar ve durum değişebilir.
Kaçımız çocuğumuzla tekrar kavuştuğumuz bir okul gününün sonunu beklemekteyiz ki? Anne babaların kafalarında canlandırmış oldukları resim çoğu zaman karşılaştıkları resimle aynı değildir. Birçok okul kapısında hem bir profesyonel hem de bir ebeveyn olarak bulundum ve çok hassas ilişkilere şahit oldum. Buradan yola çıkarak şunu soralım o zaman: Anne babalar hayatın dayattıklarıyla başa çıkmaya çalışırken nelerden yardım alabilirler?