Bu çetrefilli bir soru. 1980’lerin sonunda, çocuk yetiştirmeyle ilgili bir terim olarak “kaliteli zaman” çok popüler hale gelmişti. Bu fikir Amerika’da ortaya çıktı, kısa bir sürede İngiltere’de de benimsendi; Türkiye’de de yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Bu teori şunu öne sürüyordu: Eğer çocuklarınızla kaliteli bir zaman geçiriyorsanız, az zaman geçirmeniz bir sorun yaratmaz. Çocuğunuzla yaptığınız bazı faaliyetlerin, kurduğunuz etkileşim biçimlerinin diğerlerinden daha önemli olduğu ve zamanınızı bu “kaliteli” etkinliklerle doldurduğunuz müddetçe her şeyin yolunda gideceği gibi bir iddiası vardı.
Aslında bu teorinin bu kadar çok popüler hale gelmesinin nedeninin anne babaların çalışma sürelerinin artması olduğunu söyleyebiliriz. Birçok Batı ülkesinde çalışma saatleri çok uzun ve eskiye nazaran daha çok kadın çalışma hayatına katılıyor. İş ve aile yaşamı arasında denge kurmak için anne babalar şimdiye kadar hiç böyle büyük bir baskı altında kalmamışlardı. Dolayısıyla kaliteli zaman birçok anne babaya çok çekici geldi; çünkü çocuklarıyla az zaman geçirmelerinden dolayı suçluluk hissetmeleri gerekmediğini söylüyor gibiydi.
Peki, kaliteli zaman teorisinde gerçeklik payı hiç mi yok? Elbette şöyle bir durum var: İki insan (ister anne baba ve çocuk, isterse de iki yetişkin veya iki çocuk olsun), karşılıklı olarak hiçbir etkileşim, iletişim, karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmadan veya birbirlerine ilgi göstermeden saatler ve hatta günler geçirebilir. Söz konusu zaman sürecinde ne yaşandığının elbette bir önemi vardır. ANCAK -bu önemli bir ancaktır- herhangi bir ilişkinin ama özellikle de anne baba ve çocuk ilişkisinin küçük “kaliteli zaman” sürelerine sıkıştırılmasının da bir sınırı vardır. Bu ekstra baskı, gerçekte, yarardan çok zarar getirebilir.
Çocuklarınızla birlikte geçirdiğiniz sürenin artması iletişim kurmak açısından da çok önemlidir. Daha önce de dikkat çektiğimiz gibi, çocuklar genel olarak iletişimle ilgili baskılardan hiç hoşlanmazlar: Kendi zamanlarını kendi belirlemeyi severler ve akıllarından geçeni söylemek için zamanı çok dikkatli bir şekilde seçerler. Konuşmak istediklerinde orada bulunmak istiyorsanız, bunun için onlarla uzun süreler geçirmekten başka hiçbir yol yoktur.
Sonuçta uzun ya da kısa olsun çocuğunuzla etkileşimde bulunmak için yeterli bir süre ayırmanız aynı derecede önemlidir. Çocuğunuza yeterli zaman ayırmayıp, sadece ayırdığınız zamanın kalitesini artırarak bu sorunu çözemezsiniz.