“Senin yiyeceğin kalaylı kapta/ Benimki aslan ağzında/ Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik”. Bu dizeler size tanıdık geliyor değil mi? Evet, Orhan Veli’nin sokak kedileriyle ciğerci kedilerini karşılaştırdığı “Kuyruklu Şiir”inden. Çok hareketli olduğundan adını “Nükleer” koyduğum altı aylık gri kedi de İstanbul sokaklarındaki yalnız ve güzel kedilerden. Ama Nükleer ve diğerlerini sokakta çetin bir yaşam mücadelesi bekliyor. Üst solunum yolları hastalıkları, sokak aralarında hızla giden arabalar ve yetersiz beslenme sadece akla ilk gelen tehdit ve sorunlar. 2004’ten beri Acıbadem’de bir veteriner kliniği işleten Veteriner Hekim Çağıl Coşkun Anne Boyutu editörlerinden Can Özelgün’ün sokak kedilerinin karşılaştığı sorunlara, beslenmeye ve kısırlaştırmaya dair sorularını yanıtladı. Bazı bölümler.
ÖZELGÜN: Sokak kedileriyle ev kedileri arasında bir fark var mı?
COŞKUN: Siyam ya da İran kedisi gibi özel ırklar dışında kediler genel anlamda aynı. Anatomik ya da fiziksel açıdan aralarında bir fark yok. Farklılığı biz bakış açımızla yaratıyoruz. Verilen eğitim ve kedimizin beklentileri de bu ayrımı biraz daha yönlendiriyor.
Sokakta yaşamak kedileri nasıl etkiliyor?
Yavruyken dışarıda gördükleri tepkiler, sokak kedilerinin kendini koruma güdülerini şekillendiriyor. Sokak ortamında mevcut hiyerarşide kendilerine bir yer edinme çabaları birçoğunu hırçınlaştırıyor. Bir diğer konuysa vahşilik… Annelerinden erken dönemde ayrılan melez kedilerde vahşilik çok sık görülen bir durum. Kliniğimizde ve dışarıda birçok kediye bakıyoruz. Anne bakımı alamayan ya da anneleri tarafından terk edildiğinden iyi bakım göremeyen kediler, büyüdüklerinde hep vahşi oluyor. Oysa tabiri caizse evde evin küçük çocuğu gibi bakılan, ilgi ve sevgi görerek büyüyen kediler, gördükleri sevgiyi daima size de yansıtıyor.
Sokak kedileri için bir kap temiz su neden önemli?
Sokak kedileri çabuk dehidrasyona (vücutta sıvı kaybına) maruz kalabilen hayvanlar. Kuru mamayla da yemekle de beslesek mutlaka sıvı ihtiyaçları olur. Kediler beklemiş ve kokusu değişmiş suyu içmez. Genelde yağmur yağdığında gözlemleyebileceğiniz üzere taze su birikintilerinden su içmeyi bile tercih ederler. Dolayısıyla yazın kurak günlerde evet bu çok önemli. Ama bu havalarda bile temiz ve taze su, kediler gibi hassas hayvanlar için çok hayati. Yaşadığımız dünyayı paylaştığımız hayvanların yaşam alanlarını keyfimiz doğrultusunda kullanarak işgal eden bizler, hayat savaşlarında her birimiz bir kaç hayvana yardım edebilsek bu borcun belki bir kısmını ödeyebiliriz...
Beslenme konusuna gelirsek…
Kedigillerin grup olarak etçil olduğunu ve köpekgiller gibi hem etçil hem otçul olmadığını unutmamalıyız. Kedilerin etten almaları gereken esansiyel yani vücutlarının sentezleyemediği, dışarıdan gıdayla almaları gereken aminoasitler var. Bunların eksikliği kedilerin sağlığını olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla kediler mutlaka et içeriği zengin gıdalarla beslenmeli.
Peki, sokak kedilerini beslerken nelere dikkat etmeliyiz?
En uygun yağ ve protein oranları hesaplanmış gıdalar artık her yerde mevcut. Bir profesyonel olarak görüşüm hayvanların en sağlıklı ve düzgün içerikli ürünlerle beslenmesi. Ama sokak kedileri için çoğu zaman masraflı olabilecek bu beslenme tarzı uygulamada pratik değil. Sokak kedilerini beslerken bazı noktalara çok dikkat etmeliyiz. Verilen gıdanın çok yağlı olmaması, baharatsız ve mümkünse tuzsuz olması çok önemli. Kemik özellikle de kanatlı hayvanların kemikleri verilmemeli. Kanatlı hayvanların uçabilmesi için kemiklerinin içi boşluklu. Kemikler yerken kırılıp sivri parçalara ayrılır. Bu parçalar yemek borusunu delerek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Dolayısıyla tavuk benzeri hayvanların kemiklerinin verilmesi aslında ne yazık ki sadece bizim vicdanımızı rahatlatır.
Bazı insanlar bozulmuş yemekleri kedilere veriyor.
