Kelimeleri tekrar etme, sesleri uzatma ya da konuşurken istemsizce gözleri kırpma... Kekemeliği normal akıcılık bozukluğundan ayıran bazı risk faktörleri var. Ailede kekeleyen birinin bulunması da riski arttırıyor. Dil Bozuklukları Uzmanı Seda Atilla Şahin, ebeveynlerin de doğru desteğiyle, kekemeliğin tedavisinin mümkün olduğunu söylüyor.
Kekemelik nedir?
Kekemelik, konuşurken ses, hece veya tek heceli kelimelerin tekrarlanması ile seslerin uzatılmasıyla veya bloklar ile konuşma akıcılığının bozulmasına deniyor. Herkes zaman zaman normal akıcılık bozuklukları yaşayabilir ancak "kekemelik" olarak nitelendirilmesi için bu bozuklukların, kişinin iletişimini etkilemesi gerekiyor.
Neden olur?
Kekemeliğin nedeni tam olarak bilinmiyor. Genetik, nörofizyolojik, gelişimsel ve çevresel faktörlerin karışımının kekemeliğe neden olduğuna dair bulgular mevcuttur. Kekeleyen bireylerin yüzde 50-75'inin ailesinde kekeleyen bir fert vardır. Kekelemenin şiddeti ise genetik değildir. 3 yaş civarı çocuklarda dil gelişimi halen tamamlanıyor olduğundan, çocukların çoğunda normal akıcılık bozuklukları gözlenebilir. Bu durum, bir süre sonra kendiliğinden düzelir. Ancak normal akıcılık bozuklukları ile kekemeliği ayırd edici risk faktörlerine dikkat etmek gereklidir.
Kekemeliği normal akıcılık bozukluklarından ayıran risk faktörleri nelerdir?
- Kısmi kelime tekrarları, tüm kelime tekrarlarından fazladır.
- Kelimenin bir kısmı ikiden fazla defa tekrar edilir.
- Tekrarlamalar düzensiz bir ritmdedir.
- Bir ses bir saniyeden fazla tutuluyor olabilir.
- Ses uzatmaları, sessiz uzatmalardan ve sessiz uzatmalar da ses tekrarlarından fazla görülür.
- Konuşurken göz kapatma, kırpma, baş hareketleri gibi herhangi bir efor belirtisi görülmesi.
- Konuşmaya karşı negatif bir tutum olması.
- Konuşurken ses tonunda ve perdesinde değişiklikler olması.
- Ailede kekeleyen bir bireyin olması.
Ebeveynler çocuklarına destek olmak için neler yapabilirler?
- Çocuğunuzun kelimelerini onun yerine bitirmekten kaçının.
- Konuşurken onu sabırla dinleyip, lafını bitirmesi için ne kadar vakte ihtiyacı varsa bekleyin.
- Çocuğunuzla konuşurken göz temasını bırakmayın.
- Onu başkalarının yanında, "Hadi bir şiir oku" gibi stres seviyesinin artacağı durumlara maruz bırakmayın.
- Acele etmeden, sakin konuşmayı alışkanlık haline getirin.
- Nasıl dediğinden çok ne dediğine önem verdiğinizi hissettirin.
- Konuşmasını asla eleştirmeyin.
- Dil ve konuşma bozuklukları uzmanı ile birlik halinde olup, çocuğunuzun terapisine dahil olun.
- Konuşma terapisi ile ergen ve yetişkinlerde kekemeliği kontrol altına almak, kişinin konuşurken gösterdiği efor belirtilerini yok etmek mümkündür. Kişinin motivasyonu ve katılımı terapinin başarısını arttıracaktır.
Çocukların terapisinde ailenin katılımı esastır.