Ramazan ayını geride bırakıp, bayramın tadını çıkarmaya başladık bile... Bu süreçte ister istemez aklımıza "Bundan sonra nasıl beslenmeliyim?", "Bayramdaki beslenme düzenim nasıl olmalı?" gibi sorular geliyor. İşte aklınıza takılanlar ve cevapları...
Posta'dan Senim Hande Tanay'ın sorularını yanıtlayan Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Bahar Aktan ramazan sonrasında ve bayram ziyaretleri sırasında nasıl beslenmemiz gerektiği konusunda bir röportaj gerçekleştirdik.
Şekerleme, çikolata ve tatlı tüketimin nasıl olması gerektiğinden bayramı tatilde geçirecek olanların ne şekilde bir beslenme programı izlemesine kadar her şeyden bahsetmeye çalıştık. Tabiî sizler için uzmanımız Bahar Aktan’dan bayramda nasıl beslenmemiz gerektiğini gösteren örnek bir diyet programı almayı da unutmadık.
Ramazandan yani uzun süreli açlıkların ardından gelen bayram vücudu nasıl etkiler?
Bayramın gelişi ile geride bıraktığımız Ramazan ayı süresince alıştığımız beslenme düzenini terk ediyoruz. 2 ana öğünden oluşan beslenme sıklığımızı bir gün içerisinde 3 ana öğün ve daha fazla ara öğüne çıkarıyoruz. Ramazan süresince gündüz yerine akşam ve gece beslendiğimiz bu dönemin sonunda yeni düzenimize bir günde geçmemiz dikkatli olunmadığı takdirde sağlığımızı tehdit edebilecek bir durum.
Normal beslenme düzenimize geri dönüşte bayram bizim için çok iyi değerlendirilmesi gereken bir geçiş dönemi olarak görülmelidir. Ancak kültürel alışkanlıklarımız ve geleneklerimiz neticesinde uyum sağlayacağımız bu dönem bizim için daha sakıncalı hâle gelebiliyor.
Ramazan Bayramı tatlı, şekerlemeler ve çikolatanın fazlasıyla tüketilmesi sebebiyle adının Şeker Bayramı olarak da anıldığı bir bayramdır. Kültürel ve geleneksel değerlerimiz bu bayram süresince bizi yapmamamız gereken birçok beslenme hatasına sevk etmektedir. Aile ve akraba ziyaretlerinin çok sık yapıldığı bu dönemde size ikram edilen yiyecek ve içeceklerin miktarını ve çeşidini kontrol ederek bu geçiş dönemini sağlıklı ve kilo almadan atlatmanız mümkün.
Bayram süresince en çok yapılan beslenme hataları neler?
- Aşırı miktarda çikolata ve şekerleme yemek,
- Hamur işi tatlıları fazla miktarda ve porsiyonlarda tüketmek,
- Çok fazla miktarda çay, kahve ve gazlı içecek tüketmek.
Vücudun bu uyum sağlama sürecine bizim hangi davranışlarımız katkı sağlar ya da zarar verir?
Öncelikle hepimiz kahvaltıyı çok özledik. Oruç tutan bireyler artık kahvaltı ihtiyacını karşılamaya başlıyorlar. Burada yapılan en büyük hata geniş aile sofraları ile fazla yemek çeşitleriolarak karşımıza çıkıyor. Mutlaka 3 öğün ve 3 ara öğün şeklinde bir beslenme programımız olmalı.
Bayramda yaptığımız hatalardan biri de kendimizi hâlâ oruçlu olarak görüp öğün atlamamız ; dolayısıyla bu durum bizim daha da çok acıkmamıza sebep oluyor. Kan şekerimiz düştüğü için daha fazla yemeye başlıyoruz. Doğru olan az az ve sık sık beslenmek. Bir diğer hatamız ise, ağır yiyecekler yemek. Aile ziyaretleri, büyük ziyaretler bunların tetikleyen unsurlar. Hamur işleri, kızartılmış ve ağır et yemekleri de bizler için oldukça tehlikeli. Bunların yerine kuru baklagil ve sebze yemekleri tercih edilmeli.
Meyve ağırlıklı ara öğünlerimiz mutlaka olmalı. Posa içeren tam buğday unundan yapılmış ya da tam tahıllı ekmek tüketmemiz bu dönemde sıkça yaşanan kabızlık ve gaz problemimizin de önüne geçecektir.