Bir insanın, hayatında en gizemli göründüğü, kendisinin de en karışık olduğu dönem ergenlik dönemi olabilir mi? Ruh hâllerindeki iniş-çıkışlar, biyolojik değişim, büyümek ve büyümek... Kafası karışık olmayan bir genç düşünmek oldukça zor, gençlerle iletişime geçmek de. Aşağıdakiler, ergenlik dönemindeki çocuğunuzla aranızdaki ilişkiye katkı sağlamanın yanı sıra onun iç dünyasıyla ilgili ipuçları almanıza yardımcı olabilir.
Çocuğunuzla konuşun
Çocuğunuzun yalnız olduğuna dair birtakım tahminleriniz varsa onunla konuşmanız hayati önem taşır. Esasında ergenlik çağındaki çocuğunuzu karşınıza alıp konuşurken bile gerçekten yalnız olup olmadığını anlamak için epey çaba harcamanız gerekebilir. Çünkü birçok genç değişen ruh hâllerinden ötürü sorularınızı net bir şekilde cevaplamaz. İşte burada iş biraz da size düşüyor; onun ne demek istediğini anlamanız, onun hislerini anlayabilmekten geçiyor. Elbette durum sizi de aşıyor olabilir. Daha acil ve profesyonel müdahale olması gerekiyorsa bir uzmana başvurmalısınız.
Sorularınıza nasıl yanıt alabilirsiniz?
Bunun birinci yolu, doğru soruları sormaktan geçer. Kaç anne-baba çocuğuna “ee, bugün kendini nasıl hissediyorsun bakalım?” diye sorup da buna tek bir yanıt alabilmiştir ki? Böyle bir soruyla çocuğunuzun kendisini yalnız hissedip hissetmediğini anlamanız güç; bu nedenle bir sonraki aşama sorunuzu daha özelleştirmek olmalı. Yine de siz sorularınızla ne kadar nokta atışı yaparsanız yapın, muhtemelen kızınız/oğlunuz iki üç kelimeyle karşılık verecektir. Genellikle aileler bu nedenle, soru sormaktan bıkar ve sohbetler azalır. Unutmamanız gereken, sorunlu bir genç söz konusu olduğunda sabrınızı maksimum seviyede tutma gereğidir.
Çocuğunuza açılın
Konuşmayan bir gençle iletişim kurmanın etkili yollarından biri ilk adımı atmak ve bir şeyler öğrenmek isteyen taraf siz olsanız bile, ilk açılan olmaktır. Kendinize/kendi geçmişinize dair onun ilgilenebileceği veya onun mevcut durumuna uygun bir hikâye anlatabilirsiniz örneğin.
Öğüt verir gibi değil, sohbet havasında gerçekleşen rahat bir konuşma, çocuğunuzun size açılmasını sağlayabilir. Kendi hikâyenizi anlattıktan sonra çocuğunuzun bu durumla ilgili ne düşündüğünü sorabilirsiniz. Vereceği cevapla da onun gerçekten nasıl hissettiğini çözebilirsiniz. Anahtar kelime farkında olmaktır. Sizin anlattığınız, çocuğunuzun sadece söylediklerinizi düşünüp tartmasını sağlamaz; kendisini başka açılardan da sorgulamasına yardımcı olur. Anlattıklarınıza ve size dair sorular sormasına izin verin. Onun sorularında, siz yanıtlar bulursunuz belki, belli mi olur? Hikâyenizde tam olarak aradığı şeyin ne olduğu konusunda dikkatli olun.