Zaman geçtikçe bazı durumlar normalleşiyor. Mesela aldatmak. Geçmişe bakıldığında, bir erkeğin eşini aldatması büyük olay yaratırken, artık ikinci kadının artık gizlenmediği ortalığa rahatlıkla çıktığı görülüyor.
Erkekler bu tip haberleri 'özenerek' okurken, biz kadınlar da artık durumu 'normal' buluyoruz. Aldatma, tarih boyunca hep vardı ama hiç bu kadar 'normal' olmamıştı.
Hayatımızda bir rutin haline gelen bu ikinci eş mezvusu ile ilgili Sabah gazetesinden Sonat Bahar imzasıyla yayınlanan haberde, 'Kabullendiğimiz' bu vakalar, hukuki ve psikolojik açıdan değerlendiriliyor ve; avukatlar Altın Mimir ile Hülya Gülbahar'a ve psikolog İbrahim Eke'ye bu konudaki görüşlerini soruyor.
Avukat Altın Mimir:
Paralı Ve Ünlü Erkekler İkinci Kadınları Hak Görüyor
Toplumun en küçük parçası olan ailenin, kamu düzeniyle alakalı olması sebebiyle, aslında bu ikinci kadının eylemi, sadece özel olarak yasak ilişki yaşadığı erkeğin ailesine karşı değil, aynı zamanda topluma karşı işlenmiş bir suç. Nitekim eskiden, çok değil, daha birkaç yıl öncesine kadar tamamen iyi niyetli olarak evli bir erkeğe, platonik olarak âşık olmak bile konuşulamaz, hoş görülmezken, bugün ikinci kadınlar ne yazık ki, hele bir de erkek paralı ve ünlü ise, neredeyse bir hak olarak görülmekte ve kabul edilmektedir. Ne ikinci kadın, ne bu kadının ailesi ne de bu yasak aşkın tarafı olan erkek hiç çekinmeden, hem evliliğini devam ettirmekte ve hem de yasak ilişkisini sürdürmekte bir beis görmemekte."
Yasak İlişkiyi Yaşayan Erkeği Tartışmak Gerek
"Burada aslında tartışılması gereken, yasak ilişkiyi yaşayan erkek. İkinci kadınlara seslenirken, öncelikle onların kendi hemcinslerine bunu yapmamaları gerektiğini hatırlatmak isterim. Zira âşık olduğu erkek, evliliğinde bir problem yaşamıyorsa ve evliliğini sonlandırmamışsa, yuva yıkmanın en büyük günah olduğunu bilmelerinde fayda vardır. Unutmamalıdırlar ki, yuva yıkanın asla ve asla yuvası olmayacaktır. Kaldı ki ikinci kadın olmak her zaman zordur. Duyguların ve arzuların yoğun olduğu bu kadar hassas bir durumda ikinci olmak, katlanılması zor olsa gerek."
Avukat Hülya Gülbahar: (Şiddete Son Kadın Platformu)
Çözüm, Kadın Dayanışmasında
"Şimdi önümüzde bariz örnekler var. Durum iktidara ve güce bağlı erkek çokeşliliği. Bu yeni bir tür. Dinsel, kültürel ve geleneksel her türlü meşrulaştırma çabasından kurtulmuş erkek egoizminin yeni bir türü bu. Dayandığı temel güç ve iktidar. Can acıtacak kadar bencil bir dünya ve hayat arzusu olduğunu ortaya koyuyor."
Yasaları Umursayan Yok "
Yazılı hukuk, bu tür durumlar karşısında çaresiz. Bu konuya yani erkeklerin sadakatsızliği ya da çok eşliliği konusuna, hukuk sistemiyle çözüm aramaktan çok, tüm toplumda özellikle kadınlar ve erkekler arasında fiili bir hukuk yaratmak gerekiyor. Yasalara, anayasaya, yasaklayıcı her ne yazarsak yazalım, gerçek hayat erkeklerin yüzyıllardır kendi aralarında yaptıkları örtülü, yazısız anlaşmalara dayanıyor. Çıkarlar söz konusu olduğunda, yazılı yasaları umursayan yok. Bu erkekler arası yazısız yasaların en temel kuralı; erkeklerin birbirinin karısı, bazı durumlarda kızı ya da kız kardeşi olmadığı sürece onlarca, yüzlerce kadınla beraber olmalarının serbest olması. Erkekler birbirlerine bu hakkı en baştan veriyor. Yeter ki onların rızası olmadan onların mülkiyetinde saydıkları kadınlara diğer erkekler bulaşmasın. Aksi takdirde erkekler arasında kan çıkıyor, kan davaları doğuyor. Onun dışındaki her şey her birine serbest. Bunun çözümü kadın dayanışmasından geçiyor!"
Psikolog İbrahim Eke: İkinci
Kadınlar Kendilerini İkinci Olarak Görmüyor
"O durumun öznesi olan kişiler kendini ikinci kadın olarak görmüyor. Aslında tercih edilenin kendisi olduğu varsayımıyla yola çıkıyorlar."
"Nikah bağının sorumlulukları var, bireylerin birbirine sorumlulukları var. Zina resmi olarak ortadan kalktı, resmi olarak dert olacağını saymıyorum."
"Açık ilişki denen bir şey var. Evlilik bu haliyle de yürüyor olabilir. Ayrıca her çiftin ilişkisinde çok farklı dinamikler vardır."
"Erkeklerin narsistik duyguları okşanıyor. Kimi durumda erkek ayrılmayı düşünmüyor. Evliliğin getirdiği lüksleri, kazançları bırakmak istemiyor olabilir."