“Sağlık ve İyi Yaşam sektörü”nde hizmet veren bir firmanın, kalp sağlığı üzerine Türkiye genelinde yaptığı yeni araştırma ile “Türkiye’nin kalp haritası”nı çiziyor.
7 coğrafi bölgede İstanbul, İzmir, Adana, Ankara, Bursa, Gaziantep, Kayseri, Samsun, Malatya, Balıkesir, Trabzon ve Erzurum olmak üzere 12 şehirde yapılan yeni araştırma; Türk halkının kalp ve damar hastalıkları hakkında bilinç düzeyi ile sağlıklı yaşam ve doğru beslenme konusunda sergilediği tutumu ortaya koyuyor.
Türkiye’de kalp ve damar hastalıkları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirilen Türkiye’nin kalp sağlığı profili konulu araştırmanın adeta mevcut kalp sağlığı haritasını ortaya koyduğunu ifade eden araştırmayı yapan firmanın Sağlık Türkiye Ticaret Direktörü Esen Tümer, şu değerlendirmede bulundu: “Gerçekleştirdiğimiz araştırma çalışmaları aracılığıyla toplumsal bilinci artırarak yaşam kalitesini iyileştirmeye yönelik çalışmalara imza atıyor, klinik mükemmeliyeti konusunda çıtayı yükseltmeye devam ediyoruz.”
Kalp hastalıklarına sebep olan alt unsurlarla ilgili farkındalığımız az...
Konuyla ilgili konuşan İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Fetin Rüştü Yıldız son yıllarda özellikle tütünle ve obeziteyle mücadelede ciddi bir farkındalık oluştuğunu belirterek, “Günümüzde sigara, stres ve obezite kalp hastalıklarında çok yaygın bir altyapı teşkil ediyor. Son yıllarda ülkemizde özellikle tütünle ve obeziteyle mücadelede ciddi farkındalık oluşturuldu. Fakat bu bilinçlenmenin yanı sıra yangın çıkmadan önlem almanın yollarını da bilmemiz lazım. Türkiye geneline baktığımızda yaşanan tüm hastalıkların yüzde 20’sinin kalp hastalıklarıyla ilgili olduğunu görüyoruz.
Kalp krizinde ilk 1-2 saat çok önemli...
Türk Kardiyoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol ise, “Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en büyük sorunlardan birini teşkil ediyor. Toplumdaki kalp-damar hastalıkları riskini azaltmak için alt faktörlerle ilgili yapılan mücadele çok önemli. Sigara kullanımı konusunda araştırma sonuçlarında da görüldüğü gibi azalma var. Bu anlamda, Bakanlığın yürüttüğü “dumansız hava sahası” kampanyasını çok önemli görüyorum ve oldukça başarılı buluyorum. 15-20 yıl sonra bu kampanyanın sonuçlarını daha iyi göreceğiz.” dedi.
Kalp krizi yaşandığı anda yapılması gerekenlerle ilgili bilgi veren Erol, “Hasta kalp krizi geçirdiği an süratle bir hastaneye ulaştırılmalıdır. Kalp krizinde ilk 1-2 saat çok önemlidir. Hasta göğsünün ağrıdığını hissettiği ilk 5 dakika içerisinde ambulansı aramalıdır. Özel araç değil özellikle ambulansa ulaşmalıdır ve hızla hastaneye transfer edilmelidir” diye konuştu.
Kalp damar hastalıklarını önlemede etkili olabilecek önerilerden bahseden Erol, “Spor açısından bizim önerimiz günde 30-45 dakika tempolu yürüyüştür. Halkımıza merdiven kullanmayı, kısa mesafelerde arabaya binmemeyi öneriyoruz. Halı sahalarda ısınmadan yapılan sporu önermiyoruz. Sigarayı içmemeyi aynı zamanda yanınızda da içirmemeyi öneriyoruz” dedi.
Yapılan araştırmaya göre toplumun yaklaşık yüzde 35’i potansiyel kalp hastası. Nüfusun yaklaşık yüzde 5’lik bir kesimi, kalp krizi deneyimi geçirmiş insanlardan oluşuyor. Görüşülen kişilerin yüzde 22’si ise kalp krizi nedeniyle birinci dereceden bir akrabasını yitirmiş bulunuyor. Görüşülen zayıf ve normal kilolu kişilerin yüzde 2’si daha önce kalp krizi geçirdiğini belirtirken bu oran fazla kilolu ve obez kişilerde yüzde 6’ya çıkıyor.
Kadınlarda duyarlılık daha yüksek
Toplumun yüzde 43’ü bugüne kadar kalp ve damar sağlığı için kontrol amacıyla bir kalp doktoruna ya da sağlık kurumuna gitmemiş kişilerden oluşuyor. Kadınlar kalp hastalıkları konusunda erkeklerden daha duyarlı davranıyor. Kadınların yüzde 47’si kalp ve damar sağlığı için kontrol amaçlı olarak kontrole giderken bu rakam erkeklerde yüzde 38’e kadar düşüyor. Bugüne kadar kalp ve damar sağlığını kontrol amacıyla bir kalp doktoruna ya da sağlık kurumuna gitme sıklığı zayıf ve normal kilolularda yüzde 33 iken, fazla kilolu ve obezlerde yüzde 50’yi gösteriyor. Bel çevresi kalın olan kişiler yüzde 52 ile bugüne kadar kalp ve damar sağlığını kontrol amacıyla bir kalp doktoruna ya da sağlık kurumuna gitme oranı kalın olmayan kişilerden (yüzde 36) açık ara önde gidiyor.Sporda “kadının fendi erkeği yendi”Toplumun 44’ü hiç spor yapmıyor. Bu oran kadınlarda yüzde 50’ye çıkarken, erkeklerde yüzde 39’a düşüyor. Spor yapanların yaklaşık yüzde 9’u yeterli egzersiz yaptığını düşünüyor. Görüşülen kişilerin yüzde 6.4’ü haftada birden daha az, yüzde 13’ü haftada 1- 2 kez, yüzde 23.1’i ise her gün spor yaptığını söylüyor.