“10 yaşındayım ve okula gitmek istiyorum. Yokluğum okulda fark ediliyor. Ama öğretmenime ve arkadaşlarıma bir şey söyleyemiyorum. Babam, ‘çalışacaksın, para kazanacaksın!’ diyor.” KANKA 1550 kısa mesaj hattının uygulamaya konmasıyla artık İstanbul polisine böyle mesajlar gelebiliyor. Ama çocuk ya işte, “Kanka, ben de polis olmak istiyorum, ne yapmalıyım?” diye mesaj atan da var. Neticede, birincil amacı çocuklarla daha sıcak iletişim kurmak olan polisin bir anlamda doğru yolda olduğunu gösteriyor belki bu sohbet mesajları da.
Polis Akademisi’nden mezun, evli ve iki çocuk babası Murat Koçak, Amerika’da Kent State University’de “Suç ve Adalet Çalışmaları” üzerine yüksek lisans; “Siyaset Biliminde Kamu Politikaları Analizi ve Yönetimi ile Adalet Politikaları” konusunda da doktorasını yapmış. Bizi, bir yıldan beri müdürü olduğu Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü’nün güzel ve tarihi taş binasında, kendi makamında kabul etti. KANKA 1550 projesine ve çocuk istismarına dair yaptığımız söyleşiden bazı bölümler.
I. YILDIZ: Murat Bey, KANKA 1550 kısa mesaj hattı dünyada ilk kez İstanbul polisi tarafından uygulanıyor. Böyle projelere önemli der geçeriz, bize siz anlatır mısınız? Bu proje nedir, neden önemli?
M. KOÇAK: Polis olarak biz insanlarla iletişim yollarını maksimum kullanarak vatandaşa daha iyi hizmet vermeye çalışıyoruz. Çocuk şubesi olarak da çocuklarla daha sağlam, daha sıcak ilişkiler kurabilmek için bütün iletişim imkânlarını zorluyoruz. KANKA 1550 kısa mesaj hattı da bu kapsamda oluşturulmuş bir proje. Cep telefonunuzdan -herhangi bir GSM olabilir- mesaj yazıp 1550’ye gönderdiğinizde biz Çocuk Şube olarak bunu görüp cevap veriyoruz. Bunun karşılığında GSM şirketleri belli bir miktar ücret alıyor. 155 polis hattı ihbarlar için, acil durumlar için kullanılıyor. Vatandaşımızın, çocuklarımızın ihtiyacı olduğunda, haber merkezindeki arkadaşımız konuyla ilgili çalışma başlatıyor. Dolayısıyla acil durumlarda aranacak yer 155 polis hattı. 1550 için bir kere mesaj atmaya vakti olması lazım kişinin. Ve acil bir durum olmaması lazım. 1550, acil durumlar için kurulmadı. Bu hattın amacı, çocuklarla daha sıcak ilişki kurabilmek. Polisin uygulamaları hakkında merak ettiğiniz bir şey varsa da bu mesaj hattı kullanılabiliyor. Amaç, çocukların güven duygularını artırmak.
Çocuklar kankaya mesaj atıp, sınavlarda aldıkları notu yazıyorlar, böyle okumuştum sitenizde.
Evet veya “Ben de polis olmak istiyorum. Ne yapabilirim kanka?” yazıyorlar. Dayak yediklerine veya okula gönderilmediklerine dair mesajlarını bizimle paylaşıyorlar. Bu tür durumlarda da adli konular veya idari konular olabiliyor, mesajın içeriğine göre gerekeni yapıyoruz.
Ailenin çocuğa şiddet uygulaması adli bir konuya giriyor. Böyle bir durumla karşılaştığınızda süreç nasıl işliyor, siz nasıl hareket ediyorsunuz?
