Paslandım.... Yaklaşık bir aydır hastalıklarla boğuşuyorum... Önce hafif bir boğaz ağrısı ile başladı... Sonra dayanılmaz sancılar içinde gece acile gittim... 3 şişe serum ve 4 saatin ardından inşaat işine girebileceğimi öğrendim. Taş, kum ne ararsan varmış bende... Su içme özürlüsü olan ben mecburen günde 3 litre su içmeye başladım... Yanında bonus olarak yürüyüş yapacaksın dedi doktor.
Hamilelik şekerim çıktığında da doktor yürümemi önermişti. Zayıflamak için de yürümek şart diyorlar dedim Özhan'a “Allah yürü ya kulum dedi sana” cevabını aldım :)
Allahıma çok şükür acile gittiğimde ki gibi sancıyı bir daha çekmedim.
Sonra tekrar boğaz ağrısı ve burun akıntım başlamıştı ki ardından dayanılmaz bir şekilde baş ve yüz kemiklerim ağrımaya başladı. Bu sefer de sinüzit ile boğuştum. 4 hafta da 3 kutu antibiyotik içerek -tabii yanında başka ilaçlarda cabası- sanırım iyileştim. Yani ben en azından uzun süre sonra kendimi iyi hissediyorum. Bugün verdiğim tahlil sonuçlarını da doktor değerlendirdikten sonra herşey yoluna girecek diye düşünüyorum.
3 hafta boyunca evde tek başıma iyileşemeyince 4. hafta Bursa'ya “anneanne evi dinlenme tesislerine” gitmeye karar verdim. İnanın bir gün önce yatak döşek yatıyordum. Buzdolabında hazır olan çorbayı ve yemeği bile ısıtmaya halim yokken Bursa'ya annemlerin yanına gitme fikri bile iyi geldi ve ayaklandım. Mete ile birlikte arabaya atlayıp yola düştük.
Dedim ya fikir bile iyileşme yoluna koydu beni... Bursa'da olduğum sürece dinlendim , gezdim, sevdiklerimle birlikte zaman geçirdim.
Sizden uzak durduğum süre boyunca yeni tarifler deneyemediğim içinde sizlerle paylaşamadım. En son mantar aşkım kabarmıştı. Kanlıca mantarı yada çam mantarı tabir edilen mantarı 15 tl den başlayıp 5 tl ye kadar düşen fiyatlarla alıp, bıkana kadar yedim. Şu an uzaktan bile göresim yok :)
Sonra bir ara dolma aşkım kabardı.
Bir gün sokak kapısını açmamla birlikte apartmanı saran ve benim burnuma buram buram gelen dolma kokusu ile başladı...
Kilo problemi olan bir aile olduğumuz için dolmadan uzak durmaya çalışıyoruz lakin o koku beni bende aldı. Hemen ertesi sabah marketten biber alıp yaptım dolmamı.
Ben dolma içini pirinç, kıyma, salça, soğan, tuz ve karabiber kullanarak yapıyorum. O gün yenibahar da eklemiştim biraz. Dolma içimden bir miktar kaldı. Buzluğa attım onu...
Sonra başka bir gün kereviz dolması düştü aklıma, başka bir günde lahana... Kerevizi de, kocaman lahanayıda koydum dolaba ama yapacak adam yok. Kendimi iyi hissettiğim bir gün çıkardım dolma içimi, kerevizlerimi ve lahanamı yaptım, afiyetle yedik. Koca lahanayı saracak durumda değildim, üzerinden 4 yaprak yetti bana. Nefsimi körledi...
Kereviz dolması yaparken körpe yaprakları doğrayıp dolma harcıyla karıştırmın. Aslında kerevizin üzerinde körpe yaprakları bırakılarak dolmanın üzerine kapak olarak kesilerek hoş bir görünüm elde edilebilir lakin benimkiler dolapta dura dura kendinden geçmek üzereydiler.
Bir hafta sonu annem geldiğinde birlikte Polenezköy'e gittik. Henüz mantar sevdamın geçmediği günlerdi. Yol kenarında satılan yeşil domatesleri görünce alasım geldi. Onları alırken ne yapacağımı bilmediğimden yemyeşil olanları değil kırmızı-yeşil olanları almıştım. Evde de 1-2 gün bekleyince biraz daha kızardılar. Ben onları da dolma yaptım. Acele ettim çabuk pişsinler diye altını açtım domatesler dağıldı. Aslında yemyeşil olanlardan alsaydım ve kısık ateşte yapsaydım daha iyi olacaklardı. Belki size de fikir olur...
Sonra bir dönem pırasaya taktım. 2 farklı pırasa çorbası yapmış ve tarifini sizinle paylaşmıştım. Pırasalı köfte yapmıştım, adam köfte. Bir de pırasayı ve patatesi haşlayıp köfte yaptım. Pırasa, patates, peynir ve diğer köfte malzemeleri ile birlikte yoğurup cilli köfteler yaptım. Una bulayıp kızarttım. Yumuşacık, ağızda dağılan köfteler oldu.
Meteye kedicik kahvaltı tabağı hazırladım, Metenin değimiyle mutsuz kedi. Her zaman ki gibi üzerinden sadece bir adet salatalık aldı ve yedi, gerisi bana kaldı.
İşte özetle durum buydu....
Yarın hastaneye Şule'yi ziyarete gitmeyi düşünüyorum. Canın bir şey çekiyor mu söyle yapayım dedim. O da bana bıraktı... Yazının başında dedim ya paslandım diye, paslandım....
Sağlıkla ağız tadımızın yerinde olduğu günlere....