Bozuk yemekler kesinlikle verilmemeli. Canlı organizmalarındaki fizyolojik özellikler genelde aynı. Bazı türe özgü farklar ve hassasiyetler de bizim mesleğimizin ana hatlarını oluşturuyor. Ama tüm hayvanlar nasıl kalp, şeker ve hormonel hastalıklara yakalanabiliyorsa zehirlenebilirler de. Bozuk yemekler bizler gibi onları da zehirliyor. Bozuk et, yoğun bakteri üreten pH değeri değişmiş ve kokuşma periyoduna girmiş gıda. Bozuk ürünü verdiğiniz hayvanın akıbetini görmemeniz onun bir yerde zehirlenip ölmediği ya da zehirlenmenin etkisiyle refleksleri yavaşlayarak bir arabanın altında can vermediği anlamına gelmez.
Doğada aslan ve benzeri hayvanlar çiğ etle besleniyor. Sokak kedilerini de çiğ etle besleyemez miyiz?
Sokak kedileri çiğ etle beslenmemeli. Çiğ etler paraziter anlamda tehlikeli. Parazitler ve birçok bakteri pişerken ısıyla etkinliklerini kaybeder. Ayrıca sokak kedileri apartman aralarında yaşayan kedicikler. Ormanda yaşayan aslanlar değiller.
Sokak kedileri kısırlaştırılmalı mı?
Dünyada birçok ülkede bize gaddarca gelse de barınaklardaki sokak hayvanlarının sayısı çok fazla arttığında her seferinde içlerinden en yaşlı ve hasta olanlar uyutuluyor. Türkiye’deyse bu sistem olmadığından her yerde sokak kedisi var. Kanımca onları besleyip kısırlaştırmadığımızdan sayıları hızla artıyor. Biraz bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı. Beslediğimizde vicdanımız rahat ediyor. Ancak kısırlaştırmadığımız sürece ürüyorlar. Yavrular, hastalık ve parazitlerle boğuşuyor. Araba altında kalarak yaşam mücadelesi veriyorlar. Her veteriner hekim yüzlerce sokak hayvanına yardım ediyor. Ama insanlar besleyip vicdanlarını rahatlatsa da hastalandıklarında veya yardıma ihtiyaç duyduklarında sorumluluk almıyor. İşte bu yüzden sokak kedileri problemi ülkemizde gittikçe büyüyor. Kısırlaştırma elbette olmalı. Yavrularını koruyup gözetemeyeceği, çoğu zaman kendi taşıdığı hastalıkları onlara aktaracağı durumlarda bu hayvanların gereken yaşa gelmeden gebe kalıp doğum yapması gaddarlık değil mi? Kanımca, en insancıl mantık kısırlaştırma.
Erkek mi yoksa dişi kediler mi kısırlaştırılmalı?
Dişilerin kısırlaştırılması daha işlevsel. Yapılan çalışmalar kısırlaştırılmayan dişi kedilerde meme tümörü riskinin yüzde 82 olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla dişi kedilerin kısırlaştırılması onları tümöral sorunlardan, hormonal bozukluklardan ve sık rastlanan rahim ve yumurtalık hastalıklarından korur. Bilimsel çalışmalar, bir yaşından önce yapılan kısırlaştırmaların meme tümörüne karşı en fazla korumayı sağladığını gösteriyor. Kısırlaştırma erkek kedilerin yaşam sürelerini uzatıyor. Zaten ne kadar gençken yapılırsa koruyucu etki de o kadar artar.
Kısırlaştırma operasyonu sonrasında nelere dikkat etmeliyiz?
Kısırlaştırma operasyonu dişilerde ciddiye alınması gereken karın içi bir ameliyat. Tıpkı sezaryen olan bir anne gibi, ameliyat sonrasında bir hafta dikkatli bir bakıma tabi tutulmalı. Ameliyat sonrasında koruyucu olarak kısa süreli bir antibiyotik tedavisi uygulanmalı. Ameliyat yerinin temiz kalması ve kedinin yarasını yalayarak açmaması için de yakalık kullanılmalı.
Sokak kedilerinde görülen hastalıklara gelirsek…
Sonu olmayan hastalık çemberini kırmanın yegâne yolu aşılama. Sokaktakilerin çoğu üst solunum yolları enfeksiyonları yüzünden hayatını kaybediyor. Kedi karma aşısında burun ve göz akmasıyla başlayan üç ana viral üst solunum yolu hastalığına (Rhinotracheitis, Calici ve Panleukopenia) karşı etken mevcut. Bu hastalıklara karşı aşı yıllardır mevcut. Keşke aşılama bu hastalıklar görülmeden yapılabilse. Ben çocukken kediler evde ekstra bir durum olmadan veterinere götürülmüyordu. Ama artık o devir bitti.
Son olarak, sokak kedilerine dair yanlış bilinen inançlar var mı?
Hayvanlar oyuncak değil. Ömrü boyunca bakamayacağımız bir canlının sorumluluğunu almak akıllıca değil. Evde bakıldıktan sonra sokağa terk edilen kediler dışarıdaki koşullara daima iyi adapte olamaz. Kediler iyi bir atletik yapıya sahip olsa da hep dört ayak üstüne düşmez. Bu konudaki örnekler çoğaltılabilir. Ama dönüp dolaşıp hep aynı yere geliyoruz. Sokak kedilerinin sokakta yaşaması ve sahipsiz olması bakım ve ilgiye ihtiyaç duymadıkları anlamına gelmiyor.
Röportaj: Can Özelgün