Çocuk şubesi olarak hem kanun uygulama hem suç önleme görevlerimiz var. Kanun uygulama görevlerimiz arasında adli soruşturma (suçla alakalı soruşturmalar) yapmak var. Bunun içerisinde suça sürüklenen çocuklar da, mağdur çocuklar da var. Kayıp çocuklar, terk edilmiş çocuklar, buluntu çocuklarla ilgili işlemler... bunları da biz yapıyoruz. Mevzuatta verilen denetleme görevleri gibi görevlerimiz var. Bu kapsamda bizim adli büromuz var. Suç teşkil eden bir konuysa adli büromuzu harekete geçiriyor, normal polis soruşturması yapıyoruz. Ancak çocuk polisinin diğer polislerden biraz farkı var.
Nedir?
Çocuk polisi sivil olarak görev yapar bir kere. Çocuk olduğu için daha hassas davranılır, silah saklanır. Çocuğun rahat edebileceği bir ortamda iletişim kurulur. Gizlilik içeren durumlar var. Sivil biriyle karşılaşmak aileyi de etrafa karşı daha rahat ettiriyor. Çocuk polisi arkadaşlarımızı, belli bir yılını doldurmuş; tercihen evli ve çocuklu olanlar arasından, yine tercihen üniversitelerin öğretmenlik gibi farklı alanlarından mezun olmuş arkadaşlarımızdan seçiyoruz, onların müracaatlarını değerlendiriyoruz. Seçerek alıyoruz. Seçilen arkadaşlarımız 15 günlük çocuk polisi temel eğitim kursundan geçiriliyor. Bu kursta çocuk gelişimiyle, çocuk haklarıyla alakalı dersler var.
Projeye dönecek olursak, hem suça sürüklenen hem de mağdur olan çocukların aileyi atlayıp direkt polise başvurma ihtiyaçlarını hangi veriye göre belirlediniz? Nasıl çıktı bu proje?
Çocuk istismarı konusuna giriyor bu biraz. Dar anlamıyla, çocuğun bakımından sorumlu olan yetişkinlerin çocuk üzerinde, onun fiziksel ve ruhsal sağlığını etkileyecek kötü davranışların hepsine biz istismar diyoruz. Geniş anlamda tarif ettiğimiz zaman diğer yetişkinleri de buna katmak mümkün. Ama genelde çocuk istismarında aile içi konular çok fazla oluyor. Çocuk istismarı deyince ben fiziksel istismarı, cinsel istismarı, ihmal ve duygusal istismarı kastediyorum. Çocuklar, belli bir yaşa kadar, – özellikle 0-4 yaş grubu çocuk istismarında en tehlikeli yaş grubu – okul çağına gelinceye kadar aile içinde şiddet görebiliyor. Bazen şüpheli aileden biri olabiliyor. Dolayısıyla çocukların aileden bağımsız olarak polise ulaşmaları çok önemli. Bu nedenle 1550 mesaj hattının kurulması önemli. Bizim bir de maskotumuz var. Arkadaşlarımız onu giyerek çocuklarla daha sıcak iletişim kurabiliyor. Maskotla beraber çocuklarla diyalog kurulması, projeyi diğerlerinden farklı kılıyor.
Çok mesaj alıyor musunuz? Amacına hizmet ediyor mu proje?
Üç yüz bine yakın mesaj alınmış bugüne kadar. Amacına hizmet ettiğini düşünüyoruz. Belki tanıtımı konusunda eksikliklerimiz olabilir. Tanıtım noktasında okullara ziyaretler yapıldı. Basında da çeşitli vesilelerle gündeme geldi.
Daha fazla gündeme gelmeli...
Evet, daha fazla gündeme gelmeli, doğru.
Kafalarda soru işareti kalmaması için yeniden sorayım. Diyelim ben bir komşu olarak tanık oldum çocuğun ailesi tarafından şiddet gördüğüne. Benim bunun için başvurmam gereken yer 155, değil mi?
