Genellikle etrafımızda bulunan yetişkin insanlardan duyduğumuz diyabet hastalığı çocuklarda da görülebiliyor. Çocuklarda görülen diyabetin yetişkinlerde görülenden farklı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, çocukluk çağı diyabetini anlatıyor:
"Çocukluk çağı diyabeti, erişkin diyabetinden farklı mıdır? Evet farklıdır. Tip 1 diyabette çocuk ancak düzenli olarak insülin iğnesi kullandığında sağlıklı kalabilir. Bu kişilerin vucutları insülin üretemediği için, kan şekeri düzeyleri kontrol altında tutulamaz ve diyabet belirtileri çok hızlı ortaya çıkar.
İnsülin kaslardaki protein ve yağların parçalanmasını önleyerek vucut dengesinin korunmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. İnsülin yokluğunda parçalanan yağ ve kasların yan ürünleri kanda birikir ve keton denilen maddeler üretilir. Bu üretimin önüne geçilemezse yani hastaya erken tanı konamazsa keton seviyesi yükselir ve diyabet koması oluşabilir.
Çocukluk çağı diyabetinin çok büyük kısmı genetik değildir. Yani akrabalarda diyabet olması ile ilgisi yoktur, ancak son yıllarda çocuklarda da erişkin diyabetine benzer, şişmanlığın tetiklediği diyabet tanısında artış gözlenmektedir. Çocukluk çağı diyabeti en sık 6-7 yaşları ve 13-14 yaşlarında gözlenmektedir. Fiziksel veya ruhsal stresler, bazı virutik enfeksiyonlar pankreas insülin salgılayan hücre tahribatını tetikleyebilir. Hastanın, herhangi bir anda alınan kan şekerinin 200 mg/dl üstünde olması ve idrarda şeker mevcudiyeti tip1 diyabet tanısını koydurtur.
Tip 1 diyabette insülin vucutta olmadığı için, mutlaka dışarıdan insülin verilmesi gerekir. Ancak yalnız insülin verilmesi ile tedavi sağlanamaz , mutlaka kalori ayarlanması yani diyet tedavisi ve egzersiz yapılması gerekir. Dolayısıyla çocukluk çağı diyabet ailenin katılımı ve diyabet eğitimini çok iyi öğrenmesi şartı ile; hekim,diyetisyen,hemşire,psikologdan oluşan bir ekip tarafından tedavi edilir."
Tamamını okumak için tıklayınız...