Madalyonun Öbür Yüzü

Veliler de bilinçlenmeli

Bu yıl, beş buçuk aylık okula başlayacak çocukların anne babaları, çocuklarının bu katılımı değerlendirip değerlendirmeyecekleri endişesiyle haklı bir tedirginlik yaşıyorlar. Yanlışlıklara itiraz edip, toplu tepkiler oluşturuyorlar. Bu eğitim algısının toplumsal gelişimi açısından da önemli bir hak arama.

Okul öncesi eğitim uygulamaları ülkemizde zorunlu ve gerektiği biçimde, yani 3-6 yaş arası çocuklara uygulanarak geliyor olsaydı, bu pakete yöneltilecek itirazlar daha farklı olur ve yanlışlar daha iyi görülüp tartışılma olanağı bulunurdu. Oysa bugün, okul olmayan okul öncesi eğitim, zorunlu olmak bir yana, altı aylık ekleme bir müfredatla yetinilerek uygulanmaya kalkılıyor. Fiziki yönden olduğu kadar pedagojik yönden de kabul edilemez bu uygulama zorunlu olarak dayatılıyor. Çocuklarını okul öncesi eğitim kurumlarına gönderme bilinci toplum genelinde yeterince gelişmiş olsaydı, onlara bu imkanın devlet eliyle sağlanması da gerçekleşirdi. Böylece yaşama okul öncesi dönem gelişmelerine katkı sağlayan eğitimden yoksun olarak eğitim yaşamına geriden başlayan çocuklarımızın önemli bir eksiği kapanırdı...

Gelişmiş ülkelerde okul öncesi eğitimin yüzde yüze yakın derecelerde gerçekleştirildiği ve öneminin kavrandığı gerçeğinden kalkarsak çocuklarımızın uluslararası karşılaştırmalı ölçümlerde, sonlarda yer alan başarısızlıklarını önleme olanağı da sağlanırdı diyebiliriz.

Biz çocukların zihinsel gelişiminde çok önemli olan 0-6 yaş arasını 3 yaştan başlayarak eğitmeyi önemsemediğimiz ve eğitimden sorumlu olanların da son bir yılı kurtarmaya dönük yamalı bir ana sınıfı uygulamasıyla idare etmeye yetindikleri için böyle öncesiz bir eğitim uygulaması ortaya çıkabiliyor.

Öncesiz çünkü her çocuğumuz için okul öncesi eğitimi gereğince alma olanağı sağlanmıyor.

Bu yılların gelişimsel önemini algılamayan ve bu kurumlara çalışan annelerin çocukları gider diye yanlış olarak belleyenler veya maddi olanakları yetmeyen veliler, bugün oluşan tabloya bilmeyerek zemin hazırlamışoluşturuyorlar..

Keşke tüm veliler okul öncesi eğitimin çocuklarının en büyük hakkı olduğunu kavrasalar ve uygulanmasını talep edecek ortak bilince sahip olabilselerdi: O zaman devlet sorumlularının bu isteği böyle derme çatma uygulamalarla dayatması önlenebilirdi belki.

Bir çocuk hakkı olarak okul öncesi eğitimin gerekliliğinin yetişkinlerce benimsenmesi, böyle politik çekişmelere perde yapılan inatlaşmalar üzerinden dayatmayı önleyeceği için sorumluluk, çift taraflı olarak kavranmalıdır..

Bu yıl için bu uygulamadan velileri kurtaracak bir çözüm henüz görünmüyor. Bari bundan sonra, her anne babanın veya veli adaylarının devletten doğru dürüst bir okulöncesi eğitimi talep etme bilinci gelişir. Bu da, çocuklarının haklarını savunmayı iyi öğrenmeleri ile mümkün olur.