Acil durum varsa, çocuğun hayati tehlike içinde olduğunu, kurtarılması gerektiğini düşünüyorsanız 155 en doğru yerdir aramak için. Ancak acil durum yoksa, konunun araştırılmasını isiyorsanız Çocuk Polisine müracaat etmek en doğru hareket olacaktır. KANKA mesaj hattı da olabilir. E-mail, telefon, mesaj, yüz yüze... Konu çocukla ilgiliyse Çocuk Polisine gelinir. İstanbul’da Çocuk Şube Müdürlüğü olarak merkezde biz varız, Üsküdar’da yerimiz. Ama ayrıca bütün ilçelerin – 39 ilçe – her birinde Çocuk Büro Amirlikleri var. Bizim görevimiz Çocuk Büro Amirliklerin görevini de organize etmek, koordinasyonu sağlamak oluyor. En yakın Çocuk Büro Amirliğine gidildiği takdirde kendileriyle ilgilenilecektir.
Bu projeyi yurt geneline yaymayı düşünüyor musunuz?
Böyle bir hedefimiz yoktu aslında ama demek ki basın vasıtasıyla ulaşılmış ki bize mesajlar geliyor. Başka illerden de geliyor. Biz bu gelen mesajları o ilin Çocuk Şube Müdürlüğüne aktarıyouz. Ancak şu an hedefimiz o değil, hedefimiz İstanbul içerisinde bizim bu işi yapmamız. Ama diğer illerde de bu tür çalışmaların başlatılmasında fayda olduğunu düşünüyoruz. Diğer iller için şöyle söylenebilir: İlçedeyseler Çocuk Büro Amirliklerine, ildeyseler Çocuk Şube Müdürlüğüne müracaat edebilirler. Arkadaşlarımız bu konuda eğitim almış kişiler. Neler yapılması gerektiğini iyi biliyorlar.
Kanunlar size nereye kadar yardımcı olabiliyor? Zarar gören çocuklarla ilgili en fazla ne yapabiliyorsunuz?
2005 yılında çıkarılan çocuk koruma kanunu var. Bu kanun kapsamında suç mağduru olan çocuklar eğer aile içinde mağdur oluyorlarsa devlet buna sahip çıkıyor. Gerek sosyal hizmetler gerekse savcılık vasıtasıyla bu çocuklar ailelerinden alınabiliyor. Acil durumlarda sosyal hizmetler doğrudan emniyetle Çocuk Şube Müdürlüklerine yazı yazıyorlar. Yine acil durumlarda mahkemeler tedbir kararı verebiliyor. Çocuğun aileden alınarak bir sosyal hizmetler yurduna yerleştirilmesini sağlayabiliyorlar. Bu tedbir kararları barınmayla ilgili de, madde kullanan çocuklarsa onların tedavileriyle alakalı da olabiliyor. Bu kapsamda çok sıkıntı çekmiyoruz. Çocuğun yerleştirilmesi konusunda kanunlar işimizi kolaylaştırıyor. Ancak rehabilitasyon konusunda, çocukları burada tutup, topluma kazandırma noktasında bazı sıkıntılar var.
Ne gibi sıkıntılar?
Tedavide çocuğun istekli olup olmadığına bakılmaması lazım. Mahkemece tedbir kararı verilmişse çocuğun isteğine bakılmıyor ama çocuğu zorla tutamıyorsunuz. Yani kanunlar, çocuğun zorla sosyal hizmetlerin yurdunda tutulmasına müsaade etmiyor. Bu anlamda bazı eksikliklerin olduğunu söyleyebiliriz.
Genelde birkaç haftalık süreyle çocukların tedavi merkezlerinde yatış işlemleri yapılıyor. Ondan sonra çocuklara belli periyotlarla gelmeleri için randevular veriliyor. Psikiyatrik tedavinin, ilaç tedavisinin devam etmesi gerekebilir. Psikolojik destek tedavisinin verilmesi gerekebilir. Ancak bu çocuklar dışarıya çıktıklarında tekrar geri dönmüyorlar. Randevularını takip etmiyorlar. Sosyal hizmetlerin yurduna yerleştirilmişlerse şayet orada zorla tutmak mümkün olmuyor.
Röportaj: Itır Yıldız
VİDEO RÖPORTAJ