Tüm anne babaların çocuk yetiştirmeyle ilgili içgüdüsel becerileri vardır, ama bazılarının, çocuklarına yardım edebilme konusunda daha detaylı düşünmeye daha çok zamanı olabilir. Aslında anne babalık konusunda ne kadar iyi olursak olalım çok daha fazlasını öğrenebiliriz ve elbette bu arada hatalar da yapabiliriz.
Okulların tatile girdiği şu günlerde aileler için de bu iyi bir fırsat olabilir. Zira derslerin dışında da çeşitli aktivitelere katılmak isten fakat buna cesaret edemeyen çocuklar için ailelerin tutumu çok büyük önem taşıyor. Çocuğunun sosyal hayatta daha başarılı olmasını isteyen ailelerin bilmesi gereken en önemli nokta ise, çocukların öncelikte cesaretlendirilmesi gerekiyor.
Her şeyi çözdüklerini söyleyen (yaratıcı oyunlarla çocuklarını evde organize edebilen, ev ödevlerini bir düzene koyabilen gibi) anne babalarsa bir şeyi unutuyor olabilirler: İletişimin önemini… Evet, çocuğunuzu cesaretlendirmek için ona oynayabileceği, kendi başına kullanabileceği yaratıcı oyuncaklar alabilirsiniz; ancak arada sırada siz de ona katılmalı, neler yaptığıyla ilgili konuşmalı ve böylece oyun oynarken gösterdiği gelişimi bir adım ileri taşıyabilmelisiniz.
Örneğin, çocuğunuz ‘Lego’larıyla herhangi bir şey yaparken, yanına oturup onunla sohbet edebilirsiniz. Eğer yardımınızı isterse, orada olmuş olursunuz. Bazen siz de onun yaptıklarına ekleyebileceği uygun bir şeyler yapabilirsiniz. Ya da, örneğin, bir arabanın tekerleklerini yerleştirirken ona yeni bir teknik gösterebilirsiniz. Bu onun, arabalarla ilgili daha çok şeyi anlamasını sağlar ve aynı zamanda birbirinizle iyi bir ilişki kurmanıza yardımcı olur.
Tutumlar
Çocuğunuzun ne şekilde öğreneceğine dair tutumlarınız ve fikirleriniz çok önemlidir. Kimi tutumlarınızın öğrenme sürecinde çocuğunuza çok büyük faydası dokunabilir. İşte bunlardan bazıları:
Cesaretlendirme, bastırmama
Çocuğunuzu, ilgi alanlarını bulmaya ve bu konularla uğraşmaya cesaretlendirmeniz çok iyi olacaktır. Burada önemli kelime “cesaretlendirmek”, yani onun bu ilgisini bastırmamaktır. Yine de, hayattaki bazı şeyler düzenli ve ciddi bir çalışma gerektirir. Örneğin çocuğunuzun bir müzik aleti çalmaya yeteneği varsa ve tabii gerçekten istediği buysa, düzenli ve ciddi bir şekilde pratik yapması gerekecektir.
Eğer çocuğunuzun belirli bir yeteneği varsa, bu konuda onu destelemeyi kendi yararınıza mı, yoksa onu yararına mı yaptığınız konusunda bir denge tutturmanız gerekir. Başarıya ulaşma ihtirasınızla çocuğunuzu o anın keyfini çıkarmaya yüreklendirmeniz konusunda bir denge kurmanız zor olabilir. Ne yazık ki pek çok aile çocuğunu bir fanusun içinde yetiştirmeyi tercih ediyor. Çocuklar, ailelerinin, onlar için en iyisine hükmettiği şeyler için zorlanıyor. Lütfen bu şekilde ısrarcı bir aile olmayın. Evet, onlar için yüksek beklentilerinizin olması çok güzel, ancak, aynı zamanda iyi bir dinleyici de olmalısınız. Böylece çocuğunuzun nereden geldiğini ve hayatta nereye varmak istediğini veya istemediğini çok daha iyi anlayabilirsiniz.
Bilgiye dayalı görüşler
Bazı anne babaların, çocuklarının gittiği okulla ilgili kurgulanmış, çoğu zaman bir dayanağı olmayan kesin görüşleri vardır. Ancak öğretmenlerle veya okul müdürüyle gidip konuşmadan pek çok şeyi bilemezsiniz. Okul bahçesinde diğer velilerle konuşup bazı yargılara varmak çok kolaydır aslında… Bir de buna ailelerin öğretmenlerini dinlemeden çocuklarına arka çıkma güdülerini de eklemek gerekir. Bu aslında doğal bir savunma mekanizmasıdır. Ama fikirlerinizi okul bahçesinde diğer ailelerle konuşarak değil, somut kanıtlarla oluşturmanız daha faydalı olacaktır.
Konuşma hakkında konuşma
Öğrenmeyi destekleyen en önemli tutumlardan biri de anne babaların çocuklarıyla konuşma biçimleridir. Örneğin, çocuğunuzun yanlışlarını ne kadar düzeltmelisiniz? Yanlışlarını gereğinden fazla düzeltmek hiç de iyi bir davranış biçimi değildir, hele de bu yanlışlar onun gelişiminin doğal bir parçasıysa. Küçük bir çocuğun “Annem ben okula gittim” demesi gayet normaldir ve Türkçe’yi öğrenme konusunda doğru bir yolda olduğunu gösterir. Öte yandan, 7 yaşında, okula başlayalı neredeyse 1 yıl olmuş çocuğunuz, kolay ve bol resimli bir kitabı okumakta hâlâ zorluk çekiyorsa okuluna giderek öğretmeniyle konuşmanızın zamanı gelmiş demektir.
Her şey konuşmayla çözümlenebilir. İster evin içinde ister dışarıda olun, çocuğunuzu hangi aktiviteyle meşgul ederseniz edin, gereken her yerde onu övün ve onunla yaşına uygun bir etkileşim içinde olun. Bir patron edasıyla davranmak yerine, çocuğunuza onunla vakit geçirmekten zevk aldığınızı hissettirin ve birlikte bir şeyler yapmaya çalışın.