Annemle olan hikayelerimizin ucu bucağı, sonu, sonlanacağı yok. Nasıl başarıyorsa her gün beni yeniden ve yine ve yenisinden şaşırtabiliyor ya, işte bence bu büyük bir olay, büyük bir kadın, büyüksün anne!
Kendisi hakkında yazdığımda hem çok gülüyor hem de telefona sarılıyor‚ "Köpek evlat, senin o ağzını kıracam, yazma bir daha benim hakkımda öyle abuk subuk şeyler’ diye beni tehdit ediyor.
Başkası olsa tınlamam da, karşımda inek derisinden yapılmış kemeri ağzıma patlatan kadın olunca tırsıyorum haliyle.
Şimdi neden başlığımız‚ "Tıkandı Gönül", önce onu bir açıklamak istiyorum. "Tıkandı baba" hikayesini hepiniz biliyorsunuzdur, bilmiyorsanız da google amcaya sorabilirsiniz, sormazsanız bu sizin probleminiz. "Tıkandı baba" hikayesiyle aslında bi alakası yoktur, ancak ben ona‚ "Türbe misin sen kadın? Tıkandı baba türbesi misin?" diye sorduğum için kişiye uygun olarak bu başlığı seçtim.
Çünkü annem gerçekten türbe gibi bişi!
Ben onu izlemekten, peşine düşmekten bıktım, o elalemin dertlerinden bıkmadı!
Her nerede olursa olsun, ev, okul, doktor, konsolosluk, mutlaka dertli, problemli, sıkıntılı, anormal insanlarla tanışır ve hayat hikayelerini dinler ve ben genelde havaalanında olanlara şahit olurum. Insanlarla olan iletişimini burada anlatmak mümkün değil, ama bir Esra Ceyhan bile bir annem değil, yemin ederim!
Yalnız benim derdim, kiminle kanka olduğu değil, gelip beni de "cetleşmeye’ dahil etme arzusu!
Örneğin geçen yaz havaalanındayız. Benim moraller sıfır, yine dönüyoruz; sinirli, stresli ve asabiyim. Gerçi bu benim yolculuk esnasında ki genel halim ama o gün daha bir yoğun hissediyorum.
Annem herzamanki gibi ortalıktan kayboluyor ve yarım saat sonra inanılmaz heyecanlı geri geliyor.
Annem: Çıktım ya dışarı, çakmağım yoktu, bir sarışın kadın vardı, çok güzel giyimiş, nasıl güzel nasıl güzel, çakmak istedim, sigara içtik, napmış biliyor musun kocasına?
Ben: Umrumda değil!
Annem: Ama bak bi dinle, neler anlattı, ay ama ne iyi yaptı, helal olsun, öy....
Ben: Anne beni rahat bırak nolur, bilmek, duymak, görmek istemiyorum kimseyi, benden uzak dur ya!
Annem: Senin #axıekahsdkfajsşdfjasldkfjaşdfj#, görürsün uzak dursanayı! Dinliceksin!
Ben: İnsanlarda mı anormallik var yoksa sende mi çözemedim, yalnız sinerji oluşturduğunuz kesin. Nedir, millet geliyor sana sokakta özelini anlatıyor?
Annem: Kadın şu an milyoner olmuş ama.
Ben: Aaaaaa? Nasıl yani? Numarasını aldın mı? Facebookunu falan alsaydın! Onca konuşmuşsun, arkadaş olsaydın.
Annem: Rezil!
Bunun üstüne uçağa biniyoruz ve ben hosteslerin aldığı maaşı anneme sesli soruyorum. Hostes cevap veriyor gülerek ve annem o gülmenin samimiyetiyle işe koyuluyor. Bir muhabbet, bir muhabbet ki sormayın! Sanki oğluna alacak hostesi.
Annem: Suya bile onca para ödüyorsun ne bu böyle, sorayım bakayım bedava verir mi, bir de kahve alayım ama sadece 50 cent var euro, ona verir belki!!!
Ben: Anne yapma Allah aşkına!!! Biraz medeni ol, paran varsa içersin, yoksa içmezsin bu kadar basit.
Annem: Ayyycchhh #sşkdjş# kenarı, ben bedava alacam, sen basarsın paranı alırsın canım. Bakar mısınııız?
Ben: Anne yapma, ne o öyle sadaka ister gibi?
Annem: Kes! Bakar mısınız? Bana bir su, bir de kahve verir misiniz ama 50 centim var. Böyle olsa olur di mi?
Hostes: (Çok tatlı gülerek) olur olur...
Ben: Eee şey... Anne bana da alsana bi kahve, hiç bozuğum yok!
Annem: Defol!
Tekrar okudum da yazdıklarımı, nasıl üçkağıtçıymışım ben... Annemin dediği kadar varım sanırım.
"İşine geldiği gibi nasıl davranıyorsun pis rizeli!"