Çocuğunuz, içinde bulunduğu ortamda kendini yeterince iyi ifade edemiyor, diğer çocuk ya da baskın karakterli arkadaşlarının ilgi ve istekleri doğrultusunda davranmak zorunda kalıyor, hatta onlara 'yaranabilmek' için kendi özel eşyalarını veriyorsa...
Bir insanın herhangi bir olaya ya da bireye karşı geliştirdiği tutumlar, onun kişiliği doğrultusunda şekillenir. Kişilik, bir insanın tüm ilgilerini, tutumlarını, dış görünüşünü ve çevresine uyum biçimini kapsar.
Okula başlama, çocuğun yaşamındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu süreç ve onun gerektirdiği uyum, çocuk yönünden belli düzeylerde zihinsel, duygusal ve sosyal olgunluğa ulaşmış olmayı gerektirir. Her şeyden önce çocuk o güne kadar son derece güvenli, her türlü kuralını, kendisinden nelerin beklediğini bildiği, her sıkıntılı durumda yanında anne ve babasını bulduğu bir ortamdan, hiç bilmediği bir ortama girmiştir.
Özellikle okulöncesi dönemde yaşıtları ile yeterince ilişkiye girememiş çocuklar için okul, kendilerini göz önünde ve korunmasız hissettikleri bir ortamdır. Ailenin ve öğretmenlerin gerekli özeni göstermemeleri durumunda bu çocuklar utangaç, çekingen olabilir ve giderek içlerine kapanabilirler.
Benlik imajı
Çocukların benlik imajları, kendilerini nasıl düşündükleri ve hissettikleri ile ilgilidir. Benlik imajı, benliğin gerçekte ne olduğu değil, bireyin kendisi hakkındaki görüşlerini kapsar. Çocuğun gerçek benliğinin ne olduğu değil, onun kendi benliğini nasıl yorumladığı bilinirse davranışları daha kolay tahmin edilebilir ve denetlenebilir.
Özgüven duyguları gelişmiş çocuklar arkadaş gruplarıyla ve yetişkinlerle uygun iletişim kurabilirler. Genelde "sen bunu başarabilecek güçtesin, sana güveniyorum" sözleri, anne babanın çocuklarına gerektiğinde söyleyebilecekleri sihirli sözlerdir. Çocuk başkalarına ve kendine dair yapıcı duygu ve düşünceleri bu biçimde geliştirebilir, sorumluluk alabilir.
Anne babanın yanlış tutumu
Çocuğun korkak, ürkek, çekingen olması, kolayca arkadaş edinememesi ya da güçlü olarak tanımladığımız bazı çocuklar tarafından ezilmesi, baskı altına alınması, büyüme ve kişilik gelişiminde çok önemli rolleri olan anne babasının tutumlarından kaynaklanabilir. Anne babalarda, çocuk yetiştirme konusunda genelde sık gözlemlenen tutumlardan biri aşırı koruma ve kollamadır.
Ona Nasıl Yardımcı Olabiliriz
• Çocuktaki olumsuz değişiklikleri dikkate almalı, bu olumsuzluğa neden olan kaynağı araştırmalıyız.
• Kaynak belirlendikten sonra, can sıkıcı durumun yerini, zamanını ve sıklığını araştırmalıyız.
• Çocuğun verdiği tepkileri belirlemeliyiz.
• Çocuğun durumdan duyduğu kaygıları önemsemeliyiz.
• Kaygısını ifade etmesine olanak sağlamalıyız.
• Tüm duygularını açıkça ifade etmesi için sabırla, konuşmasını beklemeli, ona cesaret vermeliyiz.
• Durumla ilgili çözüm önerilerini birlikte değerlendirmeliyiz.
• Ona güvendiğimizi göstermeli, cesaretlendirmeliyiz.
• Yaşadığı sıkıntıya duyarlı olmalı, hissettiklerini paylaşmalıyız.
• Kendisini ezen çocuğa aynı şekilde davranması yönünde öğütler vermemeliyiz.
• Sınıf içi (okul içi) arkadaşlık ilişkilerini gözden geçirmeliyiz. (Eğer çocuğun kendine güveni azsa ya da çocuk pasifse, tamamen aktif, güçlü çocukların arasına yerleştirilmesi hatalı olacaktır.)
• Onu, özgüvenini geliştirici spor, sanat gibi etkinliklere yönlendirmeliyiz.
• Anne baba ya da eğitimcisi olarak, çocuk yetiştirme tutum ve davranışlarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz.