Okunma Sayısı: 10254
CANLI YORUMLAR

SESLERİNE SES VER

Yalnız ve güzel hayvanlar

Bir Temmuz sabahı, saat sekiz suları. Kırmızı beyaz giyinmiş binlerce kişi Pamplona sokaklarında. San Fermin Festivali çerçevesinde başlayacak koşuya hazırlanıyorlar. Birazdan boğalar binlerce insanı önüne katarak 825 metre uzunluktaki yolu koşacak. Pamplona’daki boğa koşusu, insanların adrenalin ve çılgınlık tutkularına hayvanları alet etmelerinin belki de en çarpıcı örneklerinden. Bu ve bunun gibi etkinlikler, bizi hayvan hakları kavramını ve insan hayvan ilişkilerini yeniden irdelemeye yöneltiyor. 2004’ten beri Acıbadem’de bir veteriner kliniği işleten Veteriner Hekim Çağıl Coşkun Anne Boyutu’ndan Can Özelgün’ün hayvan sevgisine, hayvan-insan ilişkilerine ve kısırlaştırma uygulamasına dair sorularını yanıtladı. Bazı bölümler.     

                                                                                ***

Evcil hayvanları nereden almalıyız?

Evcil hayvanlar yurtdışında üretim çiftliklerinde özel profesyonellerce yetiştirilip satılıyor. Maalesef bu uygulama ülkemizde henüz tam anlamıyla yerleşmedi. Dolayısıyla bir hekim olarak petshop’lardan hayvan alınmasına içim el vermiyor. Bir anne yanından verilen yavruların alınmasını öneririm. Hem yavrular anneleriyle gerekli fiziksel ve psikolojik bağı doğru tamamladıklarından daha sağlıklı ve huzurlu olur hem de yavrunun potansiyel hastalıklarına ya da aile geçmişine ait bilgilerine daha kolay ulaşılır. Bu noktada barınaklardaki hayvanlara da değinmemek olmaz. Barınaklarda çok fazla terk edilmiş ve zor durumda hayvan var. Elbette tüm hayvan severler herkesin bir hayvanı evlat edinmesini ister. Ama bu çok önemli bir karar ve bir canın sorumluluğunu alıyorsunuz. Dolayısıyla, lütfen bu kısa süreli bir macera olmasın. Bir gün kapının önünde terk edilmiş bir yuvasız olmasınlar.

Evcil hayvan evlat edinirken nelere dikkat etmeliyiz?

Alacağımız yavrunun canlı ve hareketli olması en önemli gösterge. İştahlı ve enerjik yavrular sağlıklı olmaya daha yatkın. Ancak alındığında mutlaka bir veteriner kontrolünden geçirilmeli.

Çocuğun bir hayvanının olması psikolojisini ve gelişimini nasıl etkiliyor?

Bir hayvan sahibi olmak çocukların sorumluluk bilincinin gelişiminde çok önemli bir araç. Bir anne ve veteriner hekim olarak çocukların evde bir hayvanın bakımını üstlenmesinin ve temel ihtiyaçlarını karşılamasının çok önemli olduğu kanısındayım. İşin psikolojik boyutuna gelirsek… Özellikle bilinçli anne babaların rehberliğinde hayvan edinen çocuklar dokunsal dürtülerinin gelişiminde ve bazı temel korkuların aşılmasında ciddi aşamalar kaydediyor. Günümüzde psiko-sosyal veya zihinsel gelişim sorunu yaşayan ve özel bakım gerektiren bazı çocuk gruplarında atlarla ve denizle okyanus akvaryumlarında yunuslarla terapi yapılması çok yaygın bir tedavi yöntemi. Bu hayvanlarla yapılan terapiler çok başarılı sonuçlar veriyor.

Tek çocuklu bazı ebeveynler çocukları yalnızlık çekmesin diye evcil hayvan alıyor. Ama bir süre sonra sokağa terk ediyorlar.

Ebeveynlerin bilinçli olması çok önemli. Bir canlının sorumluluğunu üstlenmenin ne kadar önem taşıdığını ve ne ciddi bir sorumluluk olduğunu çocuklar tek başına anlayamaz. Dolayısıyla hayvan evlat edinmek çocuklar için bir eğlence değil ailecek alınan ortak bir karar olmalı. Ebeveynler bu konuda örnek olarak çocuklarına bir hayvanla nasıl bir ilişki kurulması gerektiğini öğretmeli.

