Merhaba, ben Sedef. 20 aylık Mete'nin annesi.
Burada sizlerle lezzetli, pratik ve bizzat benim tarafımdan pişirilip denenmiş tarifleri paylaşmak için bulunuyorum. Üniversiteye gidene kadar hiç yemek yapmamış ama evde yemek pişirilirken her zaman izlemiş biriyim. Yaptığım yemeklerin severek yenmesi beni her zaman mutlu etti ve yemek yapmak benim için tutkuya dönüştü. Peki, bu tarifleri yazmak nereden aklına geldi derseniz anlatmaya çalışayım.
Oğlum doğduktan üç gün sonra başladı bizim hastane maceramız. Mete on dört gün boyunca yoğun bakımda kaldı ve hayatının ilk günlerinde anne sütü ile beslenmesi gerekirken o sadece serumla beslendi. Bir hafta evde bir hafta hastanede kaldığımız o günlerin sonucunda Mete bir aylık olduğunda doğum kilosu olan 3000 grama ancak ulaşabildi. 30cc mamayı 45 dakikada yiyen bir bebekti Mete. 20 aylık hayatında kilosu hep en alt sınırda kaldı ve hastalandığında kaybettiği ve olası kaybedeceği kiloların yerini doldurmaya çalıştık biz. 5 aylık olduğunda ek besinlere başladığımızda ilk kez 1 kilo 100 gr almıştı ve bu bizim için mucize gibi bir şeydi.
Doktorumuz bize “Mete’ye özel yemek yapmanıza gerek yok artık sizin yediğiniz az tuzla pişmiş yemeklerden yiyebilir” dediğinde, oğluma da evde pişirdiğim günlük yemeklerden yedirdim. Sürekli ilgi isteyen bir bebekle yemek yapmanın pek de kolay olmadığı günler geçirdim.
Bir gece yine bebek beslenmesiyle ilgili internette araştırma yaparken tanıştığım bir siteden ilham aldım. İştahsız bir çocuk annesi olduğum için ne yedirmeli? Nasıl yedirmeli? Bu benim her gün düşündüğüm bir konu. Bebek beslenmesi konusunda okuduğum birçok kitap, yazı ve danıştığım birçok doktor sayesinde kendime göre bir birikim yapmıştım. İnternette anneler ile yazışıp bildiklerimizi paylaşırken hemen hemen her soru hakkında bir cevabım olduğunu ve bunları diğer annelerle paylaşmak isteği içinde olduğumu fark ettim. Sonra düşündüm; kişiye özel olmayan diğer annelerin fikirlerini, bebeklerine uygulayarak deneyimlediklerini, birbirlerine danışan anneler her soruya bir cevabım olduğunu görünce, kendimi bilirkişi zannettiğimi düşünüp beni antipatik bulabilirler.
Bu durumda Mete için bir blog yapıp, oğlumun yediği yemeklerin tariflerini diğer annelerle paylaşmak istedim. Böylece isteyen anneler bloga girip bakacak ve hepsi denenmiş, Mete tarafından yenilmiş yemek tariflerini kendi bebekleri için pişirebileceklerdi.
Üniversite yıllarında yemek yapmaktan çok hoşlanırdım. Ev arkadaşımla iş bölümü yapmıştık. Ben yemekleri pişiriyordum, o da bulaşıkları yıkıyordu. Yemek yapmasını bilmeyen pek çok arkadaşım canının çektiği yemeğin malzemelerini alıp bize gelirdi, ben de onlara yemek pişirirdim. Her zaman yemek tariflerine ilgim oldu. Mete’nin doğumuyla birlikte yemek yapımına bir ara vermiştim. Doktorumuzun “özel yemek yapmaya gerek yok” tavsiyesine rağmen hayatımdaki en özel insan için en özel yemekleri yapmak ve bunları blogda paylaşmak bana heyecan verdi. Hayatıma renk kattı. Şimdi her gün pişirdiğim pratik, kısa sürede hazırlanan ve besleyici değeri olan tarifleri sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Anneler bebeklerinin ne kadar besleyici yediklerinden çok ne kadar tükettiklerine kadar her şeye önem veriyorlar. Oysa ki bebeklerin besin değeri yüksek besinlerle doğru şekilde beslenmesi sağlıklı gelişimleri açısından önemlidir. Eğer evde bebeğinizle yalnızsanız ona hazırlayacağınız yemeklerin kısa sürede hazırlanabilmesi ve besleyici olması çok önemli. Seçimimi yaparken bu kritere çok önem veriyorum. Kendi yiyemeyeceğim tarzda hazırlanmış yiyecekleri oğluma da hazırlamıyorum.
Yine de bir kez denedim. Hazır sebze kavanoz mamalarının içeriğine bakarsanız, tatlandırıcı olarak meyve şekeri içeren üzüm suyu, elma suyu gibi tatlandırıcı kullandıklarını göreceksiniz. Ben de ıspanak yedirebilmek uğruna içerisine üzüm suyu koydum.
