Çocukların okula başlaması ile birlikte ailelerin en önemli önceliği çocuklarının eğitimi oluyor. Eğitim, akademik fonksiyonları, dolayısıyla insanın düşünce sistemlerini geliştirmeyi hedeflemeliyor.
Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, eğitimin gerçekleşebilmesi için, öncelikle insanın bu hedefi amaçlayan eğitsel aktivitelere yönelme davranışının şart olduğunu söylüyor.
İnsanların ilgi alanına yöneleceğini söyleyen Keskin, bireylerin yetersiz olduğu alandan uzaklaşarak ilgi alanlarına yöneldiklerini söyledi.
Bireylerin ilgi alanlarının dışındaki aktivitelerin bireylerde zaman alıcı, zorlayıcı ve kısıtlayıcı etkisinden bahseden Keskin, bu sebeple eğlenceli içerikli ve rahatlatan davranışlara tercih edilmediğini söyledi. İlgi alanı dışında kalan ve yetersiz olduğunu düşündüğü konularda bireyin bu aktiviteden uzak duracağını dile getiren Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, uzak durma davranışının sevmemek değil, yetersizlikten kaynaklandığını söyledi.
DERS ÇALIŞMAYA YÖNELİK KOMUTLAR ETKİSİZSE…
Ailelerin çocuklarını ders çalışmaya yönelik emir ve komutlarının etkisiz kalmasında, rahatlatıcı olmayan faaliyetlerden uzak durma eğilimini açıkladığını ifade eden Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin şunları söyledi;
Eğitimin ön plana çıktığı günümüz dünyasında, çocukların eğitime yönlendirilmesi adeta yaşamsal değerde algılanmaktadır. Çocuğun eğitsel aktiviteleri tercih etmemesi durumunda, ‘ders çalışmaya’ yönelik çabalar, aile ve çocukların yaşam kalitesini düşürecek boyuta varabilir. Öte yandan, eğitsel aktivitelere yönlendirme çabaları, sonuçsuz kalsalar da yalvarma, emir, komut ve cezalandırma yöntemlerinin tekrarı ile rastgele sürdürülür. Sonuçsuz çabaların olumsuz etkileri aile içi gerginliklere ve hatta okul-aile çatışmalarına kadar varabilir. Bu nedenle, bireyin eğitime yönlendirilmesi de mutlaka eğitimin öncelikli amaçlarından biri olmalıdır.
Keskin, eğitimin bilinçaltından bağımsız olarak düşünülmemesi gerektiğinin altını çiziyor.
Ailelerin, çocuklarının derse oturmadığı halde, saatlerce bilgisayar basından kalkmadığındanyakındıklarını dile getiren Keskin, bilgisayar oyunları ile ilgili şunları söyledi;
Bilgisayar oyunları, genellikle görsel ve işitsel uyarana hareketle yanıt verme şeklinde basit fonksiyonlardan ibarettir. Çocuk, bu basit işlemlere yönelir, fakat daha üst seviyede akademik işlem gerektiren ders faaliyetinden uzak durur. Bundan başka bilgisayar oyunları, akademik üst düzeyde bir işlem içerseler dahi, uygulayıcıda anlık tatmin oluşturdukları, yani anında ödül etkisinde oldukları için yine ders aktivitesine tercih edilirler. Kısacası birey, gelişmişlik seviyesinde olmak kaydıyla alt beynin ödül sistemlerine hitap eden aktivitelere yönelir. Eğitim, bu gerçekler doğrultusunda stratejiler geliştirerek, bireyin eğitsel aktivitelere yönelmesini garantilemelidir.
Eğitsel aktivitelere yönelme davranışlarının; söz, öğüt ve hatta ceza ile değil, alt beynin kurallarına uygun davranmakla mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sabiha Paktuna Keskin, bu konuda belirlenecek stratejilerin gerçekle uygun olması gerektiği konusunda uyardı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın...