İlk deneyimlerin başarılı geçmesi çocuğun psikolojisi, gelişimi ve gelecek yaşantıları açısından oldukça önemlidir.
İlk okula başlayacak olan birçok çocuk bazı endişelere sahiptir. “ Okul dedikleri nasıl bir yerdir? , Annem de okula gelecek mi? , Oradaki çocuklar neler yapar ?, Neden okula gidiyorum? , Okulda annem olmadan tuvaletimi nasıl yapacağım?”
Tüm bu soruların cevapları çocuğa okula başlamadan önce verilmeli ve gerekli açıklamalar yapılmalıdır. Aksi halde çocuk neyle karşılaşacağını bilemeyecek , yaşadığı zorluklar karşısında çözümler geliştiremeyecektir. Bu travmatik bir sürecin ya da okul fobisinin başlangıcını oluşturabilir.
Anaokulu süreci yaşayan bir çocuğun ilk okula başlama serüveni daha başarılı geçer. Çünkü okul öncesi dönemde annesiz olmayı öğrenebilmiştir. Arkadaş, öğretmen, sınıf, servis, kurallar kavramlarına aşina olmuş kendi gereksinimlerini giderebilme becerilerini kazanmıştır. Bu çocuklarda kendine güven duygusu daha fazladır , buna bağlı olarak problemlerini çözme becerilerini öğrenmiştir.
İlk okula hazırlık önce bilişsel süreçle başlamalıdır. Çocuk okul hakkında ve orada nelerle karşılaşacağı ile ilgili bilgilendirilmelidir. Okulun sadece ders yapılan bir yer olmadığı , orada da oyun oynayacağı , arkadaşları ve öğretmeni ile güzel vakit geçireceği ifade edilmelidir. Bazı aileler okul dönemi başlamadan önce çocuğun sorumluluk alması için yanlış ifadeler kullanabilmektedir. En sık karşılaştığımız örnekler; “Okul başlayınca her şey daha farklı olacak.., akşamları seninle ders çalışacağız.., bu kadar çok oyun oynamak yok artık..” gibi ifadelerle çocukları endişelendirmekte ve mutsuz ederek okulun yaşamına kötü şeyler getireceği gibi bir düşünce geliştirmesine neden olmaktadır. Konuşulması gereken konunun içeriği ; okulun eğlenceli ve keyifli bir yer olduğu, orada onu seven öğretmeni ve arkadaşları olacağı, çok yararlı bilgiler öğreneceği şeklinde olmalıdır. Bu çocuğu daha çok heyecanlandırır ve okula daha çok gitme isteği uyandırır. Gün içerisinde sık sık bu konuşmaların yapılması çocuğu sıkabilir ve endişelerini arttırabilir. Bunun için uygun zamanı seçmeniz gerekir. Siz konuşurken sıkıldığını hissettiğiniz anda konuyu geçin ve daha keyifli bir sohbetle konuşmaya devam edin.
Okul ile ilgili olarak zihninde güzel düşünceler oluşan çocuk davranışsal hazırlık sürecine geçmeye hazırdır. Bu süreçte ; eğitim süreci başlamadan çocuk okulunu, sınıfını, okula giden yolu, mümkünse öğretmenini ve birkaç arkadaşını görmesi sağlanmalıdır. Eğitim süresinde içinde bulunacağı ortamı ve iletişim halinde olacağı kişileri görmek çocuğu rahatlatacaktır.
Okula başlamak ile ilgili tüm endişeleri ortadan kalkan ve “okul nasıl bir yerdir ?” bu konuda genel bir fikre sahip olan çocuk ilk okula gitmeye hazırdır diyebiliriz. Tüm bu davranış biçimlerini uygulamış olsanız da; çocuğunuz ortalama bir hafta - on gün doğal bir uyum süreci geçirecektir. Bu aşamada size soruları devam edebilir ve bazı endişelere sahip olabilir. Uyku düzeni ve iştah düzeni bozulabilir. Sabırla sorularını cevaplayın ve ona güven verin.
Öğretmeni ile kuracağınız iletişim de çok önemlidir. Çocuğunuzun genel kişilik özellikleri hakkında bilgi verirseniz öğretmen daha hızlı bir şekilde çocuğu tanır ve gereksinimleri konusunda ona yardımcı olur. Özel bir problemi söz konusu ise bunu kesinlikle atlamamalısınız.
Birçok ailenin yaptığı en büyük hatalardan biri de ilk günlerden itibaren çocuğu yoğun bir çalışma temposuna sokmaktır. Okuldan geldikten sonra ders çalıştırma, hemen verilen ödevleri yaptırma ve bu konuda sohbetler.. Bu davranış biçimi çocuğu sıkar ve okuldan - derslerden daha çok uzaklaştırır. Çünkü bu yaş dönemindeki bir çocuk hala oyun çağındadır. Oyun onun için önemlidir. Yapılması gereken en sağlıklı davranış; okuldan geldiğinde önce yapmak istediklerini yapmasını sağlamak, sizlerle vakit geçirmek, sonrasında belirlenen uygun saatte eğlenceli çalışma ortamları yaratmaktır.
Keyifle , eğlenerek yapılan her şey kişide daha çok istek uyandırır. Özellikle söz edilen bir çocuksa başarı daha hızlı gelecektir.
Psikolog Eda Gökduman