Söylemek istediğim son bir konu da 5. ayından itibaren her gün Mete’ye bir tam ceviz içi yedirdiğimdir. Ceviz, dış kabuğu olan yeşil bölümü kafa derimize, sert kabuğu kafatasımıza, cevizin üzerinde bulunan zarı beyin zarımıza, yenilebilir kısım olan iç kısmı da beynimize benzeyen muhteşem bir gıda olduğunu söyleyebiliriz.
Tüm annelere sağlıkla ve iştahla yemek yiyen bebekler diliyorum.....
Şimdi gelin lezzetli yemek hazırlamanın ilk adımlarıyla başlayalım.
***
Baharat Aromalı Yağ
Yapılışı:
· Küçük yağdanlıklarımızın içerisine baharatlarımızı koyup şişeyi yağ ile dolduruyoruz. Yemek pişirirken bu baharatlı yağdan kullanıyoruz.
Ben farklı olsun diye zeytinyağı ve diğer sıvı yağ şişesine yukarıda yazan baharatların tümünü aynı şişeye koymuyorum. Örneğin zeytinyağı içerisine dal kekik, tane karabiber, kırmızı pul biber, kimyon ve sarımsak koyarken diğer sıvıyağ şişesine defne yaprağı, dal kekik, biberiye, tane karabiber ve köri koyuyorum.
Bilir misiniz bilmem ama ben küçükken “poy” alınırdı bizim eve. Kızarmış ekmek üzerine tereyağı sürüp poy baharatını serpiştirip yenirdi. Şimdi ben de sabah kahvaltılarında kızarmış ekmeğimin üzerine baharatlı zeytinyağımı sürerek çocukluğumdaki lezzeti anımsayarak yiyorum.
Size bu yazıyı yazdığım gecenin ardından boşalan yağ şişelerim için hazırladığım taze baharat karışımlarını da sizlerle paylaşmak istiyorum. Zeytinyağı şişemin içerisine 4 dal taze kekik ve 4 yaprak taze fesleğen, mısırözü yağ şişeme de taze nane, dereotu ve maydanoz koydum. Şişelerim boşaldığında yani bir sonraki seferde ise limon ve portakal kabuğu ile hazırlamayı düşünüyorum.
Et Suyu
Malzemeler:
· Kemikli et
· 3 litre Su
· 1 adet Soğan
· 3 dal Kereviz
· 1 baş Sarımsak
· 1 adet Havuç
· 1 tatlı kaşığı tane Karabiber
· Maydanoz
· 4-5 adet Taze keki dalları
· Tuz
Yapılışı:
Tüm malzemeyi tencereye koyup 2-2,5 saat kadar kemiklerin içinden ilikler et suyunun içinden çıkana kadar kaynatıyoruz. Daha sonra süzüp, soğuduktan sonra saklama kapları içerisine döküp derin dondurucuda saklıyoruz.
Et suyunun olmazsa olmazı kokulu sebzelerdir. Bir de et suyumuzun içerisine koyduğumuz sarımsağımızın kabuklarını soymadan ortadan ikiye keserek kullanıyoruz.
Ben et suyu hazırlarken 2 adet(500 gr) kuzu incik kullanıyorum. 4-5 tane orta boy patates ve 2 adet domatesi de dörde bölüp ekliyorum sonra haşlanan sebzeleri ve didiklenmiş etleri Mete afiyetle yiyor.
Tavuk suyu hazırlarken bir bütün tavuk üzerine geçecek kadar sıcak su, dörde bölünmüş bir baş soğan ve yarım limonun verdiği aroma bana yeterli geliyor.
Sebze Suyu:
Malzemeler:
· 1 adet soyulmamış Enginar
· 3 dal Kereviz
· 1 adet Soğan
· 1 baş Sarımsak
· 1 adet Havuç
· 3 dal taze Nane
· Yarım limonun kabuğu
· Domates Kabukları
· 3 litre su
· Tuz
Yapılışı:
Tencereye tüm malzememizi koyup 45 dakika kadar kaynatıyoruz. Ilınan sebze suyunu saklama kaplarıyla derin dondurucuda saklıyoruz. Enginarın diğer sebzelerden daha baskın bir tadı olduğundan dolayı sebze suyu içerisinde diğer sebzelerin önüne geçiyor. Eğer bu tatdan hoşlanmıyorsanız, sebze suyu hazırlarken enginarsız hazırlamnızı öneririm.
Osmanlı mutfağında ocağın üzerinde sürekli kaynayan iki adet tencere bulunurmuş; biri et, ikincisi sebze suyu yapımı için. Her şey daha lezzetli yemekler yapabilmemiz için.
Afiyet olsun...