Her gün yüzlerce ev ve iş yerinin hırsızlık kurbanı olduğu günümüzde, hırsızlardan korunmak sanıldığı kadar güç değil. Özel bir güvenlik şirketi Genel Müdürü Metin Kastro, hırsızlık olaylarının engellenmesini sağlayacak basit ancak etkili önlemleri açıkladı. Kastro’ya göre, izinsiz girişleri engellemek için önlemlerin dengeli bir şekilde alınması gerekiyor. Önlemlerin abartılması, yangın gibi panik anlarında mekandan çıkışları güçleştirerek üzücü olaylar yaşanmasına neden olabiliyor.
İstatistikler, Türkiye’de saatte 10 ev ve 5 iş yerinin, günde ise 230’dan fazla ev ve 100’den fazla iş yerinin hırsızlığa maruz kaldığını ortaya koyuyor. Hırsızlar, hedef aldıkları mekanları soyabilmek için akıl almaz yöntemlere başvururken, basit ancak etkili önlemler, istenmeyen olayların yaşanmasını önemli derecede engelleyebiliyor.
Kastro'ya göre; “Araştırmalara göre, mekanlara yönelik hırsızlık olaylarının yaklaşık yüzde ellisi kapıdan izinsiz girişler şeklinde gerçekleşiyor. Bu nedenle, mekanda bulunulmadığı sürece dış kapıların mutlaka kilitli olması ilk şart diyebiliriz. Kişi, evini ya da iş yerini kısa bir süreliğine terk edecek olsa bile kapısını mutlaka kilitlemeli; ‘Yarım saatliğine komşuya kadar gidip geleceğim, bir şey olmaz’ diye düşünmemeli. İçeride kimsenin olmadığını anlayan hırsızlar, çok kısa bir süre içinde eve girip çıkabilirler. Sadece dış kapının değil, varsa balkon ve teras kapılarının da sağlamlıkları ve içeriden kilitlenebiliyor olmaları da aynı derecede önem taşıyor.”
‘Hırsıza kilit dayanmaz’ sözü geçerliliğini hâlâ koruyor
Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte geliştirilen yeni nesil kilitlerin, geleneksel kilit sistemlerinden çok daha etkin koruma sağladığına dikkat çeken Metin Kastro, bu durumun ‘Hırsıza kilit dayanmaz’ sözünün geçerliliğini değiştirmediğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Yeni nesil kilit sistemleri, eski sistemlere göre daha yüksek oranda koruma sağlıyor. Yeni sistemler için ‘Açılamaz’ demek mümkün olmasa da en azından hırsızların daha çok uğraşmalarını gerektireceğini söyleyebiliriz.
“Mekanik önlemler kadar komşuluk ilişkileri de önemli”
Ev ve iş yerlerinin dış çevrelerinde karanlık bölümler varsa, bu bölgelerin mutlaka aydınlatılması gerektiğini söyleyen Kastro, “Mekanların dışındaki aydınlatılmamış bölgeler hırsızların daha rahat hareket etmelerine neden olur. Bu nedenle, tüm yakın çevrenin mümkün olduğunca aydınlatılması gerekir. Bu amaçla sürekli yanan ışık kaynakları kullanılabileceği gibi, hareket duyarlı algılayıcılara bağlı olan ve sadece etrafta hareket olduğunda yanan ışık kaynakları da kullanılabilir” diye konuştu.
Mekanların güvenliğinde mekanik önlemler kadar komşuluk ilişkilerinin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Kastro sözlerini şöyle sürdürdü: “Tatil gibi bir sebeple uzun süre boyunca evde bulunmayacak kişilere, güvendikleri bir komşularından yardım almalarını öneriyoruz. Uzun süre boşaltılmayan bir posta kutusu, o evde kimsenin bulunmadığını gösteren bir işaret olarak değerlendirilir. Posta kutusunun anahtarını komşuya teslim etmek, burada fatura ve zarf birikmesini engelleyecektir. Ayrıca, güvenilir bir komşuya verilecek ev anahtarı ya da zaman ayarlı lambalar sayesinde evin ışıklarının yakılıp söndürülmesi de evi gözetleyen kimselerde evin boş olmadığı hissini uyandıracaktır.”
“İzinsiz girişleri engellemek isterken çıkış zorlaştırılmamalı”
Metin Kastro, konut ve iş yeri güvenliğinin sadece hırsızlığa karşı tedbir olarak düşünülmemesi gerektiğini, yangın ve gaz kaçağı gibi diğer istenmeyen durumların da güvenliğin bir parçası olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Hırsızlara karşı koruma sağlayacağım derken önlemleri abartmak, dışarıdan izinsiz girişleri engellediği gibi, yangın gibi panik durumlarında içeridekilerin dışarı çıkmalarını da güçleştirir. Zor kullanarak mekana girmek isteyenleri dışarıda tutmak ne kadar önemliyse, mekanın derhal terk edilmesinin gerektiği durumlarda içeridekileri kilit altında tutmamak da aynı derece önem taşımaktadır. Bu nedenle önlemler dengeli bir şekilde alınmalı ve panik durumları için bir kaçış planı belirlenmelidir.”
“Güvenlik sistemi lüks değil, ihtiyaç”
Türkiye’deki hırsızlık girişimlerinin önemli bir kısmının hane halkı evdeyken gerçekleştiğini ve bunun da büyük travmalara neden olduğunu söyleyen Kastro, “Sözünü ettiğimiz tüm önlemler caydırıcılık unsurları barındırsa da unutulmamalıdır ki hırsızları evlerimizden ve iş yerlerimizden uzak tutmanın en kolay, en etkili ve en ucuz yolu, güvenlik sistemi sahibi olmaktır. Bu sistemler, duman ve gaz dedektörlerinin eklenmesi ile hırsızlığın yanı sıra yangın ve gaz kaçağı gibi olaylara karşı da komple koruma sağlayan sistemlere dönüştürülebilmektedir. Önceki yıllarda bir lüks olarak görülen güvenlik sistemleri, artan hırsızlık olayları ve düşük abonelik ücretleri ile günümüzde bir ihtiyaç haline geldi” diye konuştu.”