Okunma Sayısı: 13509
CANLI YORUMLAR

İYİ ANNE OLMAK DEMEK

Sürekli birliktelik değil

Kendinizi kötü ve yetersiz hissetmeyin. "İyi anne" olmanız için sürekli çocuğunuzla birlikte olmanız gerekmiyor. 

Katıksız ve sürekli birliktelik 

"Yoğun bir iş temposu içindeydim. Ama aynı zamanda iyi bir anne olmak istiyordum. Çocuğumun kapasitesinin en üst seviyesine çıkmasına yardımcı olmaktan başka, onu neşe içinde büyütmek ve onun gözümün önünde büyüyor olmasından da haz almak istiyordum. Bütün bunlardan başka eşime de eşlik etmek, ailemi her türlü tehlikeden korumak istiyordum.  Bu çaba içinde yorgun argın yaşamakta idim. Önerildiği üzere,5 yaşındaki oğlumun sorduğu akıl almaz, bitmek tükenmek bilmez soruları da yanıtlamaya çalışıyordum. Yine böyle bir gün, hem bulaşık yıkıyor, hem de onun matematik ödevini yapmasına yardım ediyordum. Birden gözlerini açmış, kaşlarını kaldırmış, omuzlarını yükseltmiş bir halde, yüksek sesle:
 
"Gözlerime bak da konuş anne!!!" diye bana bağırdı. Bu kadar koşuşturuyor, her denileni yapıyor, işte sorularına da yanıt veriyordum. Ama tüm bu çabalamam demek onun tarafından olumlu olarak algılanmıyordu. Demek ki, hem iş kadını, hem anne olmayı başaramıyordum. İlgisiz değildim. İşte onun sorularını önerildiği gibi yanıtlıyordum, ama demek ki gözlerinin içine bakmayı ihmal ediyordum. Çocuk haklıydı. Evet, her sorusuna yanıt veriyordum, ama ya bulaşık yıkarken, ya yemek pişirirken, ya da çamaşır yıkarken! Oğlum onunla gerçekten birlikte olmamı istiyordu. Aramıza yemek, bulaşık, ya da çamaşırın girmesinden rahatsız oluyordu. 
- Peki, bu nasıl olacaktı, bulaşıkları kim yıkayıp, yemekleri kim pişirecek, kim çamaşır yıkayacaktı? Ben kaç parçaya bölünecektim?"

* * *
"- Her akşam yemeğinden sonra 3 yaşındaki kızımla bohçamızı açıp ona bir bebek dikiyorduk. Bu bebeği dikmemiz aylarca sürdü, çünkü dikişe ayırabildiğimiz süre sadece 15 dakika idi. Ben yorgun argın işten geliyordum. Yemek, bulaşık derken ona ayırabileceğim zaman daralıyordu. O anaokuluna gitmek için erken kalktığından, uykusu erken geliyordu. Bebek dikme süremiz akşamları sadece 15 dakika idi, ama bu 15 dakikada onunla diz dize, göz göze oturabiliyorduk. Bebeğin saçı ne renk olsun, çorap giysin mi, giymesin mi? Bunlara hep o karar veriyordu. Bazen bu 15 dakika sadece bebeğin göz rengine karar verebilmek için geçiyordu. Örneğin, bebeğin elbisesinin yakasına dantel dikip dikmemeye tam 3 günde karar verebilmiştik. Süremiz dolup uykusu geldiği için ertesi akşam yine aynı yer ve aynı saatte buluşmak dileklerimizle öpüşüp koklaşıp onu yatağına yatırıyordum.
O şimdi bir genç kız. Birlikte ürettiğimiz bebeğini halen bilgisayarının üzerinde hep gözünün önünde bulundurur. Bebeğine olan sevgisinin boyutunu anlatmaya gerek duymuyorum, çünkü aramızdaki bu somut bebeğin, soyut gücünü ben bile hissedebiliyorum. "
 
Annenin çocuğa ayırdığı zamanın süresi değil, onunla diz dize, göz göze olabildiği derinlik önemlidir. Bunun da ötesinde, bu derinlemesine olan birlikteliğin sürekliliğidir, yani tekrarlayacak olmasıdır. Anne-çocuk birebir yakınlığı "tekrar buluşmak üzere" garantiye alınmış olmalıdır. Çocuğun talebi de esas olarak "palazlanana kadar" bakım garantisidir. Bakımın kalitesi kadar, hatta ondan daha da önemlisi sürekliliğidir. Ona, hiç terkedilmeyeceğinin hissettirilmesidir. Oysa anneler sık olarak "Yaramazlık yaparsan seni bırakır giderim" tehditine başvururlar. Bu tehdit, çocuğa asla yapılmamalıdır. Bu gereksiz tehdit, çocuktaki hırçınlığı tırmandırmaktan başka hiç bir işe yaramaz. Anne ile çocuk arasındaki ilişkiyi germekle, çocuğu ve dolayısı ile de anneyi huzursuz eder. Ne yazık ki, ne çocuk bu tehditten aşırı rahatsız olduğunu söyleyebilir, ne de anne çocuğun huzursuzluk sebeplerinden birinin bu tehdit olabileceğini düşünebilir.
Bakımın sürekliliğinden emin olabilmesi için, zamanın iyi geçirilmesinden çok, çocuk gelecekte de zamanın iyi geçirileceğini hissedebilmelidir. Bunun sözlerle soyut olarak değil, somut olarak hissettirilmesi önemlidir.

