İş hayatı, çocuklar, raporlar, veli toplantıları, iş yemekleri, kuaför, alınacak eksikler listesi, anne-baba ziyaretleri, hamburgercide doğum günü partileri, gündemi takip etmeye çalışmak, dip boya zamanı, sinemaya yeni gelen çizgi film, ağda…
Günümüz kadınları bin parçaya bölünmüş durumda ve bu parçaların arasında parçalanmamış bir evlilik hayatı için arada kocasını da mutlu etmek zorunda. Kadınlara sorduk! Erkekler “başım ağrıyor” sözüne artık inanmadığına göre, eşinizi incitmeden “bu gece olmaz hayatım” demenin püf noktaları neler olabilir?
Cevaplar çok eğlenceli geldi…
Kendimi koltuğa atıp, gözlerimi kapatıp yüzümü buruşturarak; “galiba grip oluyorum, bütün vücudum kırılıyor, kemiklerim ağrıyor” derim.
Mutfak sandalyesine otururum; “bugün çok terledim, leş gibi kokuyorum” derim ama yıkanmaya gitmem.
En suratsız halimle “karnım bir tuhaf galiba regl oluyorum” derim.
“Tüy konusunda seninle yarışım bu ara, ağdaya gitmem lazım” derim ve yatıp televizyonu açarım.
“Annelik içgüdüsü işte, içimden bir ses kızımızın uyanacağını söylüyor” der, arkamı döner uyurum.
Annesiyle ilgili çocukluk anılarını anlattırırım. Hiçbir erkek annesinden bahsettikten sonra libidosunu toparlayamaz.
En iyi niyetli gelin halimle annesi ve babasını kahveye davet ederim.
Çok önemli bir rapor yetiştirmem gerektiğini söyleyip kendimi bilgisayara kitlerim.
Hafif bir kaşıntım olduğunu, gittiğim kapalı havuzdan mikrop almış olmaktan şüphelendiğimi, birkaç gün beklememiz gerektiğini söylerim.
İnternetten sevdiği bir film ya da dizi bulmaya çalışırım.
“Bugün senin dostluğuna ihtiyacım var, canım sıkkın biraz, sadece sarılıp uyusak” diyerek vicdan azabı yaratırım.
Evde soğan, sarımsak ne varsa yer sonra “aaa özür dilerim düşünemedim” derim.