Sokağa terk edilen evcil hayvanların psikolojisi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Hayvanlar maalesef sorunlarını biz insanlar gibi anlatamıyor. Hayvanlar, evet depresyondayım demiyor. Ama bu bazen sözle belirtilmesi gerekmeyen bir durum. Tüm veteriner hekimler sokağa terk edilen hayvanların yaşam koşullarına adapte olamadığı konusunda hemfikir. Sahiplerine çok bağlanan ırklarda yemek yememe gibi sorunlar doğuyor.  Kimi vakalarda hayvanlar yemek yemeyi temelli kesiyor. Bunun sonucunda ciddi hastalıklar meydana gelir ve bazen hayvanlar doğan sağlık problemleri yüzünden hayatlarını kaybeder. Kimi vakalardaysa kendilerini sokakta nasıl savunacaklarını nasıl ve nerde yaşayacaklarını bilemediklerinden bir yere sığınamayıp yollarda can veriyorlar. Başka vakalardaysa daha sonra başkası tarafından evlat edinilse bile saldırgan davranışlar sergileyebilirler ve sahiplerine güvenmeyebilirler.

Kısırlaştırma hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kısırlaştırma biz veteriner hekimler için oldukça yaygın bir prosedür. Tıbbi açından çok faydalı bir yöntem. Bilimsel veriler kısırlaştırılmayan hayvanlarda meme tümörüne yakalanma oranının yüzde 82 olduğunu gösteriyor. Dişilerde meme tümörü ve rahim enfeksiyonları gibi birçok jinekolojik hastalığı önlüyor. Kısırlaştırma kontrolsüz üremeyi engellemenin de en zararsız yöntemi. Diğer yöntemlerde kullanılan hormon takviyelerinin çok sayıda yan etkisi var. En önemli yan etki de meme tümörüne yol açma risklerinin çok fazla olması. Dolayısıyla sokak hayvanları için yaşam süresini ciddi anlamda uzatan bir prosedür. Bugün içinde yaşadığımız şehir hayatı zaten hayvanların özgür doğaları değil. Dolayısıyla hayvanların bizim dünyamızda, bizim şartlarımızla ama kendi içgüdüleriyle hayat ve üreme savaşı vermelerini beklemek gaddarca sonuçlar doğurur. Ezilen yavrular, hastalanıp ölen yavrular ve artan viral hastalıklar bunun en basit örnekleri.

Evcil hayvanların bilimsel deneylerde kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hayvanlar bilimsel deneylerde genelde insanlara uygulanacak bir maddenin ya da prosedürün ilk aşaması olarak kullanılıyor. Bu amaçla illa ki bir hayvan kullanılacaksa bence evcil hayvanların değil de, deney hayvanları olarak üretilen (insan biyolojisine daha yakın özellikler taşıyan sıçan ve fare gibi) hayvanların kullanılması çok daha yerinde. Bilimin gelişmesi için gerekli prosedürler ve bunun denetlenmesi için etik kurullar ve izinler sistemi mevcut. Bu sistem doğru işletilirse hayvanların gereksiz yere istismar edilmesini önleyebiliriz.  

                                                                                   ***

Hayvanlar bizlere dert ve sıkıntılarını bizim dilimizde anlatamıyorlar. Ama bu onların acı ve üzüntü çekmediği anlamına gelmiyor. Belki de ilk yapmamız gereken bizim de bir tür hayvan olduğumuzu hatırlayıp empati kurmak ve mesuliyetlerimizi yerine getirmek. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.  

Fotoğraf: Barış Kolgu

 

  • Ann Boyutu
    
İLGİLİ HABERLER

Yorum Yaz

Yasal Uyarı:Bu iletişim platformunda yorum yazanların, bilgi ve düşünce paylaşanların veya herhangi bir kanaldan site veya ziyaretçileriyle iletişim kuranların görüş ve düşünceleri, site editörlerini, modaretörlerini ve site hazırlayıcılarını bağlamamaktadır. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen ilgili kişilere aittir. Sitemizde reklam unsuru içeren yorumlara ve yönlendirici linklere yer verilmemektedir. Yorumlarınızı yazarken lütfen bunu dikkate alınız. Aksi halde iletileriniz yayından kaldırılacaktır.

KATEGORİNİN HABERLERİ
YENİ DOĞAN BEBEK KARI...
KORUNMAK İÇİN RAPOR
T.C.VÜZ DEVLETİ İSTEM...
"HER 6 ÇİFTTEN 1'İ KISIR"
GERÇEK Mİ OYUNCAK MI?
ÜNLÜLER VE KÖPEKLERİ
SİZİ BEĞENDİĞİNİ GÖSTEREN
Adınız:
Soyadınız:
Email:
Sikayet & Öneri:
Talebinizi Seçiniz :