Çünkü çocukluk döneminde mantık, soyut algıları kavrayamaz. Çocuğun verilmek istenen mesajı yakalayabilmesi için mesaj somut öğeler içermelidir. Bunun için her fırsat değerlendirilmeli ve tekrar tekrar pekiştirilmelidir. Anne ile çocuk ertesi akşam kaldıkları yerden oyunlarına devam etmek üzere sözleşirken, buluşulacak yer somutlaştırılır. Örneğin, bir sonraki buluşma "masanın yanındaki koltuğun hemen önünde" gibi somut olmalıdır. Bir sonraki buluşmada, özellikle yanlışlık yapılmalı ve koltuğun önüne değil de yanına oturup; "Eyvah, koltuğun önüne değil, yanına oturmuşuz. Şimdi koltuğumuz üzülmez mi? Görüyor musun bak onun tam önüne değil de az yan tarafa oturmuşuz!!!" diyerek somut algı bir de üstelik pekiştirilir.

Daha doğrusu somutlaştırılır. Bu gibi mizansenleri yaratmak, amacını bilen bir yetişkin için zor olmaz. Yeter ki, çocuğun hayal gücünün ve soyut değil sadece somut kavramların farkında olduğu bilinsin. Bu örnekteki gibi, burada kurgulanacak olan mizansenin ana teması çocuğun sürekli korunup kollanacağının garantisidir. Bu yaş çocuğu soyut algıyı anlamaktan yoksundur. Bu gerçeği bilen yetişkinin gündelik yaşamdaki detayları amacına uygun ve çocuğun algı yeteneği doğrultusunda kullanabilmesi zor olmamalıdır.
 
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi, anne işten gelene kadar, söz konusu olan o koltuk, anne ile birlikte üretilen oyuncak, anne kadar somuttur ve çocukla birlikte kalır. Dolayısı ile, koltuk var oldukça çocuk annenin yokluğunu hissetmez.

Çünkü anneyi anımsatan somut bir nesne ile anne objeleştirilerek çocuğun yanında kalmış, ondan ayrılmamış olur. Böylece, çocuğa; "ANNE GELECEK; SENİ ASLA TERK ETMEZ" mesajı somut olarak aktarılmış olur. Anne işte iken, çocuk anksiyete hissetmez ve uyumlu olarak onu bekler. Annenin yokluğunda çocuk-anne bağının örselenmemesi için, anne ile birlikte dikilen "bebek" örneğinde olduğu gibi somut ürünler üretmelidir.

Çocuğun yaşının özellikleri bilinirse, anneler kendi yaratıcılıklarını kullanarak sonsuz örnekler üretebilirler. Nitekim örnekteki annenin, beş yaşındaki kızının yaşı gereği sadece somut kavramları kavradığını çok iyi bildiği ve ona göre davrandığı açıktır.

  • Ann Boyutu
    
İLGİLİ HABERLER
KARİYER Mİ ÇOCUK MU?
YOKSA İKİSİ BİRDEN Mİ?
KORKUYORSA VE UYUMUYORSA
KORKULAR VE HAYALLER
HAMİLELİKTE 35. HAFTA
BEBEĞİNİZ TOMBULLAŞIYOR!
ARADA KALMIŞ İLİŞKİLER
TAŞLAR YERİNE OTURMUYOR MU?
ÇOCUKLARINIZ KAVGA EDİYORSA
NASIL BİR YOL İZLEMELİ?
HAMİLELİKTE 39. HAFTA
KİLONUZ ARTMAMALI
KALP KRİZİ RİSKİ
NE KADAR YAKIN?
ÇOK MU MIZMIZ?
HUYSUZ VE SÜREKLİ AĞLIYORSA
ANNE BABA DÜŞMANLIĞI
TEMELİ ÖDİPAL DÖNEMEDAYANIR

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.

KATEGORİNİN HABERLERİ
ÇALIŞAN ANNE ADAYI
ÇALIŞAN ANNENİN ÇOCUĞU
HEDEF MÜKEMMELLİK DEĞİL
"ANNE BUGÜN İŞE GİTME"
MİNİKLERİN BOYUT ZİYARETİ
HAMİLELERİN YENİ MODASI
YENİ YILDA DENEYİN
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :