Zaman değişti, herkes çalışmak zorunda. Ancak ne iş vereniniz ne iş arkadaşınız. Hiç ki,mse onurunuzu kıramaz. Size uygunsuz davranıldığı anda -ki bunun sadece cinsel içerikli olması gerekmez- hakkınızı arayın!
***
TCK MADDE 94/1 : İNSAN ONURU KIRILAMAZ
Psikolojik taciz kavramının bilinirliğinin artması, açılan dava sayısının fazlalaşması ile başlayan süreç, kavramın kanuni metinlerde varlığının sorgulanmasına dek uzanmıştır.
Normlar hiyerarşisi kapsamında, en üst düzeyde soyu ilke belirleyen 1982 Anayasasının doğrudan sayılmasa da psikolojik tacize temel oluşturabilecek hükümler4 içerdiği görülecektir.
Bunun yanı sıra, psikolojik taciz Türk Ceza Kanununun 94. Maddesinde ‘işkence suçu’ kapsamında da düzenlenmiştir. Anılan hükmün 1.fıkrasında,
“Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur”
ifadesi yer almaktadır. Kanunun ifade tarzına bakıldığında, suçun faili gibi, mağdurunun da kamu görevlisi olması mümkündür. Zira herkes bu suçun mağduru olabilir. Ancak, anılan hüküm gereğince bu suçun faili, sadece kamu görevlileri olabilir. Burada, işkence suçu, maddi ve manevi işkence şeklinde işlenebilecek biçimde düzenlenmiştir. Psikolojik taciz, işkence suçunun manevi işleniş biçimini oluşturmaktadır.
TCK madde 94/1.madde hükmü suçun oluşumu için belli şartlar öngörmektedir. Buna göre bir kişiye karşı;
* insan onuru ile bağdaşmayan,
* ruhsal yönden acı çektiren,
* ruhsal yönden aşağılanmasına yol açan fiiller ‘psikolojik taciz suçu’ nun unsurlarını oluşturmaktadır.
TCK da yer alan bu düzenleme kişiye psikolojik tacizde bulunan kamu görevlisi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunma hakkı sağlamaktadır.
Bunların dışında, 11.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan Yeni Borçlar Kanununda hüküm altına alınmıştır. Buna göre,
“işveren hizmet ilişkisinde işçilerin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve iş yerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacize uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.”
......
“ işverenin yukarıdaki hükümler dahil kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçilerin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir.”
Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere maddenin 1. fıkrası “psikolojik taciz” e yönelik bir düzenlemedir ve işverenin konuyla ilgili yükümlülüklerini belirlemektedir.
Bu düzenlemelerden de görüleceği üzere psikolojik taciz artık hukuken unsurları tanımlanabilen, kanuni metinlerde yerini alan ve giderek artan farkındalığa sahip hukuki bir kavram olma yolundadır.
Kamu görevlilerinin kişilik hakları göz önüne alındığında bu haklara yönelik saldırıların Medeni Kanun ve Borçlar Kanunun ilgili hükümleri kapsamında haksız fiil, diğer kanunlar dairesinde suç teşkil edeceği açıktır. Bu kadar önemli bir konuda, somut adım atabilmek ve çalışma başarısını sağlayabilmek adına Başbakanlık tarafından ‘İşyerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi” başlıklı bir Genelge5 yayımlanmıştır.
Bu genelge, özel sektörün yanı sıra kamu kurum ve kuruluşlarını da ilk kez somut olarak ele alması açısından önemlidir. Genelge, psikolojik tacizin unsurlarını belirlemiş ve şu şekilde sıralamıştır:
* çalışanın aşağılanması
* küçümsenmesi
* dışlanması
* kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi
* kötü muameleye tabi tutulması
* yıldırılması
* ve benzeri şekilde psikolojik taciz yapılması
Prof.Dr.Aynur Aydın Coşkun
Türk Hukuk Sitesi